Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yukarıda açıklandığı şekilde öncelikle davacı kiracının aynı şartlarla başka bir yeri kiralaması için gereken makul süre tespit edilip bu süre içindeki kiracı karının ne olabileceği tespit edilip mahrum kalınan karın belirlenmesi ve daha sonra TBK’nun 125. madde hükmü gereğince kâr kaybı zararına uğrayan tarafın isteyebileceği zararın saptanmasında kıyasen yine aynı Kanun’un 325. maddesi hükmünde gösterilen kesinti yönteminin uygulanması ve hakim tarafından belirlenen bu mahrum kalınan kar üzerinden hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılardan ...'...

    Değerlendirme : Dava; zapta karşı tekeffül iddiası ile açılan tazminat davasıdır. Davacı, davalı FON'dan gerekli usule uyarak satın almış olduğu Bilecik, Bozüyük, Düzağa Köyü 245 parsel sayılı taşınmazın adına tescilinden sonra taşınmazda inşaat yapmak üzere girişimlere başlamasından sonra bu taşınmazın orman olarak ilan edildiğini öğrendiğini, bilahare dava dışı Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası sonrasında verilen ve kesinleşen karara göre taşınmazın orman olarak tescil edildiğini, bu durumun satıcının zapta karşı tekeffül sonucunu doğurduğu iddia ederek davalıdan taşınmazın güncel değerinin tazminini talep etmiştir....

    Taşınır bir malın satışına ilişkin sözleşmede satıcının taşınırı teslim etmek ve mülkiyeti alıcının üzerine geçirmek gibi asıl borcu yanında satılan malı saklama ve gerektiğinde taşıma masraflarını ödeme borcu gibi tali nitelikte borçları da bulunmaktadır. Satıcının borçlarından bir tanesi de BK’nın 189 ile 193. maddelerinde düzenlenen zapta karşı tekeffül borcudur. Mülga 818 sayılı BK’nın 189. maddesinde zapta karşı teminat: “Bayi, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından bey'in akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden müşteriye karşı mesul ve zamindır.” şeklinde tanımlanmıştır....

      Yukarıda da kısaca özetlendiği gibi, dava, davalı tarafından davacıya satılan aracın bilahare yurda kaçak sokulduğu iddiası ile zaptedilmesi nedeni ile tazminat istemine ilişkindir. Hemen belirtmek gerekir ki, HUMK'nun 74,75,76. maddeleri gereğince hakim, bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve neticei taleplerle bağlı olup, dayandıkları kanun hükümleriyle ve onların tavsifleriyle bağlı değildir. Hukuki tavsif ve uygulanacak kanun maddeleri mahkemece re'sen gözetilir. 2010/16674 2011/12717 Somut olayda dava konusu araç usulüne uygun millileş- tirilmediği için zaptedildiğine göre, davalının sorumluluğu BK'nun 189. maddesinde sözü edilen zapta karşı teminat borcundan doğmaktadır. Yine BK'nun 194. maddesi gereğince de, satıcı varlığını bilmese bile usulsüz yurda sokulan araca el konulması nedeniyle davacıya karşı sorumludur. Zapta karşı tekeffül borcunda ise zamanaşımı süresi on yıldır....

        Bu durumda davalı kiraya verenin tazminat sorumluluğu bulunmakta olup sözleşmeden dönmeyen kiracı, haksız fesih nedeniyle kiraya veren davalıdan kar kaybı zararı adı altında bir miktar paranın kendisine ödenmesini isteyebilecektir. Ancak kar kaybının hesabında kiracının aynı şartlarla bir yeri kiralaması için gereken makul süre tespit edilip bu süre içindeki kiracı karının ne olabileceği tespit edilip mahrum kalınan karın belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca, iki taraflı sözleşmelerin karşı tarafça haksız feshedildiği hallerde Türk Borçlar Kanunu’nun 125. madde hükmü gereğince kâr kaybı zararına uğrayan tarafın isteyebileceği zararın saptanmasında kıyasen yine aynı Kanun’un 325. maddesi hükmünde gösterilen kesinti yönteminin uygulanması gerekir....

          Dava BK.nun 192. ve devamı maddelerinde düzenlenen zapta karşı tekeffül hükümlerine göre açılmış tazminat istemine ilişkindir. Davacının satın aldığı taşınmaz tapuda kayıtlı olup, davacı, davalı hazine adına oluşan tapuya ve devlet tarafından düzenlenen resmi kayıtlara güvenerek bu taşınmazı resmi ve geçerli bir şekilde iktisap etmiştir. Böyle bir satışın davacı yönünden geçersiz olduğu ileri sürülemez. Böyle bir satıştan dolayı alıcının bir zararı doğmuş ise satıcı gerçek zarardan sorumludur....

            bir değer kaybına neden olmayacağının, aracın makul onarım süresinin 5 gün olduğu, günlük ikame araç kiralama bedelinin 200 TL olduğu, mahrum kalınan kazanç kaybı bedelinin 1.000 TL olduğunun belirtildiği, denetime açık karar vermeye elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda hasar tamir bedeli ve kazanç kaybı bedeli yönünden davanın kabulüne, davacının kişilik değerlerinde iradesi dışında meydana gelecek bir eksilmenin olmaması ve yasal şartları oluşmadığından manevi tazminat talebinin ve araçta değer kaybı olmaması nedeniyle değer kaybı tazminatı talebinin reddine aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

              Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle mahrum kalınan kazanç kaybı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davacı vekili, 13/09/2017 tarihinde ... plakalı araç ile ... plakalı aracın kaza yapmaları nedeniyle, ... plakalı araçta meydana gelen hasarın kazanç kaybı oluşturduğunu, davalı tarafın kusurlu olduğunu belirterek iş bu dava ile davalıdan kazanç kaybı bedelinin tahsilini talep etmiştir.Karayolları Trafik Kanunu'nun 109.maddesine göre, motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar....

                Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davacı, davaya konu tapusuz taşınmazı davalı ile yapılan harici satış sözleşmesi ile satın alarak zilyetliğin devrinin yapıldığını, zilyetliğin devrinden sonra davaya konu yerin 3. kişiler adına tapuya tescil edilmesi nedeniyle davalının sorumluluğu gereği zapta karşı tekeffül hükümleri gereğince eldeki bu davayı açmıştır. Taraflar arasında harici satışı yapılan taşınmazın tapusuz olması nedeniyle menkul satışı hükümleri gereğince zilyetliğin devri nedeniyle sözleşme geçerlidir. BK 192 ve devamı maddeleri uyarınca hukuken geçerli bir satış söz konusu olduğundan davacı zapta karşı tekeffül hükümleri gereğince davalıdan talepte bulunabilir....

                  Davalı vekili, davacının talebini müvekkiline değil finansal kiralama şirketine yapması gerektiğini, aynı konuya ilişkin açılan davanın reddedildiğini, sözleşmenin ayıba karşı tekeffül içermediği gibi, süresinde yapılmış bir ayıbın da bulunmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilen önceki davanın iş bu dava yönünden kesin hüküm oluşturmayacağı, davacı ile dava dışı ...Finansal Kiralama A.Ş. arasında imzalanan finansal kiralama sözleşmesi gereği dava dışı finansal kiralama şirketinin, davalı satıcı şirkete karşı satım sözleşmesi çerçevesinde sahip olduğu ayıba karşı tekeffüle ilişkin haklarını ve bu haklarını kullanma yetkisini davacı kiracıya devretmiş olması nedeniyle davacı kiracının, BK.'...

                    UYAP Entegrasyonu