davasının zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine, c- Sanık hakkında meskun mahalde silah atma suçunu işlediği iddiasıyla 5237 sayılı TCK'nin 170/1-c maddesi uyarınca cezalandırılması istemesiyle kamu davası açılmış ise de, atılı suçun zaman aşımı süresinin 8 yıl olup 12 yıllık olağan üstü zaman aşımına tabi olduğu ve suç tarihi dikkate alınınca açılan kamu davasının bu eylem açısından zaman aşımına uğradığı sabit olmakla 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e ve 67/4 maddeleri gereği açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine ç- Sanık hakkında müşteki ...'...
Mahkemece ıslah zaman aşımı değerlendirmesi yapılarak hüküm kurulması hatalı olmuştur. (Yargıtay 9 HD nin 2022/7637 esas-2022/8319 karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır) Bu nedenle Dairemizce ıslah zaman aşımı defi nazara alınmaksızın hesaplanan miktarlar üzerinden hüküm kurmak gerekmiştir. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26. Maddesi, HMK.nun 297/1- ç ve 326. maddeleri gözetilerek dava öncesi ödenen arabuluculuk ücreti ile zorunlu giderlerin yargılama giderleri olarak hüküm altına alınmaması hatalıdır. Hükmün bu yönden 7036 sayılı Yasanın 3/16 maddesi dikkate alınarak düzeltilmesi gerektiği kabul edilmiştir. Açıklanan nedenlerle; Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. ve 353/1- b.2 maddesi gereğince yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davalı her ne kadar istinaf dilekçesinde alacakların zaman aşımına uğradığı yönünde itirazda bulunmuş ise de süresinde sunulan cevap dilekçesinde zaman aşımı defi bulunmadığı, bunun yanında davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, İDM'ce de dava belirsiz alacak davası olarak kabul edilerek hüküm kurulduğu, dava türüne yönelen bir istinaf itirazı olmadığı, belirsiz alacak olarak açılan davada dava tarihi itibarı ile zaman aşımının kesileceği ve miktar artırım talebinin zaman aşımı define konu olamayacağı ve davalının bu yönü amaçlayan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır....
Maddi tazminat gelince: Davacının 07.10.2005 tarihli kısmi dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00-TL maddi ve 20.000,00-TL manevi tazminat istemli olarak dava açtığı ve bilahare, 26.01.2012 tarihinde maddi tazminata ilişkin istemini ıslah suretiyle artırdığı, davalı tarafça süresi içerisinde zaman aşımı def-inin ileri sürüldüğü, davacının maddi tazminat isteminin kabulü sırasında ıslahen artırılan bölümünde dikkate alındığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık bu tür davalarda gerek yürürlükten kalkan 818 sayılı Borçlar Kanununun 125. maddesi ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı yasanın 146. maddesi gereğince uygulanmakta olan 10 yıllık zaman aşımı süresinin hangi tarihte başlatılması gerektiği noktasında toplanmaktadır. Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır....
Bu itibarla asıl işverenin ileri sürdüğü zaman aşımı definden sadece asıl işveren yararlanır. Alt işverenin ileri sürdüğü zaman aşımı defi asıl işverene sirayet eder. Bu şekilde asıl işverenin sorumluluğu alt işverenin sorumlu olduğu miktarı aşmamış olur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık noktalarından biri, davalı asıl işveren bakanlık tarafından ileri sürülen zaman aşımı definden davalı alt işveren şirketin yararlanıp yararlanmayacağı noktasında toplanmaktadır. Davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi nedeniyle müştereken ve müteselsilen sorumluluk bulunuyor ise de, alt işverenin ileri sürdüğü zaman aşımı definden asıl işverenin yararlanmasına rağmen asıl işverenin ileri sürdüğü zaman aşımı definden alt işverenin yararlanması mümkün olmadığı halde mahkemece hatalı şekilde davalı şirket yönünden zamanaşımı defi uygulaması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Yapılması gereken davalı şirketin zamanaşımı defi bulunmadığı haliyle değerlendirme yapmaktan ibarettir....
Davalılar, davanın derdestlik ve zaman aşımı ve esastan reddini savunmuşlardır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine mahkeme kararı, Dairemizin 22.11.2012 gün, 2012/12565 E., 2012/26302 K. sayılı ilamı ile onanmış, bu kez davalı ... tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Dava, halefiyete dayalı rücu davası olup zaman aşımı süresi B.K.'nun 125. maddesi uyarınca 10 yıldır. Rücu istemine konu ödeme tarihi, 17.08.1999 olup işbu dava tarihi ise 31.12.2009'dur. Yani 10 yıllık zaman aşımı süresi dolmuştur. Daha önce ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/171 E., 2009/462 K. sayılı dosyada davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Açılmamış sayılma kararı ile söz konusu davanın bütün hüküm ve sonuçları ile birlikte ortadan kalkacağının tabii bulunmasına göre, zaman aşımının kesilmesi de söz konusu olmayacaktır....
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ: Dosyanın incelenmesinden; üç yıllık zaman aşımı süresinin geçirilmesinden sonra tebliğ edilen vergilere vaki itirazın reddine dair işlemin; Mahkemece, tahakkuk zaman aşımı süresi içerisinde zaman aşımını durduracak ceza davası açılmadığı gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır. Oysa; 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 197. maddesinin 2. fıkrasından farklı bir durumu düzenleyen 4. fıkrasının olay tarihindeki şekli uyarınca, vergi alacağının ceza uygulanmasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve suçun zaman aşımının daha uzun bulunması halinde, ceza zaman aşımının uygulanması gerekmekte olup, ceza davasının, vergilerin tebligatı için öngörülen üç yıllık süre içerisinde açılması zorunlu değildir. Bu bakımdan; uyuşmazlığın, ilgililer hakkında … Ağır Ceza Mahkemesinde açılan ceza davasının sonucuna göre çözümlenmesi gerekirken, aksi yolda verilen kararda isabet görülmemiştir....
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ: Dosyanın incelenmesinden; üç yıllık zaman aşımı süresinin geçirilmesinden sonra tebliğ edilen vergilere vaki itirazın reddine dair işlemin; Mahkemece, tahakkuk zaman aşımı süresi içerisinde zaman aşımını durduracak ceza davası açılmadığı gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır. Oysa; 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 197. maddesinin 2. fıkrasından farklı bir durumu düzenleyen 4. fıkrasının olay tarihindeki şekli uyarınca, vergi alacağının ceza uygulanmasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve suçun zaman aşımının daha uzun bulunması halinde, ceza zaman aşımının uygulanması gerekmekte olup, ceza davasının, vergilerin tebligatı için öngörülen üç yıllık süre içerisinde açılması zorunlu değildir. Bu bakımdan; uyuşmazlığın, ilgililer hakkında ... Ağır Ceza Mahkemesinde açılan ceza davasının sonucuna göre çözümlenmesi gerekirken, aksi yolda verilen kararda isabet görülmemiştir....
Zaman aşımı defi yönünden değerlendirme; Dava konusu alacaklardan kıdem ve ihbar tazminatı iş sözleşmesinin fesih tarihinden itibaren 10 yıllık, diğer alacaklar ise tahakkuk ettikleri tarihten itibaren 5 yıllık zamanaşımı sürelerine tabidirler. İş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren 10 yıllık süre geçmediğinden kıdem ve ihbar tazminatı yönünden zamanaşımı süresi geçmemiştir. Diğer alacaklar yönünden ise talep edilen miktarlar nazara alınarak 5 yıllık zaman aşımı süresi geçmediğinden davalı vekilinin zaman aşımı defi nazara alınmamıştır. " şeklinde gerekçe oluşturulmuştur....
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporu kapsamından, MÖHUK 24 kapsamında ağırlıklı edimin ifa yerinin hukuku uygulanacağı Alman hukuku kapsamında, 1 yıllık zaman aşımı süresinin öngörüldüğü, TBK'nın 125 kapsamında 10 yıllık zaman aşımı süresinin davada uygulanamayacağı, taşıma sözleşmesi uyarınca Alman hukuku dahi uygulansa 1 yıllık zaman aşımı süresinin dava tarihi itibariyle geçtiği, borca katılma sözleşmesi çerçevesinde, Alman hukukundaki kabul edilen sonuçlar bakımından iflas mahkemesi nezdindeki kayda dayalı olarak, davacının alacak talebini dayandıramayacağı, T. şirketinin temerrüde düşmüş olması halinde dahi davalının temerrüdünden söz edilemeyeceği, BK'nın 154 kapsamında zaman aşımının kesilmesi ile igili Alman hukukuyla paralel hükümler değerlendirildiğinde zaman aşımı bakımından 1 yıllık sürenin kesilmesine ilişkin unsurlar da dikkate alındığında her halükarda bilirkişi raporlarıyla da belirlendiği üzere 1 yıllık yasal sürenin dolduğu, davalının zaman aşımı definin...