İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/04/2022 NUMARASI : 2020/22 2022/128 DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|İmzaya İtiraz|Yetki İtirazı KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatında tüm bilgi ve belgeler okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü....
Temyiz Sebepleri Alacaklı; istinaf kanun yolu başvurusundan feragat edildiğini, borçlunun icra mahkemesine başvurusu borca itiraza ilişkin olduğundan İİK'nın 58/3 maddesine göre karar verilemeyeceğini, alacağın Tl karşılığının olduğunu ve bu miktar üzerinden nispi harç yatırıldığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte imzaya ve borca itiraza ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK'nın 58/3 maddesi. 3....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ'nin 06/04/2021 tarih, 2017/314 Esas ve 2021/316 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA; 2- Borca itiraz davasının KABULÜ ile, İstanbul 7....
Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti, imzaya ve borca itiraz nedeni ile yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile imzaya ve borca itirazın reddine karar verilmiştir. Kararın itiraz eden borçlu vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı itiraz eden borçlu vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Borçlu itiraz dilekçesinde, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu, senetteki imzanın davacıya ait olmadığını ve borcunun olmadığını iddia ederek takibin durdurulmasına ve davalının tazminat ve para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. II....
Ödeme emri davalı kiracı ... ve davalı kefil ...’a tebliğ edilmiş olup, davalı kiracı borçlu ... itiraz dilekçesinde imzaya ve borca, davalı kefil borçlu ... ise itiraz dilekçesinde imzaya, borca ve İcra Müdürlüğünün yetkisine itiraz etmiştir. Alacaklı vekili 27.04.2014 tarihli dilekçesi ile, borçlu ...’ın yetki itirazını kabul ettiklerini, bu nedenle dosyanın yetkili olan ... İcra Müdürlüğüne gönderilmesini talep etmiş, alacaklı vekilinin talebi üzerine dosya ... İcra Müdürlüğüne gönderilmiş ve 2014/5336 esasına kaydedilmiştir. Ödeme emri davalı borçlu kiracı ...’a 11.03.2014 tarihinde, davalı borçlu kefil ...’a 24.03.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir....
dosyanın yetkili Fatsa İcra dairelerine gönderilmesine, Ordu İcra Müdürlüğü 2021/17410 esas sayılı dosyada imzaya ve borca itirazlarının kabulü ile takibin iptaline, kusurlu alacaklının alacağın %20'si oranında tazminata ve %10 para cezasına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/07/2020 NUMARASI : 2019/358 ESAS 2020/236 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (İmzaya ve Borca İtiraz) KARAR : Mersin 3.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 01/07/2020 tarih ve 2019/358 Esas 2020/236 Karar sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna davacı vekili tarafından başvurulması üzerine dosya incelendi; DAVA: Davacı borçlu Zarifoğulları Petrol ...Ltd.Şti. vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin 5.İcra Müdürlüğü'nün 2019/5617 Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapıldığını, ödeme emrinin 29/04/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, takibe dayanak belgedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, imzaya açıkça itiraz ettiklerini, müvekkilinin çek alacaklısı tarafla bir ticari alış verişi bulunmadığını, ticari defterler incelendiğinde alış verişin bulunmadığının sabit olacağını, imzaya borca ve ferilerine itiraz ettiklerini belirterek, çek üzerindeki imza müvekkiline ait olmadığından takibin iptaline, %20...
İİK.nun 168/5 maddesi hükmü gereği; Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takiplerde borçlunun, borcu olmadığını, borcun itfa edildiğinin, mehil verildiğini, alacağın zaman aşımına uğradığını ve yetki itirazının sebepleri ile birlikte 5 gün içinde İcra Mahkemesine bildirilmesi gerektiği, bu sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekmektedir. Somut olayda; borçluya ödeme emrinin 14/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal 5 günlük itiraz süresinin sona ermesinden sonra 24/08/2020 tarihinde icra mahkemesine başvurarak imzaya ve borca itirazda bulunduğu görülmüş, itirazın süresinde yapılmadığı anlaşılmıştır....
Borçlu, yetkiyle birlikte aynı zamanda borca da itiraz etmişse, dosya yetkili icra müdürlüğüne gönderilip kendisine yeniden ödeme emri tebliğ edildiğinde, borca yeniden itiraz etmesi gerekir. Buna göre borçlu, yetki itirazı ile birlikte borca itirazlarını bildirmemiş olsa bile yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine süresi içinde yetkili icra mahkemesine borca itirazlarını sunabilir. Bir başka deyişle yeni ödeme emri tebliği, borçluya yeni itiraz hakkı sağlar. O halde mahekemece yukarıda belirtilen ilkeler ışığında itirazın esasının incelenmesi gerekirken borçlunun itiraz hakkını kaybettiği gerekçesiyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Hukuk Mahkemesi’nde 2007/1517 Esas sayı ile borca ve imzaya itiraz davasının devam ettiğini belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı (alacaklı) vekili, haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapıldığını, usulsüz tebligat ve borca itirazla ilgili açılan davanın reddedildiğini, üçüncü kişi şirket ortakları ile borçlu arasında yakın akrabalık bağı bulunduğunu, sunulan belgelerin her zaman temini mümkün nitelik taşıdığını ve istihkak iddiasının kötü niyetli olarak ileri sürüldüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı (borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir....