"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : İcrai davranışla görevi kötüye kullanma Hüküm : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suç tarihinde Tarsus Konaklar Köyü Muhtarı olarak görev yapan sanığa yüklenen icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçunun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesine göre 8 yıllık asli dava zaman aşımı süresine tabi olduğu, zaman aşımını kesen son işlem olan 05.06.2012 tarihli mahkumiyet hükmü ile temyiz inceleme günü arasında asli dava zaman aşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 11.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının alacağının zaman aşımına uğradığını dava dilekçesinde dava konusu alacağın temelinin 04.08.2008 ve 23.06.2008 tarihli iki adet faturaya dayandığının belirtilmiş olduğunu, bu tarihlerin üzerinden en uzun zaman aşımı süresi olan 10 yıllık süre çoktan geçmiş olmakla zaman aşımı definde bulunduklarını öncelikle davanın zaman aşımı hususunun göz önüne bulundurulmasını ve bu nedenle davanın reddine karar verilmesini, davacının bu alacağının detayını ortaya koyması ve kanıtlaması gerekmekte olduğunu bu nedenle icra takibinde asıl alacak olarak belirtilen 9.380 TL ye ve işlemiş sözleşmesel faiz olarak hesaplanmış olan 15.668,35 TL'ye itirazlarını sunmuş olduklarını, Faktoring sözleşmesinin TBK md.20'de belirtilen genel işlemler koşullarına açıkça aykırı olduğunu, dava konusu alacak belirgin olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden davacının %20 icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığını, dava konusu alacağın öncelikle bilirkişi inceleme...
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Sanık hakkında 4733 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan açılan kamu davasında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının davaya katılma hakkı bulunan ancak davadan da haberdar edilmeyen Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’na tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmediği ve bu nedenle zaman aşımı süresinin durmadığı, sanığa isnat edilen suçun kanunda öngörülen cezasının üst haddine göre davanın 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresine tabi bulunduğu, zaman aşımı süresini son kesen işlemin sanığın 14/07/2010 tarihli savunması olmakla, inceleme tarihi itibarıyla olağan zaman aşımı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş olup sanığın ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi...
Davalı vekili, zaman aşımı def'inde bulunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 15/03/2009 tarihinde gerçekleşen hasara ilişkin ihbarı 16/03/2009 tarihinde yaptığı, 2 yıllık zaman aşımı süresinin bu tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, davanın 04/04/2011 tarihinde açıldığı, zaman aşımı süresinin 16/03/2011 tarihinde dolmuş olduğu, davalı ... şirketinin zaman aşımı def'inin yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve 6762 sayılı TTK'nın 1299. maddesine göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Irza geçme HÜKÜM : Mahkumiyet İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suç tarihinde on beş-on sekiz yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuğun eylemine uyup 765 sayılı TCK'nın 414/2. maddesinde düzenlenen ırza geçme suçunun zaman aşımı yönünden lehine sayılıp 5237 sayılı TCK'nın 103/2, 4, 6. maddelerindeki karşılığı olan çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçu için öngörülen cezanın üst sınırı itibarıyla eylemin aynı Kanunun 66/1-c, 66/2. maddeleri gereğince 13 yıl 4 aylık asli dava zaman aşımı süresine tabi bulunduğu ve suça sürüklenen çocuğun mahkeme sorgu tarihi olan 20.06.2001 ile bozma sonrası yapılan yargılamada mahkumiyet hükmünün verildiği 23.12.2014 tarihi arasında dava zaman aşımı süresini kesen başka bir sebep olmaksızın bu sürenin geçtiği gözetilerek kamu davasının düşmesine karar verilmesi yerine yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması, Kanuna...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama HÜKÜM : Sanık hakkında TCK'nin 86/1, 86/3-e, 87/3 maddeleri gereğince açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle CMK'nin 223/8 maddesi gereğince düşürülmesine dair karar....
Somut olayda mahkemece 15.03.2012 tarih ve 2011/119 – 2012/290 sayılı kararın davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizce 06.12.2012 tarih ve 2012/31723 – 41771 sayılı kararı ile BOZULMASI üzerine mahkemece bozmaya uyma kararı verilerek davalının zaman aşımı def'inin değerlendirilerek bozma gereği yerine getirilmiş ve yeniden yapılan yargılamada zaman aşımı savunmasının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 17.12.2013 tarih ve 2013/25925 – 22568 sayılı kararı ile zaman aşımı savunmasına itibar edilmeyerek bozma kararına kısmen eylemli olarak direnildiği gerekçesiyle dosya Dairemize gönderilmiştir. Ancak bozma kararında "zamanaşımı itirazının değerlendirilmesine" işaret edilmiş, kesin bir bozma yapılmamış, mahkemece zaman aşımı itirazı değerlendirilerek alacağın hüküm altına alınması gerektiği belirtilmiştir. Bu durumda eylemli de olsa direnme kararından söz edilemez....
trafik kazası olması ve ceza kanunları çerçevesinde suç teşkil etmesi nedeniyle uzamış ceza zaman aşımı süresinin uygulanması gerektiği, buna göre meydana gelen trafik kazasının 5237 Sayılı TCK m.85/2 çerçevesinde ağır cezayı gerektiren bir suç teşkil etmesi ve bu suça göre uygulanacak zaman aşımı süresinin aynı kanunun m.66/1-d maddesi uyarınca 15 yıl olduğu gözetilerek ve kaza tarihinden itibaren geçen 15 yıllık süre içerisinde dava açıldığı ve ayrıca ıslah dilekçesi sunulduğu dikkate alındığında ıslah edilen kısma ilişkin zaman aşımı süresinin henüz dolmadığı gözönüne alınarak davalının zaman aşımı defi yerine görülmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Davalı vekili, zaman aşımı definde bulunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı sigortacı tarafından davalı sigortalıya sigorta bedelinin 15/10/2004 tarihinde ödendiği, TTK 1268 madde gereğince sebepsiz yere ödenmiş bulunan sigorta bedelinin geri alınması alacakları dahil sigorta sözleşmesinden doğan tüm alacakların 2 yılda zaman aşımına uğrayacağı, davalı tarafın bu nedenle zaman aşımı definin yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, davacı ... şirketi tarafından davalı sigortalıya ödenen sigorta tazminatı bedelinin istirdadı istemine ilişkindir....
HMK ‘nın yürürlüğe girmesinden sonra sunulan ıslah dilekçesine karşı davalı tarafça iki haftalık yasal sürede ileri sürülmeyen zaman aşımı define itibar edilemez. Mahkemece zaman aşımı define itibar edilerek; fazla mesai ve genel tatil ücret alacaklarına ilişkin taktiri indirim miktarıda açıklanmaksızın kurulan hüküm hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 24.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....