Gerek davacının gerek davalının hakka dayalı zilyetlikleri bulunmadığından, bu davada öncelikle çözüme kavuşturulması gereken husus; davacının somut olayda, davalıya karşı üstün ve korunmaya değer zilyetliğinin bulunup bulunmadığıdır. TMK’nun 973 ve devamı maddeleri uyarınca, zilyetliğin korunmasına ilişkin işbu davada, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu'nun 09.10.1946 tarih, 1946/6-12 Esas ve Karar sayılı kararında aynen “…MK’nun 896 (TMK’nun 983) maddesi uyarınca bir taşınmazda zilyetliği tecavüze uğrayan kimsenin bu hakkının korunması için açacağı davada; şey’e malik olduğunu veya zilyetlik hakkını beyana lüzum olmadan sadece zilyetlik sıfatını değiştirerek tecavüzü ispat etmesi yeter. Bu halde, hakim, yalnız davacının gerçek ise zilyetlik halini tespit ederek tecavüzün önlenmesine karar verir. Bu karar, zilyetlik konusunda kesin hüküm meydana getirmez....
Asliye Hukuk ve ... 4.Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, tapulu taşınmaz hakkında zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, talebin zilyetliğin tespitine yönelik olduğu, bu nedenle, 6100 sayılı HMK.'nun 4/1-c maddesine göre görevli mahkemenin Sulh Hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise,davanın zilyetliğin korunmasına yönelik olmadığı, zilyetliğin değiştirilerek yeniden zilyetliğin tespitine ilişkin olduğu ve çekişmesiz yargı işi olmadığı nedeniyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, uyuşmazlık konusu taşınmazın,kadastro çalışmaları sonucu mülkiyeti davacıların murisi ... Keser adına tespit edilen, ... 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.12.2006 tarihli ilamı ile de ......
Somut olayda; davacı kira sözleşmesine dayalı olarak davalıya karşı elatmanın önlenmesi ve tazminat isteğinde bulunmuştur. Kiralayan (dava dışı ... Emlak Müdürlüğü) davada taraf olmadığı gibi, uyuşmazlık kira sözleşmesinden kaynaklanmamaktadır. Bu durumda, uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı elatmanın önlenmesi ve tazminat davası olduğu gözetilerek davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. Mahkemece, davacının zilyetliğin korunması hükümlerine dayanılarak el atmanın önlenmesi ve tazminat isteğinde bulunduğu, 6100 Sayılı HMK'nın 4/c Maddesi gereğince zilyetliğin korunmasına ilişkin davaların Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle yanılgılı gerekçeyle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Köyü çalışma alanında bulunan 107 ada 21 parsel sayılı 581.530,01 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle ham toprak vasfıyla davalı ... adına tespit ve tescil edilmiş, daha sonra taşınmazın ifrazı sonucu oluşan 107 ada 89 parsel sayılı 573.635,22 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ile yine bu taşınmazın da ifrazı sonucu oluşan 107 ada 94 parsel sayılı 508.623,94 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ... adına tescil edilmiştir. Davacı ... ve arkadaşları miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın bir bölümüne yönelik tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır....
başlangıcı, sürdürülüş biçimi, öncesinde nasıl kullanıldığı, kadim mera olup olmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanları arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişi kurulundan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, zirai faaliyete konu olup olmadığı, üzerinde sürdürülen zilyetliğin mevcut olup olmadığı, mevcut ise zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü ve zilyet süresinin ne kadar olduğu, taşınmazın toprak yapısı, niteliği, bitki örtüsü ve kullanım durumu ile ilgili komşu taşınmazlarla mukayeseli olarak, fotoğraflarla desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir rapor ve kroki düzenlettirilmeli, jeolog bilirkişiden, çekişmeli taşınmazın kıyı kenar çizgisi kapsamında kalıp kalmadığı hususunda bilimsel verilere dayalı, ayrıntılı rapor istenmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek...
Somut olayda davacılar ve davalı bir hakka dayandıklarına ve dosyada tapu kaydı bulunmasına göre, uyuşmazlık, yalnızca HUMK’nun 8/11-3. maddesindeki zilyetliğin korunması olarak düşünülemez. Bu nedenle, dava tarihi ve değeri esas alınarak, HUMK’nun 8/1. maddesi uyarınca görevli mahkeme belirlenmelidir. Dava tarihi ve değerine göre, yalnızca zilyetliğin korunmasına yönelik olmayan uyuşmazlığın, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK’nun 25. ve 26 . maddeleri gereğince Ağrı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 26.02.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....
a karşı açılan zilyetliğin tespiti davası davaya konu olan 234 ada 31 parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Davacılar ..., ... ve arkadaşları askı ilan süresi içinde miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak miras payları oranında adlarına tescili istemiyle tüm taşınmazlar hakkında dava açmışlardır....
tarihli vasiyetnamede yer alan taşınmazlardan olup olmadığı belirlenmeli, çekişmeli taşınmazın söz konusu vasiyetnamede yer aldığının tespit edilmesi halinde, taraf tanıkları ve yerel bilirkişilerden zilyetliğin başlangıç tarihi, sürdürülüş şekli ve amacı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı beyanları alınmak suretiyle toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonucuna göre bir karar verilmelidir....
Nehrinin suları altında kaldığı, zilyetliğin sık sık fasılaya uğradığı ve ./.. 2007/1303-1025 Sh:2 zilyetliğin uzun süre kesilmiş olması nedeniyle 20 yıllık nizasız ve fasılasız zilyetliğin bulunmadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Taşınmazda zilyetliğin başlangıç tarihi, sürdürülüş biçimi, öncesinin ne olduğu, taşkından önce iktisabı sağlayan zilyetliğin gerçekleşip gerçekleşmediği tam ve kesin olarak belirlenmemiş, hükmüne uyulan bozma ilamında belirtirdiği şekilde 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 14 ve 17. maddeleri uyarınca araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Böylesine eksik inceleme ile hüküm kurulamaz....
dan 09.10.1988 tarihinde aldığı, 13.11.2002 günlü dava dilekçesinde dava değerinin 350.000.000.- TL. olarak gösterildiği, daha sonra mahkemece değer tespiti yapılmadığı görülmektedir. O halde, davacının kadastro tespitinden sonra ... hakka dayanarak dava açtığı, davanın zilyetliğe dayalı elatmanın önlenmesi niteliğinde olduğu, dava tarihi itibariyle değerinin 350.000.000.- TL. olduğu anlaşıldığından, H.Y.U.Y.'nın 8/I ve 8/II-3. maddeleri gereğince davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Finike Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 27/03/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....