Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Mahkemesi 2005/161 Karar ile zamanaşımı def’i kabul edilerek icranın geri bırakılmasına karar verilip hükmün Yargıtay 12. Hukuk Dairesi tarafından onandığını belirterek, borçlunun zamanaşımı iddiası ile icranın geri bırakılmasına karar verildiğinden İİK.’nun 33/a. maddesi gereğince zamanaşımının varit olmadığına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. İsim benzerliği nedeniyle dava dışı ...’a yapılan tebligat üzerine vekili davanın husumetten reddi ile yargılama giderine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, icra takibinin çeklere dayalı olup, (6) ay süresince icra dosyasının işlemsiz bırakıldığı, bu suretle zamanaşımının söz konusu olduğu gerekçesi ile davanın reddine, 450.00 YTL vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hüküm davanın taraflarına yönelik olarak kurulur....

    Davalılar, davacının murislerinden bedelini tahsil ettiği bonoyu takibe koyduğunu, ancak dosyanın takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırıldığını, daha sonra dosyanın 11/09/2007 tarihinde yenilerek murislerine ödeme emri gönderildiğini, bu kez yasal süresi içerisinde murisin alacağın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle İcra Hukuk Mahkemesi'nde dava açıldığını ve mahkemece zamanaşımı itirazının kabul edilerek İİK'nun 71-33/a maddeleri gereğince İcranın geri bırakılmasına karar verildiğini, icranın geri bırakılması kararından sonra İİK 33-a/2 gereğince 7 gün içinde genel mahkemede dava açılmadığından alacağın zamanaşımına uğradığı hususunda kesin hüküm teşkil ettiğini savunarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....

      Borçlu vekili 30.05.2011 tarihinde icra mahkemesine başvurusunda, borcun zamanaşımına uğradığını belirterek İİK.nun 71 ve bu maddede atıf yapılan aynı kanunun 33/a maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasını talep etmiş, mahkemece, takibe dayanak belgenin 27.01.2000 tarihli olduğu gerekçesi ile icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Takibin şekline göre zamanaşımı itirazı takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkinse İİK.nun 62. maddesi gereğince ödeme emri tebliğinden itibaren 7 günlük sürede icra dairesine bildirilmesi gerekir. İcra mahkemesine ise İİK'nun 71. maddesi kapsamında takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle başvurulabilir. Somut olayda takip henüz kesinleştiğinden borçlunun başvurusu İİK.nun 71. maddesi kapsamında takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen zamanaşımına ilişkin olmayıp, takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazıdır....

        (eski 663/2.) maddesi gereğince, zamanaşımı kesilince son işlem tarihinden itibaren, müddeti aynı olan yeni bir zamanaşımı işlemeye başlar. Ayrıca, alacaklı tarafından yapılan takibin devamını sağlayıcı nitelikte her takip işlemi ile de zamanaşımı kesilir ve yeni bir süre işlemeye başlar. (12. HD. 25.12.2012, 2012/22582- .39839). İcra takip dosyasının incelenmesinde, takibin 10.05.2011 tarihinde başlatıldığı, işlemsiz kaldığı için takibin düştüğü ve 05.05.2014 tarihinde yenilendiği, 11.06.2014 tarihinde borçlunun taşınmazına haciz şerhi işlenmesinin talep edildiği, alacaklı vekili tarafından en son işlemin 15.10.2020 tarihli birinci haciz ihbarnamesi gönderilmesi talebi olduğu anlaşılmıştır. İcra dosyası 3 yıldan fazla işlemsiz bırakıldığından davanın kabulü ile; İİK'nun 71/2 ve 33/a maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına ve de icranın geri bırakılması kararı ile hacizlerin ortadan kalkması söz konusu olacağından; hacizlerin fekki talebinin reddine " karar verilmiştir....

        İcra aşamasında zamanaşımı def'i takibin kesinleşmesinden önceki veya takibin kesinleşmesinden sonraki devrede gerçekleşmektedir. Takipten sonraki zamanaşımı def’i yani icranın geri bırakılması isteğinin, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 170/b. maddesi yollaması ile aynı kanunun 71. ve 33/a. maddesi uyarınca süresiz olarak ileri sürülebilir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 33/a. maddesinin ilk fıkrasında ''İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir.'' düzenlemesini içermektedir....

          İlk derece Mahkemesi; somut olayda davacının, tasarrufun iptali davasında taşınmazı muvazaalı devralan üçüncü kişi konumunda olduğu, tasarrufu iptali davasının kabulü ile takip borçlusu haline gelmeyeceği, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasını, ancak takip borçlusunun ileri sürebileceği gerekçesi ile davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tasarrufun iptali kararının, davalı T3 tarafından İstanbul 7....

          Asliye Hukuk Mahkemesi (iş mahkemesi sıfatıyla) 2000/512 Esas, 2003/824 Karar Sayılı dosyası olarak düzeltilmesine ve zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-)Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre alacaklı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-) Alacaklı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; 2004 sayılı İcra-İflas Kanunu'nun 39/1. maddesinde ''İlama müstenit takip, son muamele üzerinden on sene geçmekle zamanaşımına uğrar.'' hükmü düzenlenmiştir. Zamanaşımının kesilmesi için alacaklının, icra dosyasında takibin devamını sağlayıcı nitelikte taleplerde bulunması ve takibi işlemsiz bırakmaması gerekir....

            İcra kefillerinin taahhüdü, kambiyo taahhüdü niteliğinde bulunmadığından, onlar bakımından uygulanacak zamanaşımı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takipteki dayanak belge için TTK'nun ilgili hükümleri gereğince uygulanması gereken zamanaşımı süresi değildir. İcra kefilinin borcunun icra kefaletinden kaynaklandığı, icra kefaletinin ise İİK'nun 38. maddesinde belirtilen ilam niteliğinde bulunduğu tartışmasız olup bu gibi hallerde İİK'nun 39. maddesinde belirtilen 10 yıllık zamanaşımının uygulanacağı tabiidir. Diğer taraftan asıl borçlu için zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle, icra mahkemesince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi icra kefilinin takipteki durumunu etkilemez. Bir başka deyişle, icra kefilinin sorumluluğu, asıl borçludan bağımsız olup, asıl borçlu yönünden borcun zamanaşımına uğramış olması kefile sirayet etmez....

              yapılmadığından zaman aşımına uğradığını belirterek davanın kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

              Sayılı kararı ile zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiğini ileri sürerek, icranın geri bırakılmasına ilişikin kararın iptali ile takibin devamına ve anılan icra dosyasındaki alacağının tespitini istemiştir. Davalı, davacı firmadan herhangi bir hizmet almadığını, İcra Hukuk Mahkemesi kararının yerinde olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, İİK madde 33/a maddesinde öngörülen 7 günlük süre içerisinde talepte bulunulmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı sözleşme ilişkisine dayanarak eldeki davayı açmıştır. Mahkemenin hükmüne gerekçe yaptığı İİK 33/a maddesi takip hukukuna ilişkin bir düzenleme olup, eldeki davada uygulama yeri bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davanın esasına girilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

                UYAP Entegrasyonu