Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin korunması Uyuşmazlık, zilyetliğin korunması istemine ilişkindir. Bu durumda hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında kaldığından dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 26.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık, dolandırıcılık Hüküm : 2863 sayılı Kanun kapsamındaki korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının müzeye teslimi ile anılan Kanunun kapsamı dışında kalan objelerin sanığa iadesi 2863 sayılı Kanun kapsamındaki korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının müzeye teslimi ile anılan Kanunun kapsamı dışında kalan objelerin sanığa iadesine ilişkin ek karar, katılan vekili ile sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılama sonunda, 2863 sayılı Kanun kapsamındaki korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının müzeye teslimi ile anılan Kanunun kapsamı dışında kalan objelerin sanığa iadesine ilişkin ek kararda isabetsizlik görülmediğinden, katılan vekilinin ve sanık müdafinin eserlerin teslimine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, ek kararın isteme uygun olarak ONANMASINA, 22/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Bankası’nda iken ... tarafından davacıya temliknameyle satılmış, vasıtasız zilliyetliğin bankada olması nedeniyle teslim gerçekleşememiş ise de zilliyetliğin havalesi yoluyla mülkiyetin alıcıya geçip geçmediğini ayrıca tartışmak gerekmektedir. TMK’nın “Teslimsiz Devir” başlıklı 979/2 md uyarınca; “Zilliyetliğin bu yolla devri, zilliyet olmakta devam eden üçüncü kişiye karşı ancak durumun devreden tarafından kendisine bildirildiği andan başlayarak hüküm doğurur.” düzenlemesi mevcuttur. TMK’nın 979/2 md kapsamında rehin hakkı sahibine (bankaya) pay senetlerini satan ... tarafından yapılmış bir bildirim bulunmamaktadır. Şu halde zilliyetlik devrinin bankaya karşı hüküm ifade etme şartı gerçekleşmemiştir. Daha da önemlisi, bizzat ...’ın imzalamış olduğu kredi sözleşmesi incelendiğinde, davalı şirketin ortaklık yapısındaki değişiklikler, yani pay senetlerinin devredilebilmesi için ......

        duvar levhasının 1923 yılına tarihlendiğinin, eserlerin aynı yerden geldiği göz önüne alındığında hepsinin aynı yıllara ait bulunup etnoğrafik eser niteliği taşıdıklarının belirtildiği; 2863 sayılı Kanun gereğince, Etnoğrafik nitelikte kültür varlıkları da tasnif ve tescile tabi, korunması gerekli taşınır kültür varlıkları olup, Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tasnifi, Tescili ve Müzelere Alınmaları Hakkında Yönetmeliğin 3/1 – (ı) maddesinde "tescile tabi etnoğrafik eser" in, "günümüzden yüz yıl öncesine kadar olanlar hariç, halkın hayat tarzını, dönemin sosyal, teknik ve ilmi özellikleri ile kültürünü temsil eden araç ve gereçler dâhil bilim, kültür, din ve mihaniki sanatlarla ilgili, belge değeri bakımından korunması gerekli insan yapısı taşınırlar” olarak tanımlandığı, suça konu eserler kültür varlığı olmakla birlikte günümüz ile yüz yıl öncesine kadar olan döneme ait olduklarından, korunması gerekli kapsamda kalmadıklarının kabul edilmesinin gerekeceği bu...

          Asliye Hukuk Mahkemesi davanın zilyetliğin korunması istemine ilişkin olduğu ve sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. ... Sulh Hukuk Mahkemesince ise davanın salt zilyetliğin korunması niteliğinde olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesini isteyebileceği gibi salt zilyetliğe dayalı olarak TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümleri gereğince istemde bulunma hakkına da sahiptir. Talepte bulunan, hakkının hangi şekilde daha iyi korunacağını düşünüyorsa o hükümlere dayalı olarak ayrı ayrı koruma talep edebilir....

            Asliye Hukuk Mahkemesi, davacının konut olan davaya konu taşınmazı satın aldığı, 4077 sayılı Tüketicinin korunması hakkındaki yasada değişiklik yapan 4822 sayılı yasanın 3/c maddesi ile "Konut ve tatil amaçlı " taşınmaz mallarda tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alınmış olup, aynı yasanın 23. Maddesinde bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. ......

              Çözümlenmesi gereken sorun, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, TMK'nun 683. maddesine dayalı elatmanın önlenmesi davası mı, yoksa TMK'nun 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası mı olduğu hususunda toplanmaktadır. Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nun 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler....

                Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya re'sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler, özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir. (TMK m. 589) Tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemler süreye bağlı olmadan sulh hakimi tarafından istem üzerine alınabileceği gibi re'sen de alınabilir. Terekenin tespiti ve korunması ile ilgili önlemler alındıktan sonra terekeden el çekilmesine karar verilir. Miras bırakan yerleşim yerinde ölmüş ise yerleşim yeri mahkemesi tereke malların korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır....

                  Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğunu belirterek, zilyetliğin korunması davasının sulh hukuk mahkemesinin görevine girmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetliğin korunması değil, taşınmazdaki zilyetliğin davalıda olmadığı,davacıda olduğunun tespiti davası olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm vermiştir. Dosya kapsamından, 6831 Sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca zilyetlik tespitinde hata yapıldığı belirtilerek, Antalya İli, Aksu İlçesi, Çamköy Yukarı Mahallesinde bulunan 3282 ada 25 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün 2/B niteliğine sahip olduğu, yapılan zilyetlik tespiti çalışmalarında bu taşınmazın beyanlar hanesine sehven davalı ... isminin yazıldığı belirtilerek taşınmazın davacı adına tespitine karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır....

                    Aile Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 352. ve devamı maddeleri uyarınca açılan çocuk mallarının korunması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun 21. maddesine göre velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri ana ve babanın ortak yerleşim yeridir. Somut olayda, mallarının korunması istenen çocuklardan ... ile ...’in anne ve babasının boşanması sonucu, velayeti vefat eden baba ...’e verilmiş olup, anılan çocukların velayeti askıdadır. Yine mallarının korunması istenen çocuk ...’nın velayeti babasının vefatı nedeniyle sağ kalan eş anne ...’dedir. Dosya kapsamındaki, 16.11.2009 günlü yazıyla çocukların mallarının korunması için gerekli tedbirlerin alınması hususunda, nüfusa kayıtlı olunan yer mahkemesi olan ... Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesine ihbarda bulunmuş, ......

                      UYAP Entegrasyonu