Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; geçerli taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanan zapta karşı tekeffül hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu niteliğine göre, inceleme görevi Yüksek Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Ne var ki dosya, Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu kararı ile tetkiksiz olarak yeniden incelenmek üzere Dairemize gönderilmiş olduğundan, 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Yasanın 21.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60/3 maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 24.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....

    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalıya sigortalı araç sürücüsünün % 80 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabul kısmen reddi ile tedavi giderleri talebinin ... tarafından karşılanacağından, ulaşım giderlerinin ispatlanamadığından, mahrum kalınan kar talebinin koşulları oluşmadığı gerekçesi ile talebin reddine, çalışma gücü kaybı nedeniyle taleple bağlı kalınarak 500,00.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      üzere müvekkil şirketce mahrum kalınan kiradan şimdilik 4.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile kira kaybı alacağının 18.800,00 TL olarak tahsilini istemiştir....

        Taraflar arasındaki uyuşmazlık, satım akdinden kaynaklanan zapta karşı tekeffül hükümlerine ilişkindir. Hal böyle olunca, taşınmazın mülkiyet hakkını kaybeden davacı BK'nın 217. maddesi delaletiyle zapta karşı tekeffül ve haksız iktisap kurallarına göre davalı/borçlu T18'den zararlarını ve ödediği bedeli talep edebilir. Davacının satın alması sırasında tapu kaydında aynının uyuşmazlığa konu olduğu konusunda herhangi bir sınırlama bulunmaması karşısında, alıcı olan davacının TMK'nın 1020 maddesi gereğince iyiniyetli olduğunun kabulü zorunludur. BK'nın 189. maddesi, satılan şeyin 3. bir şahıs tarafından satım akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zapt edilmesinden satıcıyı alıcıya karşı sorumlu tutmaktadır. Zapta karsı tekeffül hükümlerini düzenleyen BK'nın 192. maddesi de, taşınmazın tamamen zaptı halinde, satımın münfesih addolunacağı ve alıcının, satıcıdan aynı maddenin 1, 2, 3 ve 4. bentlerinde yazılı zararları isteyebileceğini, hükme bağlamıştır....

        Kâr kaybı, kardan mahrum kalma karşılığı meydana gelen zarardır. Genelde sözleşmeyi kusuruyla fesheden taraftan istenir. Aslında kâr kaybı açısından kârdan yoksun kalan tarafın malvarlığında kusurlu fesihten önce ve sonra bir değişiklik yoktur. Burada kârdan yoksun kalan kusurlu fesih yüzünden mal varlığında ileride meydana gelecek çoğalmadan mahrum kalır. Kâr kaybı zararının müspet zarar kapsamında bulunduğu şüphesizdir. Önceki malik ile davacı arasında düzenlenen 13.06.2001 başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli kira sözleşmesinin süresi bitmeden İİK 135. Maddesine göre tahliye edildiği ve bu tahliye emrinin davacı tarafından açılan dava ile iptal edildiği tartışmasızdır. Bu durumda kiracının, kusurlu fesih nedeniyle kiralayan davalıdan kâr kaybı zararı adı altında bir miktar paranın kendisine ödenmesini isteyebilecektir....

          Bu durumda alıcı zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanarak satıcıdan talepte bulunabilir. Mahkemece mülkiyetin davacıya geçip geçmediği sahtelik nedeniyle davacının zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanıp dayanamayacağı hususları üzerinde durulup toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan yönler gözetilmeden delillerin takdirinde ve hukuki nitelendirmede hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece yukarıda açıklandığı şekilde öncelikle kiracının aynı şartlarla bir oteli kiralaması için gereken makul süre tespit edilip bu süre içindeki kiracı karının ne olabileceği tespit edilip mahrum kalınan karın belirlenmesi ve daha sonra Borçlar Kanununun 106. ve 108. maddeleri hükümleri gereğince kâr kaybı zararına uğrayan tarafın isteyebileceği zararın saptanmasında kıyasen Borçlar Kanununun 325. maddesi hükmünde gösterilen kesinti yönteminin uygulanması ve hakim tarafından belirlenen bu mahrum kalınan kar üzerinden hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru değildir....

              Şti. hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle, diğer davalılar hakkındaki davanın ise husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekili, davalı şirket tarafından müvekkiline satılan aracın trafikten men edildiğini ve ayrıca başka bir dava sebebiyle verilen ihtiyati tedbir kararına istinaden aracın müvekkili elinden alındığını ve aracı tasarruf edemediği dönem yönünden zarara uğradığını ileri sürerek tazminat talebinde bulunmuştur. Dava dilekçesindeki bu açıklamalara göre, davacı Borçlar Kanunu’nun satımda zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanmaktadır....

                Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacının ...Noterliğinde yapılan satış sözleşmesiyle ... plakalı aracı satın aldığı, ancak aracın hırsızlık malı olması sebebiyle araca el konulduğu, sözleşme bedelinin 55.000,00 TL olduğu, zapt nedeniyle davalının sorumlu olduğu, sözleşme bedeli ve işleyen faizlerden davacının elde ettiği gelir düşülmek suretiyle zapta karşı tekeffül bakımından davacının 90.009,12 TL alacağının tespit edildiği, maddi tazminat yönünden davacının zararını ispat edemediği, manevi tazminat bakımından meydana gelen zarardan dolayı davalıların kusurlu olmadığı gerekçesiyle davacının aracın zapt edilmesi sebebiyle 90.009,12 TL alacağının davalılardan tahsiline, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin...

                  Mahkemece; yukarıda açıklandığı şekilde öncelikle kiracının aynı şartlarla bir kafeteryayı kiralaması için gereken makul süre tespit edilip bu süre içindeki kiracı kârının ne olabileceği ayrıntılı ve denetime elverişli bilirkişi raporu ile tespit edilip mahrum kalınan karın belirlenmesi ve daha sonra Borçlar Kanununun 106. ve 108. maddeleri hükümleri gereğince kâr kaybı zararına uğrayan tarafın isteyebileceği zararın saptanmasında kıyasen Borçlar Kanununun 325....

                    UYAP Entegrasyonu