WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Korunması K. Tur ve Tic. Ltd. Şti ile A. M.O.aralarındaki Zilyetliğin Korunması davasının reddine dair Bodrum Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 22.02.2012 gün ve .. sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, davalı tarafından vekil edeninin işletmesinin çatısına sanayi tüpü, klima cihazları, baca boruları .. vs koymak suretiyle müdahalede bulunulduğunu açıklayarak, davalının müdahalesinin menine, muhdesatların kaline, çatıya konulan demirbaşların kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. 27.09.2010 havale tarihli dilekçesiyle de; hakka dayalı olarak açılan el atmanın önlenmesi davasını bilirkişi raporu doğrultusunda zilyetliğin korunması (MK 981-984) davası olarak ıslah ettiklerini açıklamıştır....

    Somut olayda; davacının zilyetliğin devri yolu ile iktisap ettiğini taşınmazı davalının haksız olarak işgal ettiği iddiasıyla zilyetliğe vaki tecavüzün önlenmesinin ve taşınmazın tahliyesine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. TMK. nun 981 ve müteakip maddeleri, mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kimsenin zilyetliğini korumak üzere konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. Davacı sadece zilyetliğini ileri sürdüğüne ve zilyetliğin arkasında ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hak ileri sürmediğine göre davanın, zilyetliğin korunması kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna göre uyuşmazlığın 6100 Sayılı HMK'nın 4/1-c maddesi uyarınca, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK’nun 22. ve 23. maddeleri gereğince ... 11. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 08.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Bu bakımdan işin çözümü, zilyetliğin korunması davası kapsamında değil (TMK. m. 981 vd.) hakka dayalı bir dava olarak değerlendirilip Asliye Hukuk Mahkemesi'nde bakılması gerekir."...

      O halde, konusu TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması olan davaya sulh hukuk mahkemesi bakmakla görevlidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Mersin 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 29/09/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Korunması, ecrimisil ve tazminat ... ile ... aralarındaki zilyetliğin korunması, ecrimisil ve tazminat davasının reddine dair Didim (Yenihisar) Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 10.05.2011 gün ve 540/216 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı ......

        Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, Hazine'ye ait taşınmaz mal üzerine, izinsiz olarak, hafif yapı niteliğinde olmayan yapı kuran zilyetlerin, arsa maliki Hazine'den başka kişiler aleyhine açtıkları davalar, arkasında barındırdığı bir hakka dayanmakla, salt zilyetliğin korunması davası olmayıp; temelinde bir hak davasıdır. Somut olayda gelince; davacı, taşınmazın üzerinde bulunan yapıdan kaynaklı satın almaya dayalı elatmanın önlenmesi isteğinde bulunduğuna göre dava, salt zilyetliğin korunmasına yönelik dava niteliğinde değildir....

          İçtihadında “TMK 981, 982 ve 983. maddeleri mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. TMK'nın 973. maddesinde zilyetlik "bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir" biçiminde tanımlanmıştır. TMK'nın 982 ve 983. maddelerinde zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek sulh hukuk mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır....

            Sulh hukuk mahkemesi ise, davanın zilyetliğin korunmasına yönelik elatmanın önlenmesine ilişkin olduğundan, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda; dava konusu taşınmazda davacının malik olmadığı, dosya içerisinde bulunan ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi ile kiracı sıfatı ile kullandığının belirlendiği, ancak davalının söz konusu taşınmaz bölümüne haksız yere elattığını iddia ederek davalının vaki elatmasının önlenmesini talep ettiği anlaşılmıştır. 4721 sayılı Medenî Kanunun 981 ve devamı maddeleri, mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kimsenin zilyetliğini korunmasına ilişkin hükümler düzenlenmiştir. Davada çekişmeli taşınmazın korunması istenen bölüm davacıya ait değilse de, davacı bu taşınmaz bölümün üzerinde zilyet olduğunu ileri sürdüğüne göre, uyuşmazlığın MK.nın 981 ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetliğin korunması hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekir....

              Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğu, zilyetliğin korunması davasının da sulh hukuk mahkemesinin görevine girmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir. Fethiye 2. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, kiralanan taşınmazın kullanılmasına izin verilmemesinden kaynaklanan zilyetliğin korunması davasında görevin dava değerine göre belirleneceği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacı kira hakkına dayandığına göre, uyuşmazlık, yalnızca HUMK’nun 8/11-3. maddesindeki zilyetliğin korunması olarak düşünülemez. Bu nedenle, dava tarihi ve değeri esas alındığında, HUMK’nun 8/1. maddesi uyarınca görevli mahkeme belirlenmelidir. Dava tarihi ve değerine göre, yalnızca zilyetliğin korunmasına yönelik olmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK’nun 25. ve 26 . maddeleri gereğince Fethiye 1....

                Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğunu belirterek, zilyetliğin korunması davasının sulh hukuk mahkemesinin görevine girmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetliğin korunması değil, taşınmazdaki zilyetliğin davalıda olmadığı,davacıda olduğunun tespiti davası olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm vermiştir. Somut olayda, uyuşmazlık konusu taşınmazın 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, taşınmazda davacının mülkiyet hakkına dayanmadığı,ancak davacının zilyetliğe dayandığı anlaşılmıştır. Bu durumda, uyuşmazlığın TMK.'nun 981 ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetliğin korunması hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerektiğinden, HMK.'nun 4/1 c (HUMK.'nun 8/II-3) maddesi uyarınca, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'...

                  UYAP Entegrasyonu