"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığın eylemine uyan ve 765 sayılı TCK’nın 492/8 maddelerine uyan hırsızlık suçu için öngörülen cezanın türü ve üst sınırlarına göre, aynı Kanun’un 102/4 maddesinde öngörülen 5 yıllık zaman aşımı süresinin, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ilk kararın kesinleştiği 07.05.2009 tarihi ile hükmün açıklanmasına sebep olan ikinci suçun işlendiği 06.04.2011 tarihleri arasında dava zamanaşımının durduğu da nazara alınarak, 5 yıllık olağan zaman aşımının sanık hakkında ikinci mahkumiyetin verildiği 14.02.2006 tarih ile son mahkumiyet karar tarihi olan 19.11.2019 geçmiş bulunması ve bu süre içerisinde zamanaşımını kesen başka bir neden bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı...
maddeleri gereğince alınan raporla akit tarihinde ehliyetli olduğunun saptandığına, ayrıca iade edilmesi gerekli harcın da talep üzerine her zaman iadesi mümkün bulunduğuna göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 15.7.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ......
Davalı vekili, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, dava konusu talebin zaman aşımına uğradığını savunarak, davanın usulden ve esastan reddini istemiştir. Mahkemece davacının sebepsiz zenginleşme iddiasına dayanarak alacak talep ettiği, davalının süresinde zaman aşımı def’i ileri sürdüğü, dava konusu talebin TBK'nın 82. maddesinde düzenlenen zaman aşımı süreleri dolduktan sonra dava açıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, taraflar arasındaki satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın sebepsiz zenginleşmeden kaynaklandığı yönünde yapılan hukuki değerlendirme yerinde olmayıp, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanması nedeniyle TBK'nın 146. (BK'nın 125.) maddesi uyarınca alacak 10 yıllık zaman aşımı süresine tabidir....
Mahkemece davacının, eşi ile davalının ilişkisini 1996 yılında öğrendiği kabul edilerek, davacının haksız eylemi öğrenmesinin üzerinden 10 yıldan fazla zaman geçmiş bulunması nedeni ile davanın zaman aşımı nedeni ile reddine karar verilmiştir. Zaman aşımı süresi, haksız eylem niteliğindeki fiillerde fiil ve failin öğrenilmesi ile, temadi eder nitelikte olan haksız fiillerde ise temadinin sona erdiği tarihten itibaren işlemeye başlar....
Zaman aşımı süresi belirsiz alacak davasının açılması ile tüm alacak için kesildiğinden davacının belirleyemediği alacağının zaman aşımına uğraması riski bulunmamaktadır. Eldeki uyuşmazlıkta dava kısmi dava olup, davanın kısmen ıslahı söz konusu olmakla, kısmi ıslah tarihinde ıslah edilen bölüm için zaman aşımı dolduğundan, bu bölüme yönelik istemin zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekip, bu nedenle yerel mahkeme kararının bozulması düşüncesinde olduğumdan, sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 16/09/2015 KARŞI OY YAZISI Dava, haksız haciz nedeniyle uğranılan maddi zararın tahsili istemine ilişkindir. Islah, taraflardan birinin yapmış olduğu bir usul işleminin tamamen veya kısmen düzeltilmesidir. Davanın tamamen ıslahı durumunda, dava dilekçesinden itibaren bütün usul işlemleri yapılmamış sayılması gerekir. Kısmı ıslahta talep sonucu kısmen artırılabileceği gibi, dava sebebi (vakıalar) da kısmen değiştirebilir....
İİK'nın 71/2 maddesi uyarınca, borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zaman aşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır. Borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak İİK'nın 71/2 ve 33/a maddelerine dayanan zaman aşımı şikayetinin incelenmesi, bu şikayetin belli bir süre içinde ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir. (Yargıtay HGK'nun 04/11/1998 tarihli 1998/12- 763 Esas, 1998/799 Karar sayılı kararı) Öte yandan, icra takibine konu alacak hangi zaman aşımı süresine tabi ise; icra takibinde de aynı zaman aşımı süresi uygulanır. Alacaklı tarafından, genel haciz yolu ya da kambiyo senetlerine mahsus haciz yollarından herhangi birinin tercih edilmiş olması, dayanak belge bono niteliğini taşıdığı sürece sonuca etkili olmayıp, her iki halde de zaman aşımı süresi Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirlenir....
Hakkında kurulan hükmün incelenmesinde; Sanığın eylemine uyan 765 sayılı TCY'nın 491/3. maddesinde tanımlanan hırsızlık suçunun aynı Yasanın 102/4.maddesine göre 5 yıllık dava zaman aşımına bağlı olup sanığın hükümlülüğüne karar verildiği 01.11.2006 tarihinden incelemenin yapıldığı tarihe kadar zaman aşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadan bu sürenin geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'nm 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 15.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/3835 E. dosyasının zaman aşımı sebebi ile icrasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
Diğer yönden ek sözleşme 04.02.2009 tarihinde imzalanmış olup 2 yıl sonra muaccel olacak ve zaman aşımı bu tarihte başlayacaktır. Zaman aşımı başladıktan sonra zaman aşımını kesen ve TBK'nın 156/2. maddesi (BK.135/2.)anlamında borç ikrarının veya senedinin bulunmadığı da sabittir. 3.4. Bu durumda mahkemece, alacağın muaccel olup zaman aşımı süresinin işlemeye başladığı 14/02/2011 tarihinden icra takip tarihi olan 10/12/2020 tarihine kadar 818 sayılı BK'nın 126/4. maddesinde öngörülen 5 yıllık zaman aşımı süresi dolmuş olduğundan, zaman aşımı def’i kabul edilerek davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. 4....
Maddesi hükümleri gereği zarar görenin zarar ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halükarda kazanın gerçekleştiği tarihten itibaren 10 yıl olup ve ancak trafik kazası suç teşkil eden bir fiil sebebi ile gerçekleşmiş ise TCK da öngörülen ceza zaman aşımı ve uzamış ceza zaman aşımı süresinin dahi tazminat davaları yönünden açılacak davalara da uygulanacağı öngörülmüş olup, buna göre yapılan incelemede her ne kadar davalı tarafça uzamış zaman aşımı süresine dayanılmış ise de, meydana gelen traik kazasının tek taraflı bir trafik kazası olup, müteveffanın ölümü ile sonuçlanan kaza da suç teşkil eden bir eylem bulunmadığı bu nedenle ceza zaman aşımı ve uzamış ceza zaman aşımı sürelerinin uygulanmasının mümkün bulunmadığı, kazanın 02/05/2007 tarihinde meydana gelimiş olup, davacı yanın fiili ve zararı öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl içerisinde gerekli müracaatlarını yapmayıp dava da açmadığı anlaşılmış olmakla, zaman aşımı süreleri geçirilmiş olmakla başkaca bir...