Limited Şirketinin kiracısı olduğu taşınmaz ile ilgili kira sözleşmesini kiracının temsilcisi ve kefil olarak imzaladığını, sözleşmeye kefil olması nedeniyle davacıya iki adet senet verilmiş ise de icra dosyasının takipsiz kalması ve 6 yıl sonra yenilenmesi üzerine icra hukuk mahkemesinde açılan dava sonucu senetlerin zamanaşımına uğraması nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, zamanaşımı nedeniyle borç sona erdiğinden bu borç için dava ve takip açılamayacağını, esas yönünden ise kefaletinin ilk dönem için geçerli olup, uzayan kira dönemlerinde sorumluluğunun bulunmadığını, kefaletin geçersiz olduğunu, kefalet dönemi içinde olmayan kira borçları için verilen senetlerin de geçersiz olduğunu, zamanaşımına uğrayan bonoların yazılı delil başlangıcı sayılamayacağını ve tanık dinlenemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir....
Tüm bu nedenlerle Mahkemece zamanaşımına ilişkin şikayetin kabulüne ilişkin verilen karar usul ve yasaya uygun ise de İİK'nun 71/2 ve 33/a maddeleri uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile zamanaşımı itirazının takip öncesi döneme ilişkin uygulanan İİK 169/a-5 maddesi gereğince davacı borçlular hakkında yapılan takibin durdurulmasına, şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir.( 12 HD esas no: 2015/21109 karar no: 2015/31769- 2018/15586 E 2019/2723 k- 2016/20687 E 2017/12502K. - 2015/29437 E2016/5669 K) Ancak bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1- b.2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında davacıların şikayetinin kabulü ile İİK 'nın 71/2 maddesi yollaması ile İİK 'nın 33/a maddesinin birinci fıkrası uyarınca davacılar Alper İnanç ve T3 yönünden icranın geri bırakılmasına, karar verilmiş...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından senede dayalı olarak genel haciz yoluyla ile başlatılan ilamsız icra takibinin kesinleşmesinden sonra, borçlunun, zamanaşımı nedeniyle İİK.'nun 71. ve 33-a maddeleri uyarınca icranın geri bırakılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, takibin genel haciz yolu ile takip olduğu, zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu gerekçesi ile istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İcra takibine konu alacak, hangi zamanaşımı süresine tâbi ise, icra takibinde de aynı zamanaşımı süresi uygulanır....
Mahkemece şikayetin kabulü ile İİK'nun 71/son maddesinin göndermesiyle aynı Kanun'un 33/a maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken şikayetin reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır. Yukarıda belirtilen nedenlerle; ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu ancak söz konusu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK'nın 353/1- b.2. bendi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına "Şikayetin kabulü ile Osmaniye 1. İcra Dairesinin 2005/2690 esas sayılı dosyasında davacı borçlu hakkında İİK'nun 71/2 ve 33/a maddeleri uyarınca icranın geri bırakılmasına" dair aşağıdaki hüküm hukuka uygun bulunmuştur....
İİK'nun 71/2. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 33/a-l. maddesi gereğince, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğradığının belirlenmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 04.11.1998 tarih ve 1998/12-753 E. 1998/797 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı şikayeti süreye bağlı değildir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca, Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tâbidir....
Takipte borçlu sıfatına haiz olmayan mirasçılar, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması talebinde bulunamayacaklarından, bu talebin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, mahkemece talebin kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Aktif husumet kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilecektir....
Haciz bir takip işlemi olması sebebiyle zamanaşımı kesilir. Fakat, 7.12.2009 ve 8.12.2014 tarihleri arasında 3 yıldan fazla süre geçtiğinden zamanaşımı süresi dolmuştur. O halde mahkemece, borçlunun zamanaşımı itirazının kabulü ile İİK.nun 71/2 ve 33/a maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair şikayetleri ile ilgili şimdilik karar verilmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
sonra başlatılan takibin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece şikayetin kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verdiği, davalı tarafça kararın istinaf edildiği anlaşılmaktadır....
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ : Davacı dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafın üç seneden fazla bir süre takibe ara vererek işlem yapmadığını, zamanaşımı süresi senede dayalı takip nedeni ile üç yıl olduğunu, icranın geri bırakılmasına karar verilmesini gerektiğini, sürekli alacaklı vekillerine ödeme yaptığını, dosya borcunun üzerinde ödemelerde bulunduğunu, bu kadar bir borcunun olmadığını beyan ederek icranın geri bırakılmasına, takibin iptaline, takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince " Somut olayda da, takibe dayanak olarak taksitli satış sözleşmelerine istinaden ödenmeyen taksitli alışveriş borcunun gösterildiği, dosyada herhangi bir dayanak belge gösterilmediği, bu nedenle genel haciz yoluyla ilamsız takip olarak TBK'nun 146. maddesinde düzenlenen 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir....
İcra Müdürlüğü’nün 2013/1719 esas sayılı dosyasına dayanak kambiyo senedinin (bono) zamanaşımına uğradığı anlaşılmakla; İİK-71/2 ve 33/a maddeleri uyarınca icranın geri bırakılmasına, icranın geri bırakılmasına karar verildiği için hacizlerin kaldırılması konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....