Alacaklı bu davada alacağının varlığını 6100 sayılı HMK' ya göre caiz olan her türlü delille ispat edebilir.Davacı alacaklı vekilinin -------Esas sayılı dosyası ile, 10/07/2013 tarihinde 250.000,00 TL cari hesap alacağı üzerinden başlattığı takip neticesinde, borçluya ödeme emri henüz tebliğ edilmeden, borçlu vekilinin 17/07/2013 tarihinde borca itirazı üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, davacı vekilinin bu kez, 01/11/2021 tarihinde 108.263,54 Euro asıl alacak miktarı üzerinden-------- Esas sayılı dosyası ile sayılı dosyası ile başlattığı takip neticesinde ödeme emrinin borçlu şirkete 08/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 12/11/2021 tarihinde derdestlik itirazı ile birlikte borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline tebliğ edilmediği,-------Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali amacıyla eldeki davanın 02/02/2022 tarihinde açıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Davacı...
İcra Dairesinin 2015/373 Esas sayılı dosyası ile bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, örnek 10 nolu ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal süre içerisinde icra mahkemesine başvurarak sair itirazlarla birlikte icra dairesinin yetkisine ve borca itirazda bulunduğu, mahkemece, dilekçenin yetki yönünden reddine, ... İcra Hukuk Mahkemesinin yetkili bulunduğuna karar verildiği görülmektedir. Yukarıda açıklanan maddeler ve kurallar gereğince, ... İcra Dairesinde yapılan takiple ilgili olarak yetki itirazı ve borca itirazı inceleme yetkisi, ... İcra Dairesinin bağlı olduğu ... İcra Mahkemesi'ne aittir. O halde mahkemece, öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi, anılan itiraz yerinde görülmezse borca itirazın değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dilekçenin yetki yönünden reddine hükmedilmesi isabetsizdir....
nun 168/5. maddesi kapsamında olup, aynı Kanun'un 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğindedir. Borca itirazın incelenmesi yöntemini düzenleyen İİK.'nun 169/a maddesi uyarınca ise; ''İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder.'' O halde, mahkemece, borçlunun borca itirazı hakkında duruşma açılıp taraf teşkili sağlandıktan ve tarafların beyanları alınıp gösterecekleri deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; evrak üzerinde ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Nöbetçi İcra Müdürlüğü’ne gönderilmesini talep ettiği, dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesinden sonra borçlunun tekrar borca itiraz ettiği, alacaklı vekilinin 11/02/2011 havale tarihli dilekçesinden sonra ve 27/02/2014 havale tarihli dilekçesine kadar gerek alacaklı tarafça gerekse de icra dairesince herhangi bir işlem yapılmadığı, 11/02/2011 tarihinde zamanaşımının kesildiği ve alacaklı veya icra dairesince yapılan her işlemden sonra sürenin tekrar işlemeye başlayacağı, TBK’nın 73. m. öngörülen 2 yıllık sürenin bu tarihten sonra tekrar işlemeye başladığı ve 11/02/2013 tarihinde dolduğu gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2610 KARAR NO : 2022/365 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : TUFANBEYLİ İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/06/2021 NUMARASI : 2020/9 ESAS 2021/10 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Tufanbeyli İcra Hukuk Mahkemesi'nin 16/06/2021 tarih 2020/9 esas 2021/10 karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacılar dava dilekçesinde özetle; Tufanbeyli İcra Dairesinin 2015/155 esas sayılı dosyasıyla aleyhlerine kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını, ancak 15/09/2009 vade tarihli senedin kambiyo vasfını kaybettiğini, genel zamanaşımı süresinin dolduğunu, borca, faize ve verilerine itiraz ettiklerini belirterek şikayetin kabulüne ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde, zaman aşımı, borca, faiz ve ferilerine itiraza ilişkindir. ''İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Anılan itiraz, ödeme, …sıfat itirazı gibi…. borçlunun borcu olmadığı, faize itiraz, takip konusu senedin karşılıksız olduğu (veya kaldığı), hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayanır” (Prof. Dr. Baki KURU; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s.197, Kasım 2004- İstanbul). İİK.'nın 168/5. maddesine göre, borçlu borca itirazını 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmek zorundadır. Yasada belirtilen bu süreler hak düşürücü sürelerdir....
Somut olayda; alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı şikayeti ile takipten önce borcun ödendiği iddiası üzerine ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 09.3.2009 tarih ve 2009/335 E.-2009/236 K.sayılı kararı ile borca itiraz ve zamanaşımı itirazının süreden reddine karar verildiği, mahkeme kararının Dairemizin 15.10.2009 tarih 2009/10817-19124 eski sayılı ilamı ile onandığı ve karar düzeltme yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği görülmektedir. Her ne kadar mahkemece kesin hüküm nedeniyle istemin reddine karar verilmişse de; ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 09.3.2009 tarih ve 2009/335 E.-2009/236 K.sayılı kararı, takibin kesinleşmesinden önceki döneme ait itfa itirazına yönelik olup itirazın esası incelenmeksizin İİK'nun 168/5. maddesi uyarınca süreden reddine karar verilmiştir....
" olarak nitelediğini ancak mahkemenin "eser sözleşmesi zamanaşımı" sebebiyle davayı reddettiğini, diğer taraftan davalı/borçlunun TTK md.101 "Cari Hesap sözleşmesi zamanaşımı" beyanını cevap dilekçesinde belirttiğini ancak mahkemenin Borçlar Kanununa ve TBK'ya göre "eser sözleşmesi zamanaşımı" sebebiyle davayı reddettiğini, bunun da usule ve kanuna aykırı olduğunu, davalı tarafın "TBK/BK'na göre yani borçlar hukukuna göre bir zamanaşımı beyanı/itiraz ve talebi olmadığını". mahkemenin resen borçlar hukukuna göre zamanaşımı sebepli bu şekilde "ret" kararı veremeyeceğini, kabul manasına gelmemek kaydıyla, davalının beyanlarına göre zaman aşımının dahi başlamadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur....
Maddesinin göndermesiyle aynı yasanın 661/1 maddesine göre takibin dayanağı bonoların zamanaşımı süresi 3 yıldır. İstanbul 11. İcra müdürlüğünün 2018/20293 esas sayılı icra takip dosyasından alacaklı vekilinin 04/06/2018 tarihli talebi ile davacı borçluya gönderilen örnek no:10 ödeme emri ve yenileme emri davacı borçluya 06/06/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı borçluya aynı takip dosyasından ikinci kez ödeme emri gönderilmesi ona yeni bir itiraz hakkı tanır. Davacı borçlu vekili iş bu davayı ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 06/06/2018 tarihinden itibaren işleyen 5 günlük yasal süre geçtikten sonra 27/05/2019 tarihinde açmıştır. Bu durumda takip dayanağı senedin takibin kesinleşmesinden önceki dönemde zamanaşımına uğradığı iddiasına yönelik itiraz borca itiraz olması sebebiyle yasal süre geçtikten sonra yapılması nedeniyle dinlenme olanağı bulunmamaktadır....
Bu durumda da, alacaklının itirazın kendisine tebliğ edilmediğinden bahisle davalının oyalaması nedeniyle zamanaşımı süresinin geçirildiğini, bir başka söyleyişle zamanaşımı def’inin ileri sürülmesinin MK’nun 2. maddesine aykırı olduğuna dayanabilmesi olanaklı değildir. Bir an için, BK’nun 132. maddesinde sıralanan zamanaşımını durduran sebeplerin sınırlı olmadığının, icra takibinin itiraz üzerine durdurulması halinde itirazın tebliğine değin alacağa yönelik zamanaşımı süresinin de duracağının ilke olarak kabulü halinde dahi, alacaklının borçlunun zatından kaynaklanmayan nedenlerden yararlanması sonucunu doğuracak şekilde, borçlunun itirazı ile itirazın alacaklıya tebliği arasında zamanaşımı süresinin durması gerektiği de ileri sürülemeyecektir..." denilerek eldeki davaya benzer durum için hak düşürücü süre ve zamanaşımı süresinin birbirinden farklı olduğuna değinilmiştir....