WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Müdürlüğü'nün gösterildiği, ödeme emrinin de anılan kuruma gönderildiği, borca itirazın ise, takipte yer almayan ... Kaymakamlığı İlçe ... Müdürlüğü adına ... Kaymakamı tarafından yapıldığı, itiraz üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklı vekilinin borca itiraz edenin takibin tarafı olmaması nedeniyle takibin devamına karar verilmesi yönündeki talebinin müdürlükçe 26.5.2014 tarihli kararla, reddedildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 62. maddesi gereğince, itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. Buna göre, borca itiraz ancak takibin borçlusu tarafından yapılabilecek olup, takip talebindeki tarafların değiştirilmesi mümkün olmadığından, takipte borçlu olarak gösterilmeyen Kartal Kaymakamlığı İlçe ... Müdürlüğü'nün itiraz hakkı bulunmamaktadır....

    Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalı tarafın icra takibinde kısmi itiraz ve yetki itirazında bulunduğu, takip konusu borcun para borcu olması nedeniyle takip tarihinde alacaklının yerleşim yerinde takip yapılabileceğinden yetki itirazının yerinde olmadığı, davalının icra takibine yapmış olduğu kısmi itirazda itiraz edilen miktar açıkça gösterilmediğinden geçerli bir itiraz bulunmadığı gerekçesiyle yetki itirazının iptali ile takibin devamına, borca itiraz hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, aleyhine başlatılan icra takibine karşı sunduğu itiraz dilekçesinde yetkiye ve borca itirazda bulunmuştur. Mahkemece yetki itirazı kabul edilmemişse de itiraz dilekçesinde takipteki borç miktarına itiraz edilmesi karşısında borca itirazın kısmi itiraz olduğu ve itiraz edilen miktarın açıkca gösterilmediği gerekçesiyle borca itiraz edilmemiş olduğunun kabulü doğru olmamıştır....

      E. sayılı dosyası üzerinden davalı borçlu hakkında MTS takibi başlatıldığını, ilgili dosyadan gönderilen ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiğini, davalının bu takibe karşı 25.03.2022 tarihinde Konya .İcra Dairesine itiraz ettiğini ve itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, takibin devamı için iş bu itirazın iptali davasını açmaları gerektiğini, davalının 25.03.2022 tarihli itiraz dilekçesinde idareye böyle bir borcu bulunmadığını ileri sürerek borca ve yetkiye itiraz ettiğini, ancak kurum kayıtlarında yaptıkları incelemede aboneliğe ilişkin borçların 6360 sayılı yasa kapsamında idareye devrolduğunu ve davalı tarafından ödenmediğinin anlaşıldığını, davalı borçlunun bu 14 aylık döneme ilişkin su bedelini ödemediğini ve ödediğine ilişkin bir belgede ibraz etmediğini, ayrıca icra takibine kadar söz konusu bu faturalara da itirazda etmediğini, bu nedenle davalının itirazının hukuki bir dayanağı olmadığını, tüketicilerin su tüketimlerinin tahakkuk ve tahsiline yönelik hususların Abonelik...

        in ise ilk sorgu tarihi olan 18.12.2002 tarihlerinden hüküm tarihine kadar 765 sayılı TCK'nın 102/4.maddesinde öngörülen 5 yıllık asli dava zamanaşımının dolduğu tespitiyle sanıklar hakkındaki kamu davasının CMK'nun 223/8.maddesi uyarınca "düşmesine" karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ortadan kaldırılmasına hükmolunması, Yasaya aykırı ise de, yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hüküm fıkrasının 1 ve 2 nolu paragraflarında yer alan "... gereğince ZAMANAŞIMI NEDENİYLE ORTADAN KALDIRILMASINA," ibarelerinin çıkartılarak yerine "ve CMK'nun 223/8.maddesi gereğince DÜŞMESİNE," ibareleri eklenmek suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          ı yaralama suçunun sübutunun kabulünde bir isabetsizlik bulunmamış ise de; suç tarihi olan 02.08.2002 tarihi de dikkate alındığında, 765 sayılı TCK nun 102/4 ve 104/2. maddesine göre belirlenen 7 yıl 6 ay olan genel dava zamanaşımı süresinin temyiz incelemesinden önce dolduğu anlaşıldığından, hükümlerin BOZULMASINA, ancak bozma nedeni yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye istinaden, 765 sayılı TCK.nun 102/4, 104/2. maddeleri uyarınca sanık hakkında yaralama suçundan açılan kamu davasının ZAMANAŞIMI NEDENİYLE ORTADAN KALDIRILMASINA 03.03.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

            ın yaralama suçunun sübutunun kabulünde bir isabetsizlik bulunmamış ise de; suç tarihi olan 24.07.2003 tarihi de dikkate alındığında, 765 sayılı TCK nun 102/4 ve 104/2. maddesine göre belirlenen 7 yıl 6 ay olan genel dava zamanaşımı süresinin temyiz incelemesinden önce dolduğu anlaşıldığından, hükmün BOZULMASINA, ancak bozma nedeni yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye istinaden, 765 sayılı TCK.nun 102/4, 104/2. maddeleri uyarınca sanık hakkında yaralama suçundan açılan kamu davasının ZAMANAŞIMI NEDENİYLE ORTADAN KALDIRILMASINA 02.02.2011 gününde oybirliği ile karar verildi. Karara Uygundur, Yazı İşleri Müdürü ......

              TÜRK MİLLETİ ADINA Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın kasten yaralama suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin olunmuş ise de; sanığa atılı suç için kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibari ile 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2 maddesine göre belirlenen 7 yıl 6 ay olan uzatılmış dava zamanaşımı süresinin, suç tarihi olan 30.12.2003 tarihi de dikkate alındığında, temyiz incelemesinden önce 30.06.2011 tarihinde dolduğu anlaşıldığından,hükmün bu nedenle BOZULMASINA, ancak bozma nedeni yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK.nun 322 maddesi gereğince, sanık hakkında kasten yaralama suçundan açılan kamu davasının ZAMANAŞIMI NEDENİYLE 765 sayılı TCK.nun 102/4,104/2 ve 5271 sayılı CMK.nun 223/8 maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 21/02/2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

                i yaralama ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükümler yönünden yapılan incelemede; Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçlarının sübutunun kabulünde ve suçların niteliğinin tayininde bir isabetsizlik bulunmamış ise de; sanığın savunmasının alındığı 18.12.2003 tarihi de dikkate alındığında, 765 sayılı TCK.nun 102/4. maddesine göre belirlenen 5 yıl olan asli dava zamanaşımı süresinin hüküm tarihi olan 26.05.2009 tarihinden önce dolduğu anlaşıldığından hükmün (BOZULMASINA), ancak bozma nedeni yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye istinaden, 765 sayılı TCK.nun 102/4.maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının ZAMANAŞIMI NEDENİYLE ORTADAN KALDIRILMASINA, B) Mağdur-müdahiller ... ve ... vekilleri ile Cumhuriyet Savcısının temyiz talebi üzerine, sanık hakkında ...'ı öldürmeye teşebbüs ve ...'...

                  Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece, dosyada yapılan yargılama sonucunda Adıyaman İcra Dairesi'nin 2020/7569 esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmi olduğu, kabul edilen ve itiraz edilen miktarların tam olarak belirtilmediği, itirazın geçerli bir itiraz olmadığı gerekçesi ile davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verildiğini, bu kararın hukuka aykırı olduğunu, davalının her ne kadar icra takibine itiraz ederken, "Takip borçlularının tarafımda doğmuş belirtilen miktar kadar alacağı bulunmamaktadır, Adıma açılan aynı alacaklı bankadaki tüm hesaplarımın incelenmesi ve ödenen meblağların (Birçok ödeme yapıldığından) düşümü sonucu adıma başlatılan takibin toplam borcunun bu kadar fahiş olması imkansız olacağından yani bu kadar çok çıkmayacağından borca itiraz ediyorum." ibarelerini kullansa da ve bu ibarelerin borca kısmi itiraz olduğunu gösterse de dilekçenin sonuç kısmında "ödeme emrindeki alacağa itiraz ediyorum....

                  Davalı tarafından 15.04.2014 tarihli dilekçe ile yasal süresi içerisinde icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz edilmiş ve icra müdürlüğünün 29.04.2014 tarihli kararı ile davalı borçlunun borca itirazı nedeniyle verilen 18.04.2014 tarihli durma kararının kaldırılarak takibin yetkiye itiraz yönünden durdurulmasına karar verilmiş ise de, icra müdürlüğünün kendiliğinden durma kararını kaldırma yetkisi bulunmamaktadır. Mahkemece her ne kadar İcra Müdürü tarafından takibin borca itiraz nedeniyle durmasına ilişkin herhangi bir karar verilmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, esasen İİK'nun 66. maddesi gereğince müddeti içinde yapılan itiraz takibi kendiliğinden durdurur. Borçlu tarafından ödeme emrinin tebliğinden sonra yasal süresi içerisinde itiraz edilmiş olduğuna göre mahkemeden itirazın iptalinin istenilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu