Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; gerek davacıya gerekse davacıdan 3. kişiye taşınmazın satışında tapuda geçerli bir satış sözleşmesi yapılmış olduğuna ve bu sözleşmenin ifasından sonra üçüncü kişinin (somut olayda Orman Yönetiminin) zaptı nedeni ile davacının taşınmazı satın aldığı ve akidi olan Hazineye karşı bu davayı açtığına göre Borçlar Kanununun 217. maddesinde düzenlenmiş zapta karşı tekeffül hükümlerinin uygulanması gerekir. Kanunda zapta karşı tekeffül davalarına ilişkin özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi sözleşme ilişkilerindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresi olup, tapu iptal ve tesciline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği 15/09/2009 tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, davanın süresinde açıldığı kabul edilerek, davanın esasına girilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, tacir olan taraflar arasında, yerel mahkemecede kabul edildiği üzere ayıba karşı tekeffül (imalat hatası) hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Davanın bu niteliği gözetilerek dairemizce, 24.01.2013 gün ve 2012/22506 Esas 2013/1057 Karar sayılı ilam ile dosyanın inceleme ile görevli Yargıtay 19.Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiş ancak Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 16.04.2013 gün ve 2013/1634 Esas 2013/6948 Karar sayılı ilamı ile temyiz inceleme görevinin dairemize ait olduğundan bahisle dava dosyası iade edilmiştir. Davanın niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 19.Hukuk Dairesinindir. Ancak, anılan daire dosyayı dairemize göndermiş olduğundan; dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmesine, 26.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Elektrik A.Ş tarafından düzenlenen ve beyan edilen devre esas mizan kayıtları temel alınarak “devre esas” bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirilmiş olup dava konusu ödeme bilançoda yer almaksızın işlemler ikmal edilmek suretiyle ... Elektrik A.Ş'nin özel sektöre devri gerçekleştirilmiştir. Bu halde, devre esas bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiğinden, davalı ...'tan geçmiş döneme ilişkin herhangi bir talepte bulunulamaz....

        Bu hal satıcının zabta karşı tekeffül sorumluluğuna değil, ayıba karşı tekeffül sorumluluğuna yol açar. Kamu hukukuna dayanan bir sınırlamanın varlığı; örneğin, ithal edilen bir aracın ithalatında problem olması hukuki ayıp olarak kabul edilebilir. Ancak bu ayıbın sözleşmede yarar ve hasarın alıcıya geçmesi anında satılanda var olması, mevcut ayıbın gizli olması ve o malın değerini veya kullanım amacını ciddi surette azaltması veya kaldırması gereklidir. Satıcının bu yükümlülüğünün ortaya çıkması için alıcının satılanı muayene etmesi ve iddia olunan ayıpları satıcıya ihbar etmesi gereklidir. Bunun aksine davranan alıcının ayıba karşı tekellüf hükümlerinden faydalanma olanağı yoktur....

        Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2002/70 Esas ve 2003/204 Karar sayılı ilamıyla kendi akidi olan ... ’e aracın Noter satış sözleşmesinde kararlaştırılan 2.944,00 YTL’ üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiş, Davacı bu satış bedelinin faizi ve diğer ferileriyle birlikte davalıdan tahsilini istemişse de, davanın açılmasına ve alacak miktarının artmasına kendisi sebebiyet verdiğinden asıl alacak dışındaki miktar yönünden davalının herhangi bir kusuru bulunmadığından, ancak asıl alacak yönünden talepte bulunabilir. Öyle olunca; Mahkemece ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nde hükmolunan asıl alacak tutarı olan 2.944,00 YTL üzerinden davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

          Mahkemece, Dairemizin 22.11.2017 tarihli bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının ... plakalı aracın satış bedeli için verdiği, ... Şekerbank Şubesinden verilme, alacaklısı ... olan borçlusu ... olan 1008801 çek nolu 9.500,00 TL'lik çekten dolayı, 6.000,00 TL'lik kısmın İPTALİNE, sadece 3.500,00 TL için çekin geçerli olduğuna, çek üzerindeki tedbirin 3.500,00 TL asıl alacak yönünden kaldırılmasına karar verilmiştir....

            Davalı vekili, takasa verilen araç üzerinde haciz (hukuki ayıp) bulunması ve aracın trafikten men edilmesi sebebi ile mülkiyet devrinin gerçekleştirilemediğini, malikin ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümlerinden sorumlu olması sebebi ile ne aracın otoparka çekilmesinde ne de otoparkta kalmasına davalı şirket sebebiyet vermediğinden davalı şirketin sorumluluğuna gidilemeyeceğinden davanın husumet yönünden reddi gerektiği, araç malikinin ... olduğu, takas işleminin tarafı olmayan diğer davacı ... ’ın husumet ehliyetinin ve hukuki yararının olmadığını, alacakların zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir....

              İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun İş bölümüne ilişkin kararı gereğince " 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmında yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmeler ile özel kanunlara göre yapılıp diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46 Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46....

              Keza, 28.06.2013 günlü Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.3 maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” ...... şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı .....” hükmü karşısında da davalının sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir....

                Keza, 29/05/2013 günlü Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.3 maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” ...... şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı .....” hükmü karşısında da davalının sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir....

                  UYAP Entegrasyonu