Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/232 Esas sayılı dosyasında kendisine karşı davalının müteveffa eşinin mirasçıları tarafından muris muvazaası nedenine dayalı olarak dava açıldığını, 12/06/2008 tarihli ve 208/183 Karar sayılı kararla davanın kabulüne karar verildiğini, kararın kesinleştiğini beyan etmekle zapta karşı tekeffül, sebepsiz zenginleşme ve haksız fiil terditli nedenlerine dayalı olarak fazlaya ilişkin haklarının saklı tutularak 30.000,00.- TL tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı; Davacının zapta karşı tekeffül hükümlerinde faydalanamayacağını, zira iyi niyetli olmadığını, muvazaalı satışı bildiğini, davacının dava konusu taşınmazın bir kısım hissesinin malik olduğunu ve böylece taşınmazın tamamı için zapta maruz kalmayacağını beyan etmekle davanın reddini dilemiştir....

    Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, davalılardan ... yönünden yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. 3-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 214. ve devamı maddelerinde düzenlenen, zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunu düzenleyen 6098 sayılı Borçlar Kanununun 214. maddesinde, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir hak dolayısıyla satılanın tamamı veya bir kısmı bir 3.kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı, bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur....

      Yani taraflar arasında yapılmış bulunan satım akdi BK 19-20 maddeleri gereğince mutlak butlanla batıl olup, baştan beri geçersizdir.Geçersiz sözleşmelerde, taşınmazın hukuka uygun yollarla tescil edilmiş olması BK 192 maddesindeki satıcının zapta karşı tekeffül borcunu doğurmaz. Çünkü bu madde, sadece hukuken geçerli sözleşmelerde ileri sürülebilir. Davacı geçersiz sözleşmeye dayanarak taşınmazın değerini tazminat olarak isteyemez; sadece geçersiz sözleşme nedeniyle ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme ve denkleştirici adalet kurallarına göre isteyebilir. Geçersiz sözleşmelerde herkes aldığını aynı anda iade ile yükümlü ise de, taşınmaz davacının kusuru olmaksızın elinden çıkmış olduğundan onun iade mükellefiyeti yoktur....

        Dairesinin 21/10/2019 tarih, 2017/1003 Esas, 2019/9657 K. sayılı karar,) 7- Tüm dosya kapsamı ile davacı vekilinin 12.09.2012 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davalıdan davacı küçük için tazminat talep ettiği, hüküm ve denetim kurmaya elverişli bulunan 28/06/2021 tarihli ATK raporunda davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığının belirtildiği, bu sebeple davacının sürekli iş göremezliğe yönelik tazminat talebinin reddi gerektiği, ayrıca ... kaza tarihinde 4 yaşında olup kaza tarihindeki yaşı itibariyle kazanç getiren herhangi bir işte çalışması söz konusu olamayacağı ve bu yönden mahrum kalınan bir kazançtan bahsedilemeyeceğinden küçük bakımından geçici işgücü kaybı tazminatı talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

          Satıcının borçlarından bir tanesi de BK’nın 189 ile 193. maddelerinde düzenlenen zapta karşı tekeffül borcudur. Mülga 818 sayılı BK’nın 189. maddesinde zapta karşı teminat: “Bayi, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından bey'in akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden müşteriye karşı mesul ve zamindır.” şeklinde tanımlanmıştır. Satıcının bu borcu ile ilgili olarak öğretide “zabta karşı tekeffül satılan malın bir üçüncü kişinin iddia ettiği üstün bir hak yüzünden alıcının elinden alınmasından veya iddia olunan bu hak sebebi ile alıcının mülkiyet hakkını gereği gibi kullanmamasından dolayı satıcının sorumlu olmasıdır” şeklinde tanımlanmaktadır (Tandoğan H., Borçlar Hukuku, Özel Borç İlişkileri, C.1/1, 4....

            Davacı tarafından talep edilmekte olan işten çıkarılma nedeniyle mahrum kalınan gelir, isteğe bağlı emeklilik nedeniyle ödenen primler ve davacının geç emekli olması nedeniyle mahrum kalınan kazanç kaybı yönünden taraflara delillerini bildirmesi için süre verilerek ve dosya içinde mevcut olan isteğe bağlı emeklilik dosyası da incelenerek davacının talepleri yönünden bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre davacının kazadan kaynaklanan yaralanma sebebiyle uğradığı maddi zarar kalemlerine hükmedilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması isabetli görülmemiştir....

              nın maliki olduğu davalı ... idaresindeki ... plakalı aracın 24.02.2014 tarihinde müvekkiline ait ... plakalı araca %100 kusurlu şekilde çarparak hasara uğrattığını, araçta 2.000,00 TL değer kaybı, 26.162,82 TL hasar bedeli, mahrum kalınan kira bedeli karşılığı olarak da 2.318,00 TL olmak üzere toplam 30.480,82 zararlarının bulunduğunu belirterek, hasar bedeli ve değer kaybının davalı gerçek kişilerden kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketinde ise dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen, kira geliri kaybı zararının davalı gerçek kişilerden kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı ......

                edilmediği için mahrum kalınan kâr kapsamındaki müspet zararlar, davalı uhdesinde kâlan 2.530,00 TL. bedel ve söz konusu durumdan manevi zararın tazmini taleplerinin doğduğu beyan edilerek, davalı uhdesinde kalan 2.530,0 TL. avans tütarının dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile davalıdan tahsiline, mahrum kalınan kâr için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL-------, itibar ve ciddiyet kaybı nedeniyle 2.500,00 TL. manevi tazminat bedelinin davalıdan tahsiline ve yargılama giderleri - ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  Taraflar arasındaki kamulaştırmasız elatılan taşınmaz bedeli ile mahrum kalınan kira geliri bedeli ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın yargı yolu bakımından reddine ilişkin verilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı idareler vekillerinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf isteminin kabulü ile HMK'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair yukarıda gün ve sayıları yazılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava kamulaştırmasız elatılan taşınmaz bedeli ile mahrum kalınan kira geliri bedeli ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davalı idareler vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun ......

                    İstinaf nedenleri: davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin aracın kullanılamayacak hale gelmesi nedeniyle mahrum kalınan kazanç talebinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, faiz başlangıç tarihinin kaza tarihi olması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu