DAVA ZAMANAŞIMI SÜRESİHAKSIZ EYLEM NEDENİYLE TAZMİNAT 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 60 ] "İçtihat Metni" Davacı Gül vekili tarafından, davalı Yalçın ve Hasan aleyhine 6.2.2004 gününde verilen dilekçe ile yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; zamanaşımı nedeniyle davanın reddine dair verilen 14.4.2004 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik hakkına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir....
Davalılar cevap dilekçelerinde; 06.04.2011 tarihinde muacelliyet ihtarnamesinin kendilerine tebliğ edildiğini ancak takibe konu sözleşmelerin bir örneğinin kendilerine tebliğ edilmediğini, Çubuk İcra müdürlüğünün 2010/1208 esas sayılı dosyasında takibe konu borca ve ferilerine miktarın belirli olmaması nedeniyle itiraz ettiklerini, murislerinin terekesinin borca batık olduğunu, TMK'nun 605/2 maddesi uyarınca hükmi red defini ileri sürdüklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece toplanan delillere göre; davalıların Çubuk İcra Müdürlüğünün 2010/1208 esas nolu dosyasında 37.500,00 TL ve fer'ilerine itiraz ettiklerini açıkça bildirdikleri ve takibin kefalete dayanması nedeniyle borcun tümüne itiraz ettiklerinin mahkemece kabul edildiği, davacı tarafından davalılar hakkında murislerinin kefillikten kaynaklanan borcu nedeniyle Çubuk İcra Müdürlüğü'nün 2010/1208 esas nolu dosyasında 39.465,58 TL üzerinden takip başlatıldığı, davalıların murisi ...'...
İİK'nun 58-61. maddeleri uyarınca ödeme emri iptal edildikten sonra borçluya yeniden ödeme emri tebliğ olunmuş ve borçlular süresinde imzaya ve borca itiraz etmiştir. Yeni ödeme emrinin tebliği ile birlikte borçluların borca ve imzaya itiraz hakkı yeniden doğar. Kaldı ki; İcra Hukuk Mahkemesi 2014/506-523 sayılı kararında ödeme emri iptal edilmiş olup sair itirazlar da incelenmemiştir. O halde mahkemece, 12.12.2014 tebliğ tarihine göre süresinde olan itirazın esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile ve süre aşımı nedeniyle istemin reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM :Suçun özel belgede sahtecilik olduğunun kabulü ile; ZAMANAŞIMI NEDENİYLE ORTADAN KALDIRMA Suça konu senedin takibe konulduğu sırada unsurlarının tam olduğu ve resmi belge niteliğinde bulunduğunun kabulü ve zamanaşımı süresinin buna göre hesaplanması gerektiği gözetilmeden; yasal olmayan gerekçe ile belgenin özel belge sayılması gerektiğinden söz edilerek 765 sayılı TCK.nun 102/4,104/2 ve CMK.nun 223/8 maddeleri gereğince zamanaşımı nedeniyle davanın düşürülmesine karar verilmesi, Yasaya aykırı ve C.Savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, ancak 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7. ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlulardan .... ......A.Ş'nin borca ve imzaya itiraz ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, dosya borcunun ödenmiş olması nedeniyle konusu kalmayan itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığı şeklinde sonuca gidildiği anlaşılmıştır....
İcra Dairelerinin yetkili olduğunu belirterek icra dairesinin yetkisine ve ayrıca borca itiraz ederek takibi durdurmuştur. Açılan itirazın iptali davasında mahkemece ... İcra Dairesi’nin yetkisine itiraz edildiği, ... İcra Dairesince yeniden ödeme emri tebliğ edilmeden itirazın iptali davası açılamayacağı, yeki itirazı üzerine şikayet yoluna gitmeyen davacının dosyasının ... İcra Müdürlüğüne gönderilmesini isteyebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İlamsız icra takibine karşı borçlu icra dairesinin yetkisine, borca ve varsa takip dayanağı belgedeki imzaya itiraz edilebilir, Yetki ile birlikte borca da itiraz edilmişse açılacak itirazın iptali davasında mahkeme öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığını İİK.’nun 50. maddesi uyarınca inceleyecektir. Yetki itirazına karşı alacaklının şikayet yoluna gitme zorunluluğu bulunmamaktadır. Mahkeme ... İcra Dairesinin yetkisine yönelik itirazın İİK.’nun 50. maddesinin atıf yaptığı HUMK’nun 9 vd....
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Somut olayda; davalının davacı aleyhine çeke dayanarak kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığı, davacıya ödeme emrinin 10/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği mahkememize davanın 09/11/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. 5 günlük şikayet ve itiraz süresi geçtikten sonra borca itiraz ettiği anlaşıldığından, davanın süre aşımı nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası tesis edilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....
İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz ederek işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. İleri sürülüş şekli bakımından itiraz sebeplerini borca itiraz ve imzaya itiraz şeklinde ikiye ayırmak mümkündür. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlar borca itirazdır. Borçlu ödeme emrine itiraz ederken borca itiraz sebeplerini ayrıca ve açıkça bildirmek zorunda değildir. Borçlunun yalnız "itiraz ediyorum" demesi yeterlidir. İcra İflas Kanun'unun 63. maddesi gereğince borçlu itirazında bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı olduğundan borçlunun, senet metninden anlaşılamayan borca itiraz sebeplerini itirazında ayrıca ve açıkça bildirmesi kendi yararınadır. Dava konusu olayda; Davalı borçlu haksız yere aleyhine icra takibi başlatıldığını, mağduriyetine sebebiyet verildiğini bildirerek itiraz etmiştir. Davalı borçlunun bu itirazı borca itiraz olup, itirazı üzerine icra takibi durmuştur....
İcra Hukuk mahkemesinin 2022/73 esas sayılı dosyasında TMK 606.maddesine dayalı şikayetlerinin kabul edildiğini ve takibin iptaline karar verildiğini, bu karara yönelik istinaf başvurusu yapıldığını, 2022/74 esas dosyada ise icra takibine itiraz edip borçlarının bulunmadıklarını iddia ettiklerini, mahkemenin şikayet davasına dayanarak icra takibine itiraz davasını derdestlikten ret etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkillerinin reddi miras davası açtıklarını, yerel mahkeme tarafından şikayet davasının bekletici mesele yapılması gerekirken derdestlikten reddinin hatalı olduğunu, her iki davanında aynı anda açıldığını, itiraz davasında karar verilmesi için şikayet davasının kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğini, kesinleştiği takdirde itiraz davasının esasına yönelik bir hüküm kurulmasına gerek kalmayacağını belirterek kararın kaldırılmasını, borca ve faizlere itirazlarının kabulünü talep etmiştir. Davalı istinaf cevap dilekçesinde özetle; Yargıtay 12....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1077- 1482 E.K.sayılı 07/01/2020 kesinleşme tarihli ilamı ile kayıtsız ve şartsız reddedildiği, Mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddia, mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının, icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığı hallerde borca itiraz olarak nitelendirilir. Takibin kesinleşmesinden önce mirasın reddi gerçekleştiğinden davacının borca itirazının kabulüne dair ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu borca itiraz niteliğinde olduğundan, borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiş olması sebebi ile Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi yerindedir....