Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öyle olunca, davacının bu aşamada zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanarak dava açmakta hukuki yararı yok ise de ihtiyati tedbir konulmakla araç hukuki ayıplı hale gelmiştir. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlık, Borçlar Kanunu'nun 194 (T.B.K.nun 219 md.) ve devamı maddelerinde düzenlenen, ayıba karşı tekeffül hükümleri kapsamında çözümlenmelidir....

    Maddesinde düzenlenmiş zapta karşı tekeffül hükümlerine göre açılmış olup, kanunda zapta karşı tekeffül davalarına ilişkin özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi sözleşme ilişkilerindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresi olup, tapu iptal ve tesciline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği 20.05.2008 tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, davanın süresinde açıldığı 2011/11867-18962 Kabul edilerek, davanın esasına girilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 14.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      HUKUK DAİRESİ Dava; geçerli taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanan zapta karşı tekeffül hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine 12.11.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

        Açıklanan tüm bu gelişmeler gözetildiğinde: davacı şirket ile davalı arasında satıma ve eldeki davaya konu aracın açık biçimde hukuken ayıplı olduğu, burada zapta değil ayıba karşı tekeffül hükümlerinin uygulama alanı bulacağı belirgin olup; her türlü duraksamadan uzaktır....

        Noterliğinin 08.08.2012 tarihli ihtarının gönderildiğini, ancak davalıların, kusurlarının bulunmadığını, şu anda zararı karşılayamayacaklarını bildirdiğini, ancak kusursuz olsalarda aralarındaki hukuki ilişki nedeniyle davalıların sorumlu olduğunu,bu olay nedeniyle araç hurdaya çıktığından kiraya verilememesi nedeniyle aylık 6.500 TL gelir kaybı yaşadıklarını,bu güne kadar 50.000 TL gelir kaybına uğradıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak hurdaya çıkan aracın değerinden şimdilik 90.000 TL'nin ve aracın işletilememesi nedeniyle mahrum kalınan kardan şimdilik 10.000 TL'nin 24.02.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizleriyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, cevap dilekçesinde, davalı şirketlerin ortağı olduğu adi ortaklığın ... İlçesinde... ... ......

          Oto Bursa yetkili servisine yaptırdığını, davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybından davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulması gerektiğini beyanla, davacının aracında meydana gelen değer kaybı ile ticari tazminat alacağı ve faiz talebinin reddine, davanın ... AŞ’ne ihbarına ve yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava;16/05/2022 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle araç değer kaybı, bakiye hasar bedeli ve araçtan mahrum kalma bedelinin tazminine ilişkin maddi tazminat davasıdır....

            -TL'yi bulduğunu ve aştığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile davacı müvekkilin uğradığı toplam 120.000,00.-TL kira kayıpları ve zararları %9 yasal faizi ile birlikte davalı kooperatiften tahsili için işbu davayı açtıklarını, tüm bu nedenlerden dolayı, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile, davacı müvekkile tahsis,teslim ve tescili yapılmayan B1 Blok Kat:1 D:5 ve B1 Blok Kat:1 D:6 nolu daireler yönünden 02.09.2017 tarihinde dava tarihine kadar mahrum kalınan kira bedelleri toplamı olan 120.000,00 TL bedeli %9 yasal faizi ile birlikte davalı kooperatiften tahsili ile davacı müvekkile ödenmesine karar verilmesine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir....

            Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 42.195,00 TL faydalı ve zaruri masrafların ve 30.000,00 TL mahrum kalınan karın 12.06.2004 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, faydalı ve zaruri masraflar hususundaki fazlaya ilişkin talebin reddine, mahrum kalınan kâr hususunda davacı tarafın fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde,davacı şirketin davalılardan Fatma ve ...'...

              olan şirkete devrettiğinin ve davacının sisteminin aynısının bu şirket tarafından kullanıldığının tespit edildiğini, davalının haksız ve zamansız feshi nedeniyle zarara uğradıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, mahrum kaldıkları kar kaybı için 5.000....

                Mahkemece, davanın kabulüne, 9.341,02 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 214. ve devamı maddelerinde düzenlenen, zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunu düzenleyen 6098 sayılı Borçlar Kanununun 214. maddesinde, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada varolan bir hak dolayısıyla satılanın tamamı veya bir kısmı bir 3.kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı, bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur....

                  UYAP Entegrasyonu