in usulsüz tebligat şikâyeti dışındaki sair itiraz ve şikayetlerin; asıl dava dosyasında da şikayet dilekçesinde aynen tekrar edilmiş olduğu gerekçesi ile birleşen davada borçlu ...'in borca itiraz, zaman aşımı itirazı, takibe konu senedin sonradan doldurulduğuna ilişkin şikayet ile mükerrer takibin iptali talebi yönünden HMK'nin 114/1-ı maddesi gereği derdestlik nedeniyle birleşen davanın usulden reddine karar verildiği görülmekle birlikte, alacaklının davada kendini bir vekille temsil ettirdiği de gözetilerek, ilk derece yargılaması açısından birleşen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 11/3. maddesi uyarınca maktu tarife üzerinden alacaklı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının birleşen dava yönünden temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19....
DAVA Borçlu İcra Mahkemesine başvurusunda; takibi 15.02.2020 tarihinde öğrendiğini, ödeme emrinin tevziat saatlerinden sonra dönüp dönmeyeceği araştırılmadan okuma yazma bilmeyen eşine tebliğ edildiğini ve usulsüz olduğunu, bononun zaman aşımına uğradığını ileri sürerek şikayetin kabulü ile borca, faize, tüm ferilere ve zaman aşımına yönelik itiraz sebebiyle icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet ve itiraz dilekçesi alacaklıya tebliğ edilmemiş, cevap dilekçesi sunulmamış ve dosya üzerinden karar verilmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI A....
Maddesine göre yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu yönündeki gerekçe ile usulsüz tebligat şikayeti yönünden davanın reddine, Zaman aşımı itirazı yönünden yapılan değerlendirmede; Takip dosyası üzerinde yapılan incelemede, 10 yıllık zaman aşımı süresinin henüz dolmadığı yönündeki gerekçe ile zaman aşımı itirazı yönünden davanın reddine, Davacı borçlu hakkında örnek 7 ilamsız icra takibi başlatıldığı, bu tür takiplere karşı itirazların icra müdürlüğüne yapılması gerektiği, somut olayda da davacı şirket tarafından icra dosyasına usulsüz tebligat ve borca itiraz konulu itirazlarda bulunulduğu, takibin kesinleştiği, usulsüz tebligat yönünden inceleme yetkileri bulunmadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verildiği, mahkemece de usulsüz tebligat şikayeti yönünden davanın reddine karar verildiği yönündeki gerekçeler ile davacının borca itiraz talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/07/2020 NUMARASI : 2020/143 ESAS 2020/3 KARAR DAVA KONUSU : Zaman Aşımı İtirazı - Borca İtiraz - Şikayet KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatına tüm bilgi ve belger okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili 27/07/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; takibe dayanak yapılan bononun zaman aşımına uğradığını, dava tarafın kullandırdığı kredi tutarının teminatı olarak boş halde müvekkilinden alındığını, vadesi gösterilmemiş bononun görüldüğünde ödenecek bono olarak düzenlendiğini, TTK 'nun 704/1....
Yasal 5 günlük süreden sonra yapılan itirazın süre yönünden reddine dair mahkeme kararı doğru olmuştur. 3- Zaman aşımı defi yönünden Dairemizce yapılan incelemede, icra dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu T1 aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlandığı, örnek 10 ödeme emri tebligatının davacı borçluya 11/03/2013 tarihinde tebliğ edildiği, takibin kesinleşmesinden önce zaman aşımı itirazı İİK'nun 168/3. maddesine göre 5 günlük süreye tâbi olup süresinde itirazda bulunulmadığından zaman aşımı itirazının reddi gerekir. Kaldı ki, takip dayanağı senet incelendiğinde, vade tarihinin 15/02/2013 olduğu, 3 yıllık zaman aşımı süresi içinde takibi 05/03/2013 tarihinde başlatıldığı da görülmektedir....
Her ne kadar davacı tarafından tarafların evli olmasının zaman aşımını kesen bir sebep olmadığı, bu hususta TTK'da bir düzenleme yapılmadığı ileri sürülmüş ise de, 6102 sayılı TTK 750 ve 751 maddeleriyle zaman aşımını kesen sebepler özel olarak düzenlenmişken, zaman aşımının durması ile ilgili herhangi bir düzenleme bulunmadığı, bu nedenle bu hususta TBK hükümlerinin uygulanması gerektiği, TBK 153/1- 3 maddesi gereğince evlilik devam ettiği sürece eşlerin diğerinden olan alacakları için zaman aşımı işlemeye başlamaz, başlamışsa zaman aşımı durur düzenlemesinin getirildiği, söz konusu düzenleme gereğince taraflar dava tarihi itibariyle halen evli olduklarından zaman aşımı işlemeye başlamayacağından, davacının zaman aşımına yönelik itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır....
Hukuk Genel Kurulunun 4.11.1998 tarih ve 1998/12-763 Esas, 1998/797 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere İİK'nın 71/2 ve 33/a maddeleri gereğince icra takibinin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zaman aşımı itirazı süreye tabi değildir. Takibe konu çekin keşide tarihi 30.11.2008 olup, ibraz tarihinin 03.12.2008 olduğu görülmektedir. Bu durumda ibraz sürelerinin bitim tarihi 6273 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce olduğundan, anılan çeklere altı aylık zaman aşımı süresinin uygulanması gerekir....
İTİRAZ VE ŞİKAYET Muteriz borçlu itiraz dilekçesinde; alacaklı ve takibin diğer borçlusu ile hiç bir ticari ilişkisi olmadığını, senetlerin kayınpederi ...’in kasasından çalınarak sahte şekilde doldurulduğunu ve ciro edildiğini, takibe konu senedi 2007 yılında kayınpederine borç karşılığı imzalayarak verdiğini, kayınpederine olan borcun ödendiğini, zaman aşımı itirazında bulunduğunu, senetlerdeki yazı ve imza yaşının tespiti için rapor talep ettiğini, senetlerin arkasında bulunan lehtar cirolarındaki imzaların farklı olduğunu, lehtar cirosunun İbrahim Kandemir’e ait olup olmadığının araştırılması gerektiğini, takibe konu senetlerdeki yazılara ve borca itiraz ettiğini, keşide yeri, tarihi, alacaklısı ve vade tarihi yazmayan senetlerin usul ve yasaya aykırı olarak doldurulduğunu belirterek takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. II....
Takip kredi sözleşmesinde dayandırılmış olup, takipte ---- arasında ) talep edilmiş, davalı bu takibe süresi içinde icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmek suretiyle takibi durdurmuş, iş bu davada bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır. Mahkememizce öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz incelenmiş, daha sonra zaman aşımı defi incelenmiş olup; sözleşmenin 60. maddesinde yetkili mahkeme olarak ----- mahkemede ----olarak düzenlendiğinden;---- sözleşmesinin davalı tarafından imzalandığı konusunda da bir ihtilaf bulunmadığından ve -------- yargı sahamız içinde bulunduğundan icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın reddine karar verilmiş; taraflar arasında vade uzatmasına ilişkin sözleşme gereğince de ve o sözleşme tarihine nazaran zaman aşımı dolmadığından zaman aşımı defi de nihai kararla birlikte istinafı kabil olmak üzere reddedilmiştir....
Hukuk Dairesi'nin 1982/8991 esas, 1982/36 karar sayılı emsal kararlarının bulunduğunu, 3 yıllık zaman aşımının vazgeçilemez bir kural olduğunu, somut olay bazındaki bononun incelenmesinde 30/04/2018 vade tarihli senedin 18/02/2022 tarihinde icraya dayanak olarak kullanıldığını, açık bir şekilde 3 yıllık zaman aşımı dolduktan sonra icraya konu edilen bononun artık kıymetli evrak vasfına haiz olmadığını, hal böyle olunca kıymetli evrak vasfına haiz olmayan bir bononun kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icraya konulabilmesinin hukuken kabul edilemeyeceğini, aynı zamanda işlem yapan icra memurunun da açıkça kanuna aykırı hareket ettiğinin ortada olduğunu, bu nedenle süresiz şikayet yoluna başvurduklarını, müvekkilinin senet üzerinde cirolu bir borçlu olduğu kabul edildiğinde ise bu açıdan da zaman aşımı değerlendirmesi yapmak gerektiğini, senette senedi düzenleyene karşı açılacak davaların vadeden itibaren 3 yıl olduğunu, hamil tarafından cirantalara karşı açılacak davaların ise vadeden...