Konuya ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun Esas no: 2013/17- 1101 Karar no: 2014/716 sayılı ilamında ; "Somut olayda, davalılar haklarında yapılan genel haciz yolu ile icra takibine süresi içerisinde zamanaşımı def’inde bulunarak borca itiraz etmeleri üzerine icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Davacı tarafından süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı, ancak davalılar Seyfeddin ve Ziver tarafından açılan davaya karşı zamanaşımı def’inde bulunulmadığı anlaşılmaktadır. İcra takibine karşı zamanaşımı def’inde bulunan borçlunun bu itirazının iptali için açılan davada, davacı, zamanaşımı def’inin yerinde olmadığını ileri sürerek itirazın iptali davasını açtığından mahkemece zamanaşımı def’inin yerinde olup olmadığı konusu üzerinde durularak dava karara bağlanacaktır....
Davacının sair borca itirazları yönünden yapılan inceleme sonucunda; 6102 sayılı TTK'nın 778. maddesinin yollamasıyla bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 749. maddesi uyarınca takibe konu bono, vade tarihinden itibaren üç yıllık zamanaşımı süresine tâbidir. Takip dayanağı bono 28/09/2016 düzenleme 30/12/2016 vade tarihli olup, vade tarihinden 26/12/2019 takip tarihine kadar 3 yıllık zamanaşımı süresi dolmamış olup davacının bu yöndeki itirazı yerinde görülmemiştir, Diğer taraftan senedin teminat senedi olduğu, bedelsiz kaldığı vb. iddialar İcra ve İflas Kanunu'nun 169/a maddesi kapsamında borca itirazdır. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir....
Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir (Bakınız Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 11.11.2020 T. 2019/3926 E. 2020/2954 K. Sayılı ilamı). Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre: Davacının davalıdan 334.873,64.-TL fatura, 61.021,42.-TL işlemiş faiz alacağı olduğundan bahisle Antalya ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığı, davalının süresinde ibraz ettiği itiraz dilekçesi ile borca ve faize itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, davacı vekilinin takibin devamı için 395.895,06....
borca itiraz ettiklerini, takibin iptaline, davalının asıl alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine ve yargılama giderinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İİK.nun 63.maddesi uyarınca, itiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması duruşmasında, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez. Zamanaşımı itirazı, senet metninden anlaşılan itiraz sebepleri arasındadır (Prof.Dr.Baki Kuru, İİH-1.Cilt 1988-sh.242 ve devamı). Somut olayda borçlu, yargılama sırasında sunduğu 08.07.2015 havale tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesinde "...kambiyo senedi süresinde icra takibine konmadığından zamanaşımına uğramış ve kambiyo senedi vasfını yitirmiştir...." beyanıyla zamanaşımı itirazını ileri sürmüştür....
Öncelikli olarak, Davalı tarafın hak düşürücü süre itirazı yönünden yapılan değerlendirmede; ----- sayılı dosyasının tetkikinde; Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya ---- alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır. İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK'nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir. Zamanaşımı yönünde ise, 6102 sayılı TTK'nun 732.maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmeye dayalı açılan takip ve davaların --- tarihten itibaren 1 yıldır....
İcra Müdürlüğü ...E. sayılı ilamsız icra takip yapılmış ve borçluya ödeme emri gönderilmiştir.Davalı ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borca ve icra takibine itiraz etmiştir. Borçlu itirazında icra dairesinin yetkisine, takibe, takibe konu borca , borç miktarına, faize, faiz oranına, ödeme emrine, asıl alacak ve fer'ilerine külliyen itiraz etmiş, takibin durdurulmasını talep etmiştir.Borçlu borca itiraz ederek takibi durdurmuş ise de itirazı haksız ve dayanaksızdır.Davalının ... 24. İcra Müdürlüğü ... E. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu haksız ve yersiz İtirazın İptali ile takibin devamına, davalı/borçlu aleyhine hükmolunacak meblağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini..." talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; "Davacı ...A.Ş., işbu dava ile “..." adresindeki ticarethane vasıflı abonelikte ......
Mahkemece, borçlu vekilinin borca (zamanaşımı) itirazı kabul edildiğine göre, İİK’nun 169/a-5. maddesi uyarınca, kabul edilen borca itiraz yönünden, takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, “takibin iptali” yönünde hüküm tesisi isabetsiz ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK'nın 353/1- b.2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak davanın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle, I-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; Erzincan 1....
Mahkemece, borçlu vekilinin borca (zamanaşımı) itirazı kabul edildiğine göre, İİK’nun 169/a-5. maddesi uyarınca, kabul edilen borca itiraz yönünden, takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, “takibin iptali” yönünde hüküm tesisi isabetsiz ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK'nın 353/1- b.2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak davanın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle, I-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; Erzincan 1....
A.Ş. aleyhine toplam 42.174,48 TL alacağın tahsili ve tahliye istemiyle 14/06/2017 tarihinde icra takibine başlandığı, takibin konusunu 01/10/2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesine göre ödenmediği iddia olunan 2017 yılı Ocak- Haziran ayları kira bedeli ile LPG, elektrik ve su gideri alacağının oluşturduğu, 13 örnek ödeme emrinin borçluya 07/07/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 13/07/2017 tarihinde yetkiye, borca ve fer'ilerine itirazlarını içerir dilekçe verdiği, aynı tarihte borca itiraz süresinde ise takibin durdurulmasına karar verildiği, borca itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu icra takibine dayanak 01/10/2013 tarihli kira sözleşmesini davacı kiralayan, davalı kiracı olarak imzalamış olup, davalı kiracı, borca itirazında kira sözleşmesine itiraz etmemiş, sadece yetkiye ve borca itirazda bulunmuştur....