İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince: "Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda İstanbul 14.İcra Müdürlüğü 2021/4582 Esas sayılı dosyasında icra takibi dayanağı senetlerin zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu, icra dosyasında 3 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan önce alacaklı tarafından 11/01/2016 ve 09/04/2018 tarihlerinde icra takip işlemi yapıldığı, bu durumda takibin zamanaşımına uğramadığı anlaşıldığından icranın geri bırakılması talebinin reddine, öte yandan dava ret edildiğinden takibin durdurulmasına ilişkin mahkememizin tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve icranın geri bırakılması talebinin REDDİNE" dair karar verildiği görülmüştür....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 29/09/2011 tarih ve 2011/1507 Esas -1390 Karar sayılı ilamı ile zamanaşımı nedeni ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği, kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2012/295 Esas, 2012/16314 Karar sayılı, 10.05.2012 tarihli kararı ile onandığı, böylelikle icra takibinin İİK'nın 33/a maddesi uyarınca icranın geri bırakılması kararı üzerine durduğu, duran takibin, ancak icranın geri bırakılmasının sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde takibe konu alacağa yönelik olarak Mahkemece verilen tahsil kararının ibraz edilmesi halinde faal hale gelebileceği, alacağın tahsili kararının ibraz edilmesine kadar takip işlemlerinin yapılamayacağı, bu kapsamda takip dosyasında alacaklı tarafından hiçbir işlem yapılamayacağı, dosyanın yenilenmesi mümkün olmadığı gibi borçlunun malvarlığına haciz konulamayacağı, alacaklının İstanbul 6....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/20 E. sayılı dosyası ile dava açtığını, davacının davayı 15 gün sonra açtığını, söz konusu davanın süresinde açılmadığını, zamanaşımı itirazında bulunulmasının 5 günlük itiraz ve 7 günlük şikayet sürelerine tabi olduğunu, 14/03/2012-01/10/2012, 07/10/2012- 24/04/2013 tarihleri arasında işlem yapılmayarak 6 aylık zamanaşımı süresinin geçtiğinin iddia edildiğini, buna göre zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı tarihin 14/03/2012 olduğunu, çeklerde zamanaşımı süresinin 3 yıla çıkarıldığı tarihin ise 03/02/2012 olduğunu, bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra zamanaşımı süresinin işlemeye başladığını, bu nedenle yeni kanun hükümlerinin uygulanması gerektiğini ileri sürerek, zamanaşımının gerçekleştiği iddiasıyla icranın geri bırakılması kararının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....
Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine 02/03/2009 düzenleme, 06/03/2019 vade tarihli 5.000 TL bedelli, 02/03/2009 düzenleme 01/05/2019 vade tarihli 10.000 TL bedelli 2 adet bonoya dayanarak 26/05/2009 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yapılmış, davacı borçluya ödeme emri 08/06/2009 tarihinde tebliğ edilmiş, 23/06/2009, 03/05/2010 tarihlerinde haciz istenilmiş, bilahare dosya işlemsiz bırakılmış, 10/03/2015 tarihinde yenilenmiş, tekrar işlemsiz bırakılarak 13/12/2017 tarihinde yenilenmiş, davacı borçlu 30/12/2018 tarihinde açtığı dava ile takip sonrası zamanaşımı nedeni ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istemiş, mahkemece şikayetin kabulü ile icranın davacı borçlu yönünden geri bırakılmasına karar verilmiştir....
Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takibin kesinleşmesinden sonra borçlu, zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemiyle icra mahkemesine başvurmuş mahkemece; istem süreden reddedilmiştir. Takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı İİK'nun 168/3. maddesine göre 5 günlük süreye tâbi ise de, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığına ilişkin şikayet, İİK'nun 170/b maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 71/2 ve 33/a maddeleri gereğince bir süreye tabi olmayıp, iddianın yerinde olduğunun belirlenmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacının maaş kesintisinin düzenli olarak takip dosyasına ödenmesi nedeni ile zaman aşımının gerçekleşmeyeceğini, takip dosyasına yatan paranın kabulünün icra işlemi olarak nitelendirilmesi gerektiği borçlunun aradan uzun bir zaman geçmesinden sonra zaman aşımı itirazında bulunmasının zaman aşımı itirazından feragat olarak nitelendirilmesi gerektiğini, davanın dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığını, davanın süresinde açılmadığını belirterek davanın reddine, alacağın %20 inden az olmamak üzere tazminatın tahsiline ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;12.09.2013- 26.09.2016 tarihleri arasında bonoya ilişkin 3 yıllık zaman aşımı süresini kesen işlem yapılmadığı, maaş haczi kesintilerinin icra takip işlemi olmaması nedeni ile zaman aşımını kesmeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne, zaman aşımı nedeni ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır....
Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, takip dosyasında alacaklı tarafından 17/12/2014 tarihinden takibin yenileme tarihi olan 20/08/2019 tarihine kadar takip dosyasında herhangi bir işlem yapılmadığından icra dosyasının işlemsiz bırakılması nedeniyle 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla mahkemece zamanaşımı nedeni ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen karara karşı istinaf sebepleri yerinde bulunmadığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
İcra müdürlüğünün 2008/29515 E sayılı dosyası BAM 34 XX 312/2047 E sayılı dosyası ile icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, B.A.M 23. H.D 2018/2047 E sayılı dosyasının kararı ile icra dosyası zamanaşımı nedeni ile geri bırakıldığını bu kararın Yargıtay 12. H.D’sinin 2018/15369 E sayılı dosyası ile onanarak kesinleştiğini, bu karara karşılık olarak davalı-alacaklı İstanbul 6 Asliye Ticaret 2019/343 E. sayılı dosyası ile İİK’nun 33/A maddesi gereğince alacağın zamanaşımına uğramadığının tespitini talep ettiğini, bu talebin 16.04.2021 tarihinde red edildiğini,,11.05.2021 tarihinde icra müdürlüğüne müracaat ederek, BAM 34 XX 312/2047 E sayılı dosyası ve İstanbul 6 Asliye Ticaret 2019/343 E. sayılı dosyası nedeni ile hacizlerin fekki talep edildiğini, icra müdürlüğünün bu talebi reddettiğini, İcra memurluğunun 21.05.2021 tarihli işlemin iptaline, kesinleşme şerhi talep edilmesine gerek bulunmadığının tespiti ile yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 03.11.2010 tarih, 2010/761E-2010/1068K sayılı ilamı ile zamanaşımı nedeniyle borçlu hakkında icranın geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın kesinleşmiş olduğu, bu kararın kesinleşmesinden sonra alacaklı tarafından İİK'nun 33/a maddesi 2. fıkrası kapsımında ve yasal 7 günlük süre içerisinde genel mahkemede dava açıldığını dair dosya içeresinde herhangi belge yada tarafların beyanı bulunmamaktadır. Alacaklı tarafından İİK'nun 33/a maddesi 2. fıkrası kapsamında açılmış bir dava bulunmadığına göre, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına ilişkin ilam kesin hüküm teşkil eder ve bu ilam doğrultusunda borçlu hakkındaki takip iptal edilmiş sayılır. İcranın geri bırakılması ilamı nedeniyle borçlu hakkındaki takip iptal edilmiş olduğuna göre, iptal edilen takip dosyası üzerinden borcun kabul beyanına dayalı olarak takibi devam edilmesi doğru değildir....
O halde mahkemece icranın geri bırakılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : .Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....