Davalı vekili, zaman aşımı def'inde bulunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taşıyıcı olan davalının sorumluluğuna dayalı işbu davada alacağın CMR'nun 32. maddesine göre bir yıllık zaman aşımına tabi olduğu, davalı tarafından yapılan taşımanın 27/07/2012 tarihinde boşaltma ile sona erdiği, dolayısıyla zaman aşımı süresinin 28/07/2012 tarihi itibariyle başladığı, davacının ise takibi 11/12/2013 tarihinde başlattığı dolayısıyla takip tarihi itibariyle alacağın zaman aşımına uğradığı, davacı sigortalısına halef olarak alacak talebinde bulunduğundan zaman aşımının sigortalı için başladığı tarihten itibaren hesaplanması gerektiği, olayda 3 yıllık zaman aşımının uygulanmasını gerektirici nitelikte taşıyıcının kasıt ya da ağır kusurunun söz konusu olmadığı gerekçesiyle; davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....
Davalılar vekili, davaya konu alacak fon alacağı olmadığından 20 yıllık zaman aşımı süresinin geçerli olmadığını, ihtarname keşide edilmediğinden işlemiş temerrüt faizi talep edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine ve davacı aleyhine %20 oranında tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davaya konu banka kredisinden kaynaklanan alacak TMSF ye devrolduğundan fon alacağı niteliğine dönüştüğü, bu nedenle 20 yıllık zaman aşımı süresinin uygulanacağı, davanın açıldığı tarih itibariyle de zaman aşımı süresi dolmadığından davalıların zaman aşımı itirazının reddine, dava dışı banka ile davalı asıl borçlu şirket arasında akdedilen sözleşmeyi davalı kefiller ... ve ...’ın 2.000 TL, davalı kefil ...’ın ise ek sözleşme ile birlikte 3.000 TL bedelden sorumlu olmak üzere imzaladığı, denetime elverişli bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre, davalı asıl borçlu ... Deri San. ve Tic. Ltd....
nun 41. maddesi uyarınca zaman aşımı süresinin BK.'nun 60. maddesinden belirtilen 1 ve ... yıllık zaman aşımı sürelerine tabi olduğu, .../08/2009 tarihinde meydana gelen yangın nedeni ile hasarı ve sorumlu kişiyi davacı ... şirketinin 28/09/2009 tarihli iş yeri poliçesi hasarı ön ekspertiz raporu ile 16...2009 tarihli yangın hasarı ekspertiz raporu ile öğrendiği, davanın açıldığı .../01/2011 tarihine göre 1 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu, sorumluluğun BK'nun 58. maddesinde düzenlenen binanın yapım ve bakımından kaynaklanan sorumluluğa dayandırılmış olması halinde bile zaman aşımı süresinin 1 yıl olduğu gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
Dava dilekçesi 06/01/2023 tarihinde tebliğ edilen davalı vekili 2 haftalık cevap süresi içerisinde 20/01/2023 tarihinde zaman aşımı itirazını ileri sürmüştür. TTK nın 855. Maddesi uyarınca davacı taşıtanın ürünlerin taşıyana teslim tarihi olan 25/08/2020 tarihinden itibaren iki yıllık süre içerisinde oluştuğunu ileri sürdüğü zararını talep etmesi gerekli iken zaman aşımını kesen veya durduran hallerden hiç biri gerçekleşmeden iki yıllık zaman aşımı süresi tamamlandıktan sonra 21/12/2022 tarihinde davayı açmıştır....
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Olayda, davacının 2008 yılına ait vergiler yönünden 24/12/2013 tarihinde takdire sevk edildiği, 19/11/2014 tarih ve 100 sayılı vergi tekniği raporu done alınarak takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden dava konusu vergilendirme işleminin yapıldığı ve ihbarnamelerin 11/12/2014 tarihinde tebliğ göz önüne alındığında, sırf zaman aşımı süresini aşmak amacıyla yapılan takdire sevk işleminin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 114. maddesinde belirtilen zaman aşımı süresini durdurmayacağı sonucuna ulaşıldığı, bu durumda davacı hakkında herhangi bir inceleme yapılmadan zaman aşımı süresini durdurmak için takdire sevk üzerine, zaman aşımı süresi dolduktan sonra düzenlenen rapor done alınmak suretiyle takdir komisyonunca belirlenen matrah esas alınarak yapılan dava konusu vergilendirmede, zaman aşımı bulunduğundan, hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir....
Maddesinde düzenlenen 1 ve 10 yıllık zaman aşımı süreleri içerisinde açılmadığı anlaşıldığından zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Yukarıda düzenlenen kanuni düzenlemeler karşısında trafik kazasının 11/10/2008 tarihinde meydana geldiği, davacının zararı ve faili bu tarihte de öğrendiği, kaza tarihi itibariyle taksirli yaralamalardan kaynaklı ceza kanununda 8 yıllık zaman aşımı süresinin öngörüldüğü, eldeki maddi tazminat davasının 30/07/2018 tarihinde açıldığı böylece 2918 sayılı kanunun 109/1 deki 2 yıllık zaman aşımı süresini geçirdiği, yine ceza kanunlarındaki 8 yıllık zaman aşımı süresinin de 11/10/2016 tarihi itibariyle dolmuş olacağı, bu nedenle dava tarihi itibariyle zaman aşımı süresi dolmuş olduğundan açılan davanın zaman aşımı nedeniyle usulden reddine..." dair karar verilmiştir. İş bu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir....
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Suç tarihinden inceleme tarihine kadar 765 sayılı TCK'nın 102/4 ve 104/2.maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık dava zaman aşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından; diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA; 5320 sayılı Kanun'un 8/1 ve 1412 sayılı CMUK' nın 322. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK' nın 223/8. maddesi gereğince sanık hakkındaki kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 12/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığına dair, Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Suç tarihi olan 19.10.2004 tarihi ile inceleme tarihi arasında 765 sayılı TCK’nin 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen zaman aşımı süresinin gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılması ; Bozmayı gerektirmiş, müşteki sanık müdafiinin temyiz itirazı yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, gerçekleşen zaman aşımı nedeniyle sanık hakkında açılan kamu davasının 1412 sayılı CMUK’un 322/1. ve 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 27.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; 3 yıllık zaman aşımı süresinin Covid 19 nedeniyle takipler durdurulduğu için 15.06.2020 tarihinden itibaren 15 gün uzadığını, 30.06.2020 tarihine kadar kambiyo senedine dayalı takip yapma hakkı olduğunu, takibe dayanak bononun zaman aşımı süresinin 30.06.2020 tarihinde sona erdiğini, 18.06.2020 tarihinde yapılan takip sırasında halen zaman aşımı süresinin dolmadığını, takip dayanağı bono asıllarının ... İcra Müdürlüğü kasasında bulunduğunu, takibe konu bonoların ıslak imzalı asıllarının borçlunun elinde olmasının imkansız olduğunu, borçlu tarafından takip konusu her iki senet için başka bir senet düzenlenmesi ya da senet bedellerini ödenmesinin söz konusu olmadığını, davanın İİK.md. 169/a-1 deki belgelerle ispat edilemediğinden reddine, alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra tazminatının davacı tarafından davalıya ödenmesine, karar verilmesini istemiştir. III....