Ltd.Şti. keşideci olup, TTK'nun 661/1. maddesi hükmü uyarınca keşideci hakkında bonoda, vadenin geldiği tarihten itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımı gerçekleşir.Somut olayda takip dayanağı bono 05.08.2003 vadeli olup, üçyıllık zamanaşımı süresi dolmadan 26.05.2005 tarihinde takip yapıldığına göre, adı geçen borçlu yönünden zamanaşımı itirazının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde bu borçlu hakkında da icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) no'lu bentte yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 20.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. ...
zamanaşımına uğradığını iddia ederek icranın geri bırakılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesine açılan 2008/266 esas sayılı dosyada verilen 18/02/2009 tarihli ve İİK’nın 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşmiş olduğu anlaşılmaktadır. İİK’nın 33/a-II fıkrasına göre alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder. Buna göre alacaklı ...’ya icranın geri bırakılmasına ilişkin kesinleşmiş kararın tebliğ edilip edilmediği ve tebliğ edilmiş ise adı geçen tarafından umumi mahkemelerde dava açılıp açılmadığı açılmış ise sonuçlanıp sonuçlanmadığı hususlarının araştırılarak gelen yazı cevaplarının dosya arasına konulup ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28/02/2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
İcra Müdürlüğü'nün 2015/4449 esas sayılı dosyasında, müvekkillerinin murisi hakkında başlatılan takibe devam edildiğini, alacaklı tarafından 30/03/2011- 29/05/2015 tarihleri arasında zamanaşımını keser nitelikte işlem yapılmadığını belirterek zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istemiş, davalı vekili vekili; borçlu Ercüment Uslu'nun ölümü nedeniyle mirası red süresi nedeniyle takibin durduğunu, zamanaşımının dolmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/10/2022 Ara karar NUMARASI : 2022/489 ESAS DAVA KONUSU : Zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davalı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalının İstanbul 14....
Somut olayda, alacaklı vekili tarafından dosyada en son 16/05/2016 tarihinde haciz talebinde bulunulduğu anlaşılmakla üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu kanaatine varılarak icranın geri bırakılmasına karar vermiştir. Davalı istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece duruşma yapılmaksızın karar verildiğini, usul ve yasaya aykırı bir şekilde davacı lehine vekalet ücretine hükmedildiğini, fiili haciz istenmesine rağmen icranın geri bırakılmasına karar verilemeyeceğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Tüm dosya kapsamına göre; Mahkemece takibin 3 yıldan fazla süre işlemsiz bırakılması nedeni ile icranın geri bırakılmasına yönelik verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmasa da, davacının duruşmada ve mahkemede vekille temsil edilmemesine rağmen mahkemece davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya uygun görülmediğinden, davalının istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi -K A R A R- Davacı takipleri üzerine açılan davalarda İİK’nın 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu karaların kesinleşip kesinleşmediği ve kesinleştikten sonra davacının İİK’nın 33/a-II fıkrası uyarınca, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açıp açmadığının sorularak gelen cevapların dosya arasına konulup, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 03/10/2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Kabule göre de; İİK'nun 169/a-5.maddesi gereğince borçlunun takipten önceki zamanaşımı itirazının kabul edilmesi halinde, mahkemece itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi de doğru bulunmamıştır...) gerekçesiyle oybirliği ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır....
Esas sayılı dosyası ile zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiği görülmüştür. Davalı yanca zamanaşımı definde bulunulmuştur. Dava konusu temel ilişki satım sözleşmesi olduğundan uygulanacak süre 10 yıldır, TBK'nın 157 2. fıkra uyarınca her işlem zamanaşımını kesecektir. 2011 yılında yapılan icra takibi 2019 yılında yenilenmiş ve 2022 yılında İcra Mahkemesi kararı ile takip sırasında 6 aylık kambiyo hukukuna dayalı zamanaşımı dolması nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiği dikkate alındığından yargılama süreci boyunca zamanaşımı işlemeyeceğinden zamanaşımı definin reddi gerekmiştir. Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi raporunda özetle; davacının 2010, 2011 ve 2012 yıllarına ait ticari defterlerinin kanuni şartlara uygun olmadığı, davalı ve dava dışı .... Ltd. Şti'nin ticari defterlerine ulaşılamadığı, davalı tarafından 10/03/2011 tarafından "hamiline" olarak keşide edilen ...'...
İcra Hukuk Mahkemesinin 12.3.2015 tarihli ve 2014/853 Esas, 2015/269 Karar sayılı ilamı ile davann kabulü ile İİK'nin 71 ve 33/a. maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmiş olup, karar 7.12.2015 tarihinde kesinleşmiş, iş bu karara karşı İİK’nin 33/a-2. maddesi kapsamında dava açılmadığı dosya kapsamından anlaşılmıştır. Bu durumda, alacağın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil etmekte olup icranın geri bırakılması kararı ile borçlu hakkındaki takibin ve haczin geçerliliği ortadan kalkmıştır....