Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yerel bilirkişi ve tanıkların kayıtların uygulanması ve taşınmazların tasarrufu hususundaki beyanlarının zemine uygunluğu komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, beraberinde götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan kayıtların hudutları ile kapsamını belirtir keşfi takibe imkan verir gerekçeli kroki ve rapor alınmalı, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının kapsamı dışında kaldığı belirlendiği takdirde usulünce zilyetlik araştırması yapılmalı, bu cümleden olarak dava konusu taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi, taşınmaz üzerinde davacı veya bayisinin zilyet olup olmadığı, zilyet olmuş ise özellikle davalıların dayanağı vergi kayıtları, 1961 ve 1962 tarihli hasılat belgeleri, 1978 tarihli kira sözleşmeleri, 1966 tarihli tutanaklar ile Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen mülkiyetin tespitine dair karar içerikleri ile diğer bilgi ve belgeler okunarak bu zilyetliğin...

    nun ölümünden sonra terekesinin taksim edilip edilmediği, edilmişse tarihi, tüm mirasçılarının yada temsilcilerinin katılıp katılmadığı, her bir mirasçıya hangi mevkiden taşınmaz verildiği, taşınmaz verilmeyen mirasçıların ne şekilde razı edildiği, taşınmazları kim yada kimlerin hangi tarihten beri zilyet ettikleri, içerisindeki evlerin Süleyman tarafından mı, yoksa mirasçıları tarafından mı yapıldığı, tespit tarihine kadar taşınmazda davalıların zilyet olmaları ve bu duruma diğer mirasçıların sessiz kalıp ses çıkarmamaları halinde yörede bu durumun neyin sonucu olduğunun olaylara dayalı olarak bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı sorulup saptanması, gerektiğinde lüzum görülecek delillerin re'sen toplanması, bilirkişi ve tanık sözleri arasında aykırılık doğduğunda giderilmesi, taşınmazlar içerisindeki evlerin mirasçılarca yada bir kaçı tarafından yapılması halinde 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 19.maddesine göre iştirak halinde mülkiyet durumunda mirasçıların birbirlerine karşı üçüncü...

      Davacılar ...., .... ve ... 111 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapulu maliki olduklarını, diğer taşınmazların ise zilyet ve maliki olduklarını ileri sürerek, ...., ... ve ... 110 ada 1 ve 109 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tapu ve zilyetlikle maliki olduklarını ileri sürerek, davacılar ..., ... ve ... ise 106 ada 1 ve 111 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara zilyet ve ... olduklarını ileri sürerek, adlarına tescili istemiyle ayrı esaslarda dava açmışlar, 110 ada 1 parsel hakkındaki dava tefrik edilip diğer davalar irtibat nedeniyle birleştirilmiştir. Davacılar 106 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davalarından feragat etmişlerdir. Mahkemece, ... KÖYÜ 106 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine, diğer parseller hakkındaki davanın esastan reddine, ... KÖYÜ 106 ada 1, 109 ada 1 ve 111 ada 1 parsel sayılı taşınmazların orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ......

        Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Dava konusu 266 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının edinme sebebi bölümünde ... oğlu ...’in zilyet ve tasarrufunda iken 2004 yılında öldüğü, halen mirasçılarının zilyet ve tasarrufunda bulunduğu, ancak mirasçılarının kimler olduğu bilinemediğinden taşınmaz ... oğlu ... adına tescil edilmiştir. Nüfus kayıtlarına göre ... Merkez ... Mahallesi 44 Hanede nüfusa kayıtlı 15.01.2004 tarihinde öldüğü anlaşılan ... oğlu ... adında bir kişi bulunduğundan, taşınmazın nüfus kayıtları ile tapu kayıtları birbirine uyumlu olan bu kişi adına kayıtlı olduğunu kabul etmek gerekir....

          Ancak, çekişmeli taşınmaz yönünden sicil oluşturulacak şekilde karar verilmemesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle, hüküm fıkrasının 1. bendinin 5. satırında yer alan “zilyet olarak tesciline” cümlesinden sonra gelmek üzere “ve 144 ada 10 sayılı parselin Hazine adına tespit ve tesciline” cümlesinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine ve H.Y.U.Y.nın 438/7. maddesi gereğince hükmün düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 04/04/2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

            Ancak, çekişmeli taşınmaz yönünden sicil oluşturulacak şekilde karar verilmemesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle, hüküm fıkrasının 1. bendinin 5. satırında yer alan “zilyet olarak yazılmasına” cümlesinden sonra gelmek üzere “ve 129 ada 1 sayılı parselin Hazine adına tespit ve tesciline” cümlesinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 17/10/2011 günü oybirliği ile karar verildi....

              Ancak, çekişmeli taşınmaz yönünden sicil oluşturulacak şekilde karar verilmemesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle, hüküm fıkrasının 1. bendinin 5. satırında yer alan “zilyet olarak yazılmasına” cümlesinden sonra gelmek üzere “ve 114 ada 26 sayılı parselin Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline” cümlesinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine ve H.Y.U.Y.nın 438/7. maddesi gereğince hükmün düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 28.03.2011 günü oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazın beyanlar hanesinde zilyet olarak adına tespit yapılan davalıların adına olan zilyetliğin iptali ile ... varisleri olan davacılar ..., ..., ..., ..., ... ve ...'ın zilyet olarak yazılmasına karar verilmiş, hüküm Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazda bulunan kullanıcıların baba adları ve soyadının düzeltilmesine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 3116 Sayılı Yasaya göre 1949 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 3302 Sayılı Yasaya göre 1993 yılında yapılıp 04.09.1995 tarihinde askı ilanı yapılarak 05.03.1996 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulama çalışmaları bulunmaktadır....

                  kesin olarak saptanması, tespit gününde zilyet yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi hükmünde öngörülen kısıtlamalar da dikkate alınarak, taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Dava konusu Yaylapalangıç Köyü çalışma alanında kalan 121 ada 22 parsel sayılı 17.281,09 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 08.01.1990 tarihinde yapılan kadastro çalışmalarında 6831 sayılı Kanun'un 2. maddesinde değişiklik yapan 1744 sayılı Yasa'ya göre orman niteliğini yitirdiğinden Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılması nedeniyle, beyanlar hanesine...'ın müşterek işgallerinde olduğu şerhi verilerek Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. 12.07.2010 tarihinde yapılan 2/B güncelleme çalışmaları sonucunda taşınmaz 121 ada 94 ila 102 parsel sayılı taşınmazlara ifraz edilip beyanlar hanesinde zilyet olan kişiler ayrı ayrı şerh verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu