Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Anılan karardan da anlaşılacağı üzere “cevap dilekçesinin yasal süresi içerisinde sunulması halinde” sonradan ıslah yoluyla zaman aşımı def’i ileri sürülebileceğinden, davalının cevap dilekçesini yasal süresi içerisinde sunmamış olmasına ve sonradan ıslah yoluyla ileri sürdüğü zaman aşımı def’ine de davacının açıkça itirazı bulunmasına göre, mahkemece davalının zaman aşımı def’inin reddine karar verilerek davanın esasına girilip sonucuna göre karar vermek gerekirken, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 19.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Her ne kadar davalı idarece, olayda 1918 sayılı Yasa uyarınca soruşturma yapıldığından bahisle bu kanuna göre zaman aşımı hükümlerinin geçerli olacağı iddia edilmekte ise de, ceza takipleri halinde zaman aşımı sürelerinin ceza zaman aşımı hakkındaki süreler içerisinde kovuşturulacağı yolundaki 1615 Sayılı Yasanın 89'uncu madde hükmü, tahsil zaman aşımı süreleri hakkında olup, 86'ncı maddede düzenlenen tahakkuk zaman aşımı hakkında uygulanması mümkün değildir. Kaldı ki, dosya içindeki belgelerden, olayda, 1918 sayılı Yasa uyarınca yapılan soruşturma sonucu ceza uygulanmasını gerektiren bir fiilin varlığı konusunda bir tespitin de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir....

      sona ermediği gözetilmeden zaman aşımı nedeniyle kamu davalarının düşürülmesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 02/12/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Taraflar tacir olduklarından mahkememiz görevli olup görev itirazı kabul görmemiştir. Davalı taraf husumet itirazında bulunmuştur. İcra dosyasında davalının adresi ... olarak yazılmıştır. Kaçak elektrik tutanağının tutulduğu adresin ... adresi olduğu anlaşılmıştır. Adresteki tutanak ilgili kişisinin imzadan imtina eden ... olduğu anlaşılmıştır. Tutanak tarihleri 19/02/2007 , 17/05/2007 tarihleridir. Takip tarihi ise 18/09/2015 tarihidir. Davalı tarafın zaman aşımı itirazı vardır. Dava haksız fiile dayalı bir dava olup haksız fiillerden kaynaklanan alacaklar 1 ve 10 yıllık zaman aşımına tabidir. Ancak kaçak elektrik kullanımı aynı zamanda 5237 Sayılı Yasa'nın 163/3 maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğundan ve bu suçun ceza zaman aşımı süresi 8 ve 12 yıllık zaman aşımına tabi olduğundan olayımızda uzamış zaman aşımı söz konusudur. Yani alacak için uzamış zaman aşımı mevcut olduğundan zaman aşımı itirazı kabul edilmemiştir....

          İcra Müdürlüğü'nün 2011/10643 sayılı icra takip dosyasında icra takibi yaptıklarını, icra takip dosyası takip edilmediğinden, işlemden kaldırıldığını yeniden talep edilmesi üzerine 2011/10643 sayılı dosya numarasıyla takibin devam ettiğini, davalının zaman aşımı itirazı üzerine .... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2011/900 Esas sayılı dosyası ile; zaman aşımı itirazının kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, kararın kesinleştiğini; ancak alacak zaman aşımının dolmadığını ileri sürerek; senet bedeli olan 40.507,40 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, zaman aşımı itirazlarının bulunduğunu, taraflar arasında herhangi bir hukuki ilişkinin bulunmadığını, bu nedenle de; haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, .......

            Kabul edilmiş karar tümden ortadan kaldırılmış, davacının usulsüz tebliğ şikayeti ile takip öncesi zaman aşımı gerçekleştiği yönündeki itirazının reddi ile sadece İİK 71. maddeye dayalı zaman aşımı itirazlarının kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalının istinaf talebinin HMK 353/1/b/3 maddesi gereğince kabulü ile İstanbul 12....

            İstemin Özeti : Halkalı Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescilli 13.4.1992 gün ve … sayılı gümrük giriş beyannamesi muhteviyatı eşya nedeniyle yükümlü adına yapılan ek gümrük vergi ve resimleri tahakkukuna vaki itirazı reddeden işlemi; 1615 sayılı Gümrük Kanununun 86'ncı ve 89'uncu maddelerinden bahisle, dosyanın incelenmesinden, dava konusu ek tahakkukun, fiili ithalatın yapıldığı tarihten itibaren üç yıl geçtikten sonra 3.8.1995 tarihinde yükümlüye tebliğ edildiği, dolayısıyla ek gümrük vergi ve resimlerinin zaman aşımına uğradığının anlaşıldığı, diğer taraftan, Gümrük Kanununun 86'ncı maddesindeki zaman aşımı süresinin geçmesi halinde de; ceza uygulanması gerektiği yolunda mahkemece verilmiş bir karar mevcut ise, 86'ncı maddedeki 3 yıllık zaman aşımı süresi aranmaksızın Ceza Kanununda öngörülen ceza ve dava zaman aşımı süreleri içerisinde yapılacak ek tahakkukla gümrük vergi ve resimlerinin takibinin mümkün olduğu, olayda, 89'uncu maddenin aradığı...

              İcra Müd. 2001/17202 sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yaptıklarını, zaman aşımı itirazı üzerine ... 5. İcra Mahkemesi 2005/783 esas, 2005/473 karar sayılı dosyasında icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nce onandığını, bunun üzerine çeklerin zaman aşımına uğramadığını tespiti için ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesine 2006/458 esas, 2007/604 karar sayılı davasının açıldığını ve zaman aşımı sebebiyle bu davanın da reddedildiğini ileri sürerek ...'nın 644. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme sebebiyle çek bedellerinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak reddini talep etmiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, ... 4....

                ın ifadesinin 13.11.2001 tarihinde alındığı, şüphelinin eyleminin de 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 286/2. maddesi kapsamında kaldığı, bu eylemle ilgili zaman aşımı süresinin anılan Kanunun 102/3. maddesi gereğince 10 yıl olduğu ve kanuni dava zaman aşımı süresinin de 13.11.2011 tarihinde dolduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; şüphelinin eyleminin 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 286/3. maddesi kapsamında kaldığı, bu eylemle ilgili kanuni dava zaman aşımı süresinin ise aynı Kanunun 102/2. maddesi gereğince 15 yıl olarak kabul edilmesi gerektiği, bu haliyle dava zaman aşımı süresinin henüz dolmadığı gözetilmeden itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle yapılan itirazın reddine dair merci kararının, hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir....

                  zaman aşımı gerçekleştiği, kıymet takdirine itiraz bakımından İİK'nın 363/1 maddesi uyarınca kesin nitelikte olup istinaf incelemesi yapılamayacağı gerekçesiyle alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu