Mahkemece toplanan delillere göre; davanın borca ve imzaya itiraz davası olduğu, İİK'nun 168,169 ve 170.maddeleri hükümlerinde açıkça yazılı olduğu üzere kambiyo senetlerine özgü takipte borca ve imzaya itirazı incelemeye görevli mahkemenin senedin miktarına bağlı olmaksızın İcra Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine,dosyanın görevli ve yetkili Manyas İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 72.maddesine dayalı menfi tespit davası olup, genel mahkemenin görevine girdiği gözetilmeden nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Mahkemece yapılacak iş, işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar vermekten ibaret olmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 08.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili tarafında; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/7809 Esas sayılı dosyası ile resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık yapıldığından bahisle suç duyurusunda bulunulduğunu , bu dosyanın getirtilmediğini , beyanların bilirkişi incelemesinde gözönüne alınmadığını beyan etmiş ise de kambiyo senetlerinde İİK'nun 169/a maddesi gereğince dar yetkili icra mahkemesi imza inkarı dışındaki sahtecilik iddiasını inceleyemez. Çünkü bu maddede incelenebilecek itiraz sebepleri; a)İtfa, b)İmhal, c)Zamanaşımı ve d)İmzaya itiraz olmak üzere sınırlı olarak sayılmıştır. Senette sahtecilik iddiasını inceleme görevi genel yetkili mahkemelere aittir.İmza itirazı da borca itirazdır. Yasa koyucu imza itirazının inceleme şeklini ayrıntılı olarak İİK.'nun 170.maddesinde düzenlediği halde sahtecilik itirazının incelenme şeklini İİK.'nda düzenlememiştir. Yasa koyucunun böyle bir iradesi olsa idi sahtecilik itirazının incelenme şeklini de belirlerdi....
Dava, İİK'nın 169/a maddesi kapsamında borca ve İİK'nın 170 maddesi kapsamında imzaya itiraza ilişkindir. Gebze İcra Müdürlüğü'nün 2019/7352 esas sayılı icra dosyasının tetkikinden; alacaklı T4 tarafından borçlular T2 ve T1 hakkında toplam 30.891,37 TL alacak üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, her iki borçluya ödeme emrinin 21/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlular vekili tarafından 25/03/2019 tarihinde harç yatırmak suretiyle 5 günlük yasal itiraz süresi içinde imzaya ve borca itiraz edildiği anlaşılmıştır....
Mahkemece;"Davacının imzaya itiraz ve borca itiraz davalarının ayrı ayrı reddine, Yasal koşulları oluşmadığından davalı aleyhine kötü niyet tazminatı ve para cezası verilmesine yer olmadığına,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır. Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak; hükme dayanak yapılan bilirkişi raporuna karşı 17.05.2023 tarihinde sunmuş oldukları itirazlarının mahkemece yerinde görülmediğini, ancak Bilirkişi raporunun Dr....
tahrifat iddiaları bir yana borca itirazları da nazara alınarak tespit ve değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğunu, HMK'nun 266. maddesi gereğince senedin düzenlendiği tarihte yürürlükte olan kanun hükümleri nazara alınmak suretiyle bilirkişi raporu alınmasının usul ve yasaya uygun olacağını, davacının borca itiraz talebinin kısmen reddine dair mahkeme kararının eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeye dayandığını beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve borca itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
ın yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda; borca ve imzaya itiraz ederek takibin durdurulması ve iptalini talep ettiği mahkemece borca itiraz nedenleri incelenerek davanın reddine karar verildiği görülmektedir.Borçlunun yasal süresi içinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda borca itirazlarının yanında ayrıca imzayada itiraz ettiği anlaşıldığından mahkemece imza itirazına ilişkin değerlendirme yapılmadan karar verilmesi doğru değildir.O halde mahkemece imza itirazının da esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ:Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili cevap dilekçesinde; ödeme emri tebliğ edilmeden ve yasal itiraz süresi başlamadan yapılan itiraz ve şikayet başvurusunun dinlenemeyeceğini, banka bilgilerinin takip talebi ve ödeme emrinde mevcut olduğunu, takibe konu çekin şirket yetkilisince imzalanarak borca karşılık verildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme; ödeme emrinde icra müdürlüğüne ait hesap bilgilerinin yer almaması nedeniyle ödeme emrinin iptaline karar verildiği, ödeme emrinin iptaline karar verilmesi nedeniyle diğer itiraz nedenleri incelenmemiş ise de, ödeme emrinde icra müdürlüğüne ait hesap bilgilerinin yazılı bulunduğunun gerekçeli karar yazımı aşamasında fark edildiği, ancak kısa karar taraflara tebliğ edildiğinden hükmün kanun yoluna başvurularak düzeltilebileceği gerekçesiyle şikayetin kabulüne, ödeme emrinin iptaline karar vermiştir....
İcra Mnün 2021/19212 esas sayılı dosyasında kambiyo senedine özgü takip başlatıldığını, takibin yetkisiz icra dairesinde açıldığını, borçlunun yerleşim yeri bakımından Bakırköy İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, ayrıca takibe konu senetteki imzaya itiraz ettiklerini, imzanın sahte olduğunu, borca ve faize , tüm ferilere de itiraz ettiklerini söyleyerek yetki itirazının kabulü ile Bakırköy İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunun tespitine , borca ve imzaya itirazın kabulüne, davalı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazının reddi gerektiğini, bonoda Küçükçekmece İcra Dairelerinin yetkili olduğunun yazdığını, imzaya yönelik itirazı kabul etmediklerini söyleyerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle, senedin üzerindeki imzanın vekil edenine ait olmadığını, senedin sahte olarak tanzim edildiğini, imzaya ilişkin olarak eksik inceleme yapıldığını, takibe dayanak senedin sonradan doldurulduğunu, bu konuda vekil edeni tarafından şikayette bulunulduğunu, savcılık dosyası ve Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/5 değişik iş sayılı dosyalarının sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Dava İİK'nun 170. maddesi uyarınca açılmış imzaya itiraz ve İİK'nun 169/a maddesi uyarınca açılmış borca itiraz davasıdır. İlk Derece Mahkemesince Adli Tıp Kurumundan bilirkişi raporu aldırılmış, 23.02.2021 tarihli bilirkişi raporunda senet üzerindeki davacı borçlu T1 adına atılı imzanın davacı T1 eli ürünü olduğu tespit edilmiştir....
, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin 20/05/2018 tarihi olarak kabul edilmesini talep etmiştir....