Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesinde belirtilen yasal 5 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra borca ve fer'ilere yönelik itirazda bulunulduğu da izahtan varestedir. Dolayısıyla, ilk derece mahkemesince, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayeti ile borca ve fer'ilere yönelik itirazların yukarıda açıklanan nedenlerle süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi hukuken isabetli değildir. B) DAVACI TARAFIN TAKİBİN KESİNLEŞMESİNDEN SONRAKİ ZAMANAŞIMI NEDENİYLE İCRANIN GERİ BIRAKILMASI İSTEMİ YÖNÜNDEN YAPILAN İSTİNAF İNCELEMESİNDE; Davaya konu takip dosyası incelendiğinde; davacı borçlu (ve dava dışı diğer borçlu) hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçlulara tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği görülmüştür....

Maddelerinin açık olduğunu, ayrıca temerrütten söz edebilmek için öncelikle muaccel bir borcun ve alacaklının o borca yönelik ihtarının bulunması gerektiğini, birden fazla borcu bulunan borçlunun yaptığı ödemenin ifa zamanında beyan ettiği borca mahsup edileceğini, borçlu ödeme sırasında yapılan ödemenin hangi borca ilişkin olduğunu beyan etmemiş veya alacaklının makbuzda belirttiği borca derhal itirazda bulunmamışsa makbuzda belirtilen borca mahsup edilmesi gerektiğini, birden fazla para borcunun bulunduğu bir borç ilişkisinde borçlunun yaptığı kısmi ödemenin hangi borç için mahsup edildiğini belirtmemesi, alacaklının da ödemenin hangi borca ilişkin olduğunu makbuzda göstermemesi durumunda kısmi ödemenin hangi borca mahsup edileceği sorununun BK'nın 102....

Müdürlüğü'nün gösterildiği, ödeme emrinin de anılan kuruma gönderildiği, borca itirazın ise, takipte yer almayan ... Kaymakamlığı İlçe ... Müdürlüğü adına ... Kaymakamı tarafından yapıldığı, itiraz üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklı vekilinin borca itiraz edenin takibin tarafı olmaması nedeniyle takibin devamına karar verilmesi yönündeki talebinin müdürlükçe 26.5.2014 tarihli kararla, reddedildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 62. maddesi gereğince, itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. Buna göre, borca itiraz ancak takibin borçlusu tarafından yapılabilecek olup, takip talebindeki tarafların değiştirilmesi mümkün olmadığından, takipte borçlu olarak gösterilmeyen Kartal Kaymakamlığı İlçe ... Müdürlüğü'nün itiraz hakkı bulunmamaktadır....

    i yaralama ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükümler yönünden yapılan incelemede; Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçlarının sübutunun kabulünde ve suçların niteliğinin tayininde bir isabetsizlik bulunmamış ise de; sanığın savunmasının alındığı 18.12.2003 tarihi de dikkate alındığında, 765 sayılı TCK.nun 102/4. maddesine göre belirlenen 5 yıl olan asli dava zamanaşımı süresinin hüküm tarihi olan 26.05.2009 tarihinden önce dolduğu anlaşıldığından hükmün (BOZULMASINA), ancak bozma nedeni yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye istinaden, 765 sayılı TCK.nun 102/4.maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının ZAMANAŞIMI NEDENİYLE ORTADAN KALDIRILMASINA, B) Mağdur-müdahiller ... ve ... vekilleri ile Cumhuriyet Savcısının temyiz talebi üzerine, sanık hakkında ...'ı öldürmeye teşebbüs ve ...'...

      Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalı tarafın icra takibinde kısmi itiraz ve yetki itirazında bulunduğu, takip konusu borcun para borcu olması nedeniyle takip tarihinde alacaklının yerleşim yerinde takip yapılabileceğinden yetki itirazının yerinde olmadığı, davalının icra takibine yapmış olduğu kısmi itirazda itiraz edilen miktar açıkça gösterilmediğinden geçerli bir itiraz bulunmadığı gerekçesiyle yetki itirazının iptali ile takibin devamına, borca itiraz hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, aleyhine başlatılan icra takibine karşı sunduğu itiraz dilekçesinde yetkiye ve borca itirazda bulunmuştur. Mahkemece yetki itirazı kabul edilmemişse de itiraz dilekçesinde takipteki borç miktarına itiraz edilmesi karşısında borca itirazın kısmi itiraz olduğu ve itiraz edilen miktarın açıkca gösterilmediği gerekçesiyle borca itiraz edilmemiş olduğunun kabulü doğru olmamıştır....

        E. sayılı dosyası üzerinden davalı borçlu hakkında MTS takibi başlatıldığını, ilgili dosyadan gönderilen ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiğini, davalının bu takibe karşı 25.03.2022 tarihinde Konya .İcra Dairesine itiraz ettiğini ve itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, takibin devamı için iş bu itirazın iptali davasını açmaları gerektiğini, davalının 25.03.2022 tarihli itiraz dilekçesinde idareye böyle bir borcu bulunmadığını ileri sürerek borca ve yetkiye itiraz ettiğini, ancak kurum kayıtlarında yaptıkları incelemede aboneliğe ilişkin borçların 6360 sayılı yasa kapsamında idareye devrolduğunu ve davalı tarafından ödenmediğinin anlaşıldığını, davalı borçlunun bu 14 aylık döneme ilişkin su bedelini ödemediğini ve ödediğine ilişkin bir belgede ibraz etmediğini, ayrıca icra takibine kadar söz konusu bu faturalara da itirazda etmediğini, bu nedenle davalının itirazının hukuki bir dayanağı olmadığını, tüketicilerin su tüketimlerinin tahakkuk ve tahsiline yönelik hususların Abonelik...

          Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece, dosyada yapılan yargılama sonucunda Adıyaman İcra Dairesi'nin 2020/7569 esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmi olduğu, kabul edilen ve itiraz edilen miktarların tam olarak belirtilmediği, itirazın geçerli bir itiraz olmadığı gerekçesi ile davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verildiğini, bu kararın hukuka aykırı olduğunu, davalının her ne kadar icra takibine itiraz ederken, "Takip borçlularının tarafımda doğmuş belirtilen miktar kadar alacağı bulunmamaktadır, Adıma açılan aynı alacaklı bankadaki tüm hesaplarımın incelenmesi ve ödenen meblağların (Birçok ödeme yapıldığından) düşümü sonucu adıma başlatılan takibin toplam borcunun bu kadar fahiş olması imkansız olacağından yani bu kadar çok çıkmayacağından borca itiraz ediyorum." ibarelerini kullansa da ve bu ibarelerin borca kısmi itiraz olduğunu gösterse de dilekçenin sonuç kısmında "ödeme emrindeki alacağa itiraz ediyorum....

          KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİTESPİTE İTİRAZ DAVASI 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 15 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 30 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı İ.... tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: Kadastro sırasında 131 ada 310 parsel sayılı 6379.48 m2 yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle İ..... mirasçıları adına tespit edilmiştir. Askı ilan süresi içinde İ.... irsen intikal, satınalma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmış daha sonra yapılan keşifte taşınmaz üzerinde bulunan 2 katlı ev ve ahır ile bulundukları zemin ve sınırlarını gösterdiği bölümün adına tescilini talep etmiş, davacı F.... G.... 'ın irsen intikal ve miras payına dayanarak açtığı dava ile birleştirilerek yapılan yargılama sonunda mahkemece davacı- davalı F.......

            Davalı tarafından 15.04.2014 tarihli dilekçe ile yasal süresi içerisinde icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz edilmiş ve icra müdürlüğünün 29.04.2014 tarihli kararı ile davalı borçlunun borca itirazı nedeniyle verilen 18.04.2014 tarihli durma kararının kaldırılarak takibin yetkiye itiraz yönünden durdurulmasına karar verilmiş ise de, icra müdürlüğünün kendiliğinden durma kararını kaldırma yetkisi bulunmamaktadır. Mahkemece her ne kadar İcra Müdürü tarafından takibin borca itiraz nedeniyle durmasına ilişkin herhangi bir karar verilmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, esasen İİK'nun 66. maddesi gereğince müddeti içinde yapılan itiraz takibi kendiliğinden durdurur. Borçlu tarafından ödeme emrinin tebliğinden sonra yasal süresi içerisinde itiraz edilmiş olduğuna göre mahkemeden itirazın iptalinin istenilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır....

              Hukuk Dairesi'nin 08.07.1993 Tarih 8463 Esas 12361 Karar sayılı ve 11.09.1989 Tarih 1155 Esas 10284 Karar sayılı ilamlarında sehven yanlış vekaletname sunulduğu, borca itirazda 3. Şahıs itirazı söz konusu iken, mevcut hukuki durumda itirazın geçersiz sayılamayacağı öngörüldüğünü, yapılan ilk borca itirazda hukuki olayların benzerliği itibariyle bu şekilde değerlendirilmesi gerektiğini, yinelenen borca itirazda şikayete konu İstanbul 27. İcra dairesi'nin 20/11/2019 tarihli kararında yukarıda açıklanan hususlar ve yüksek mahkeme kararları göz ününe alınmadan "...başka bir şirkete ait imza sirkülerinin ibraz edilerek itiraz edildiği görülmekte, takibin kesinleşmiş olduğu görülmekle süresinden sonra yapılan itiraz nedeniyle borçlu itirazının reddine..."...

              UYAP Entegrasyonu