Dava, bonoya dayalı takipte zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına ilişkindir. İlk derece mahkemesi kararında da belirtildiği üzere bonoya dayalı takipte zamanaşımı süresi 6102 sayılı TTK'nın 778. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken anılan Kanunun 749/1. maddesi gereğince, poliçeyi kabul eden muhataba (bonoyu düzenleyen keşideciye) karşı başlatılacak takiplerde vadeden itibaren üç yıldır. TTK'nın 690. maddesi gereğince bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 662. maddesinde, zamanaşımını kesen sebepler; "dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi" şeklinde sınırlı olarak sayılmış olup, bu maddede öngörülen sebepler dışında zamanaşımı kesilmez. Ancak alacaklının icra dosyasında yapacağı takip işlemleri de zamanaşımını keser....
İcra Müdürlüğü'nün 2013/1164 sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine konu, Tarım Kredi Kooperatifi'nin 26/06/1995 tarih ve 988-987 ve 986 nolu kredi borç senetlerinin zamanaşımına uğradığını, İİK'nun 33/a maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasını ve takibin iptalini talep etmiştir. Mahkemece; İİK'nun 39. maddesinde ilama müstenit takiplerin son muamele üzerinden 10 sene geçmekle zaman aşımına uğrayacağı belirtilmiş ise de bu hususun derdest olan dosyadaki son muamele olarak anlaşılması gerektiği, daha önce farklı icra dairelerinde takipler yapıldığı, aciz vesikası alındığı, o dosyalar üzerinden işlemlerin kaldığı yerden değil de farklı bir icra dairesinde ve farklı esaslarla yeniden takip başlatılması nedeniyle İİK'nun 33/a maddesi gereğince zamanaşımı sebebiyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiş, hüküm alacaklı vekilince temyiz edilmiştir....
Bu dava hakkında karar verebilmek için zamanaşımı nedeniyle icra mahkemesince icranın geri bırakılmasına karar verilmiş olması ve bu kararın kesinleşmiş olması gerekir. İcra Mahkemesince zamanaşımı itirazı reddedildiğine ve kesinleştiğine göre bu dava konusuz kalmıştır. Mahkemece bu yön gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine 02/03/2009 düzenleme, 06/03/2019 vade tarihli 5.000 TL bedelli, 02/03/2009 düzenleme 01/05/2019 vade tarihli 10.000 TL bedelli 2 adet bonoya dayanarak 26/05/2009 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yapılmış, davacı borçluya ödeme emri 08/06/2009 tarihinde tebliğ edilmiş, 23/06/2009, 03/05/2010 tarihlerinde haciz istenilmiş, bilahare dosya işlemsiz bırakılmış, 10/03/2015 tarihinde yenilenmiş, tekrar işlemsiz bırakılarak 13/12/2017 tarihinde yenilenmiş, davacı borçlu 30/12/2018 tarihinde açtığı dava ile takip sonrası zamanaşımı nedeni ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istemiş, mahkemece şikayetin kabulü ile icranın davacı borçlu yönünden geri bırakılmasına karar verilmiştir....
geri bırakılmasına karar verilmiştir....
Ayrıca, İİK.nun 71. ve 33/a-l. maddelerine göre de, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleştiği tespit edildiği taktirde icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekir. Somut olayda, iki adet çeke dayalı olarak başlatılan takipte, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde, 16.12.2009 ile 07.10.2010 tarihleri arasında alacaklı tarafından takibin sürdürülmesi iradesini gösteren herhangi bir takip işlemi yapılmadığından, takip işlemsiz bırakıldığından, yukarıda açıklanan kurallar gereğince zamanaşımı gerçekleşmiştir. Mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın konusuz kaldığından bahisle şikayetin reddine dair karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 30/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; İlk derece mahkemesince de belirtildiği üzere, davalı alacaklı tarafça davacı borçlu aleyhine 25/06/2010 tarihinde çeke dayalı olarak takip başlatıldığı, davalı alacaklı vekilinin istinaf dilekçesinde açıkça kabul ettiği üzere 12 yıl boyunca söz konusu takip dosyasında zamanaşımını kesecek takip işleminin yapılmadığı, zamanaşımının gerçekleştiği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
bononun zamanaşımına uğradığını, dava konusunun zamanaşımına uğramış olsa dahi dosyanın yenilenmesi ancak dosyadaki bononun zamanaşımına uğramış olduğunu bu nedenle icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/09/2019 NUMARASI : 2019/242 ESAS - 2019/860 KARAR DAVA KONUSU : Zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davalı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı/borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını, takibin 30/12/2016 yılında takipsizlik nedeniyle kapatıldığını, daha sonra 27/11/2018 tarihinde yenilendiğini, takip dayanağı çekin 27/10/2008 tarihli olduğunu, takip kesinleştikten sonra çekin zamanaşımına uğradığını belirterek icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Davalılar vekili, davanın İİK'nın 33/a maddesinde öngörülen süreden sonra açıldığını, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, bu kararın kesinleştiğini, Yargıtay ilamının davacı tarafa 20.11.2017 tarihinde tebliğ edilmiş olması ve bu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde davanın açılmamış olması nedeniyle hak düşürücü süreden sonra açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, icra dosyasındaki tebligatların usulüne uygun olarak yapıldığını ve haciz işlemlerine devam edildiğini, ödeme emrinin müvekkiline 14.01.2011 tarihinde tebliğ edildiğini ve takibin kesinleştiğini, icranın geri bırakılması kararının da kesinleşmiş olduğunu, icra takibine konu çeklerin 6 aylık zamanaşımına tabi olduğunu, takibin kesinleştiği 14.01.2011 tarihinden sonra 23.08.2012 tarihine kadar zamanaşımını kesen bir işlemin bulunmadığını, bu nedenle müvekkili açısından 6 aylık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....