WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Somut olayda, takip dayanağı belge bono olup, borçlunun icra dairesine yaptığı itirazında zamanaşımı itirazını ileri sürmediği anlaşılmıştır. Zamanaşımı itirazı, ileri sürülmediği takdirde re'sen nazara alınacak hususlardan değildir. Ancak, borçlu İİK'nun 63. maddesi gereği senet metninden anlaşılan itiraz nedenlerini yargılama sırasında ileri sürebilir. Zamanaşımı itirazı da senet metninden anlaşılan bir itirazdır. Borçlunun cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunduğu görüldüğünden ve bononun 25.10.2010 vade tarihli olup üç yıllık zamanaşımı dolduktan sonra takibe başlandığından, bononun zamanaşımına uğradığının kabulü zorunludur....

    Davacının borca ve senet vasfına yönelik şikayeti ise 5 günlük süre içerisinde yapılmadığından bu yöndeki itirazlarının reddi gerektiği tabidir. Ayrıca bononun zamanaşımına uğraması kambiyo senedi olma vasfını ortadan kaldıran bir neden değildi. Açıklanan bu olgular karşısında mahkemece davanın kısmen kabulüne, davacının takibin kesinleşmesinden sonraki devrede gerçekleşen zamanaşımı itirazının kabulü ile zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına, davacının borca itiraz ve senet vasfına yönelik şikayetinin ise süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı nedenlerle davanın reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır....

    Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, örnek 7 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun icra müdürlüğüne başvurarak borca itiraz ettiği, alacaklının itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 68. maddesinde "Talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenitse, alacaklı itirazın kendisine tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Bu süre içerisinde itirazın kaldırılması istenilmediği takdirde yeniden ilamsız takip yapılamaz." şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir....

    Somut olayda borçlular süresinde icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde borca ve ferilerine itiraz etmiş iseler de 16.07.2019 tarihli istinaf dilekçesinde İİK 68 maddesi kapsamında borcu ödediklerini ileri sürdükleri ancak borcun ödendiğinin İİK'nın 68 maddesinde yazılı belgelerle ispatlayamadıkları anlaşıldığından itirazın kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. 2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı borçlular tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dosya içeriğinin tarafları ile ilgisinin bulunmadığını, ortada usule ilişkin bir yanlışlığın varlığının söz konusu olduğunu ileri sürerek davanın öncelikle usulden, aksi durumda ise herhangi bir belge veya ödeme olgusuna dayanmayan iddialarının soyut kalması ve ispatlanamaması durumundan dolayı borca yapılan itiraz ve takibin iptali taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın reddine, dair karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı; davacı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....

      Mirasın reddi kararına dayanan takibin iptali talebinin borçlu sıfatına itiraz olarak nitelendirilip borca itiraz müessesesi kapsamında değerlendirilmesi başvurunun borca itiraz süreleri ile sınırlandırılması takip hukukunun bütünlüğü ile uyum sağlamaz. İcra hukuku ilâmlı icrayı da bünyesinde bulundurmaktadır. İlâmlı icrada itiraz “İtfa”, “imhal”, “zamanaşımı” ile sınırlı olup, yasada bir başka nedenle ilâmlı takibe itiraz edilebileceğine ilişkin düzenleme bulunmamaktadır. Murisin ilâma bağlanmış bir borcu için takip yapıldığında daha önce mirasın reddi kararı almış kişi, kendisine karşı yapılan takip işlemlerinin iptalini ancak şikâyet yolu ile ileri sürebilir....

        İİK'nun 63. maddesi uyarınca, itiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması duruşmasında, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez. Zamanaşımı itirazı, senet metninden anlaşılan itiraz sebepleri arasındadır (Prof.Dr.Baki Kuru, İİH-1. Cilt 1988-sh.242 ve devamı). Takibin genel haciz yoluyla yapılmış olması bono için yasada öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanmayacağı sonucunu doğurmaz. Somut olayda, takip dayanağı bonoların 15/08/2011 – 30/07/2011- 01/08/2011 -30/08/2011 vade tarihli, olduğu, 06.03.2015 tarihinde genel haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlu tarafından itiraz dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunulduğu, bononun tanzim tarihi itibari ile yürürlükte olan 6762 Sayılı TTK'nun 690. maddesinin yollamasıyla bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 662. maddesi gereğince takip tarihi itibariyle üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmıştır....

          KARŞIOY Somut uyuşmazlıkta; İcra takibinin dayanağı 13.751,53 USD tutarlı faturalar kaptana 01.06.2011 ve 01.07.2011 tarihinde tebliğ edilmiş olup, alacak bu tarihte muaccel olmakla, 818 sayılı B.K. 128 (6098 sayılı TBK 149) maddesi gereğince zamanaşımı bu tarihte işlemeye başlamıştır. Davacı aleyhindeki icra takibi 14.02.2013 tarihinde başlatılmış olup, 6762 sayılı TTK 1259 ve 1260 maddesinde düzenlenen 1 yıllık zamanaşımı süresi takip tarihi itibariyle gerçekleşmiştir. İcra dosyasında ödeme emri, davacı borçluya tebliğ edilememiş olup, borçlu ödeme emrine 12.08.2014 tarihinde muttali olduğunu bildirerek bu tarihli dilekçesi ile borca esas yönünden itiraz etmiş, Borca itiraz süresi içinde, 14.08.2014 tarihli dilekçesi ile de, icra müdürlüğüne sunduğu itiraz dilekçesinde bildirmediği "borcun zamanaşımına uğradığına" ilişkin def'ini, menfi tesbit davası açmak suretiyle dava yolu ile sürmüştür....

            DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169. maddesi uyarınca borca itiraza ilişkindir. İzmir 17. İcra Müdürlüğünün 2021/10942 Esas sayılı dosyası ile takip alacaklısı davalı vekilince davacı borçlu aleyhine 45.000,00 TL asıl alacağın ferileri ile birlikte tahsili talebi ile kambiyo senetlerine mahsus takip yapılmış olup, davacıya ödeme emri 08/11/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. 15/11/2021 tarihinde açılan dava yasal sürededir. Takip konusu 07/02/2020 düzenleme, 01/05/2020 ödeme tarihli 45.000,00 TL meblağlı, düzenleyeni davacı borçlu, lehdarı takip alacaklısı davalı olan senet bono vasfındadır. Açılan davada takibe konu senedin kurucu unsurlarının sonradan doldurulduğu iddiası ile borca itiraz edilmiştir. Senedin sonradan doldurulduğu iddiası borca itiraz niteliğinde olup bu nedenle davalı vekilinin dava türünün hatalı nitelendirildiği iddiası yerinde değildir....

            Konuya ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun Esas no: 2013/17- 1101 Karar no: 2014/716 sayılı ilamında ; "Somut olayda, davalılar haklarında yapılan genel haciz yolu ile icra takibine süresi içerisinde zamanaşımı def’inde bulunarak borca itiraz etmeleri üzerine icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Davacı tarafından süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı, ancak davalılar Seyfeddin ve Ziver tarafından açılan davaya karşı zamanaşımı def’inde bulunulmadığı anlaşılmaktadır. İcra takibine karşı zamanaşımı def’inde bulunan borçlunun bu itirazının iptali için açılan davada, davacı, zamanaşımı def’inin yerinde olmadığını ileri sürerek itirazın iptali davasını açtığından mahkemece zamanaşımı def’inin yerinde olup olmadığı konusu üzerinde durularak dava karara bağlanacaktır....

            UYAP Entegrasyonu