TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 114. maddesi uyarınca matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasının tarh zaman aşımını durduracağı, davacının 2010 yılı hesaplarının zaman aşımı süresi içerisinde takdir komisyonuna sevk edildiği ve zaman aşımı süresi bitmeden takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden salınan vergi ve kesilen cezanın hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir....
yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davalarının zaman aşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE, 11.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının, katma değer vergisi matrahının takdiri için 19/11/2015 tarihinde takdire sevk edildiği, 22/09/2016 tarihli vergi tekniği raporu done alınmak suretiyle takdir edilen matrah üzerinden adına dava konusu tarhiyatın yapıldığının anlaşıldığı olayda, takdir komisyonuna başvurulmasının zaman aşımını durduracağına ilişkin düzenlemenin vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması durumunda takdir komisyonunca yeterli inceleme ve tespitlerin yapılması amacıyla getirildiği dikkate alındığında, zaman aşımı süresinin dolmasına çok az bir süre kala sırf zaman aşımını durdurmak amacıyla takdir komisyonuna sevk işleminin zaman aşımını durdurmasına hukuken olanak bulunmadığından, zaman aşımı süresinin dolduğu 31/12/2015 tarihinden sonra yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle cezalı vergi kaldırılmıştır....
Bu durumda da zaman aşımı süresinde davanın açılıp açılmadığının 08.11.2008 tarihli dilekçenin konusunu oluşturan alacak bakımından değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Hal böyle olunca, davalı tarafça süresinde zaman aşımı def-i inde bulunulan 08.11.2007 tarihli kısmi dava dilekçesinin konusunu oluşturan 1.000,00-TL maddi tazminat isteminin zaman aşımı nedeniyle reddi gerekirken, bu talebin 31.08.2010 tarihli dava dilekçesinin konusunu oluşturan ve zaman aşımı ileri sürülmeyen talepler içerisinde değerlendirilerek sonuca gidilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur....
sürede, zaman aşımını kesen veya durduran bir sebep bulunmadığı, kazanın bağlı bulunduğu karakolun yanmış ve kazaya ilişkin evrakların bu nedenle imha olması olgusunun zaman aşımını kesen veya durduran bir sebep olarak nitelendirilemeyeceği, zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenilmesinin zaman aşımı süresinin başlaması için yeterli bulunduğu, gelişen bir durum olmadıkça haksız fiillerde kural olarak fiilin gerçekleştiği anda zararın doğduğu, maluliyetin tespitinin her zaman yapılabileceği, davacının kendi ihmalkarlığı neticesinde maluliyet zararına ilişkin tespiti geç yaptırmış olmasının zaman aşımı süresini etkilemeyeceği gerekçesiyle, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin istinaf nedenleri; vekil edeni tarafından TCK'nın 89/1 maddesinde ön görülen 8 yıllık ceza zaman aşımı süresi içerisinde (14/05/2018 tarihinde) davalı kuruma başvuruda bulunulduğu, dolayısıyla da zaman aşımı süresinin bu tarihte kesildiği gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmesinin...
Davacı vekilinin istinaf nedenleri; vekil edeni tarafından TCK'nın 89/1 maddesinde ön görülen 8 yıllık ceza zaman aşımı süresi içerisinde (14/05/2018 tarihinde) davalı kuruma başvuruda bulunulduğu, dolayısıyla da zaman aşımı süresinin bu tarihte kesildiği gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, zira dava şartı başvuru sorumluluğunun zaman aşımı süresi içerisinde yerine getirildiği hallerde zaman aşımının geçirildiğinden bahsedilemeyeceği, ayrıca kalıcı iş göremezliğin söz konusu olduğu durumlarda, zaman aşımı başlangıcının sakatlığa ilişkin kesin raporun ortaya çıktığı ve davacı tarafından bu durumun öğrenildiği tarih olarak kabul edilmesi gerektiği halde zaman aşımına ilişkin olarak hatalı değerlendirme yapıldığı, bu nedenle mahkemece verilen kararın kaldırılması gerektiğine yöneliktir....
Mahkememizin 01/02/2021 tarihli oturumunda , davacı vekili müvekkili ile görüşüp davacı ... ve davalı ... arasında ticari ilişki olup olmadığı konusunda beyan, bilgi ve belgeleri ibraz edeceğini, 10 yıllık alacak zaman aşımı süresinin icra dosyasında yaptıkları işlemler nedeni ile kesildiğinden zaman aşımı süresinin dolmadığı iddiasında olduklarını beyan etmiştir. Aynı oturumda, davalı vekilinin taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı konusunda bilgi sahibi olmadığını, çeklerin zaman aşımına uğradığını, icra mahkemesi kararının kesinleştiğini, genel alacak zaman aşımı süresinin de dolduğunu, davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zaman aşımını kesmez, zaman aşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir. Somut olayda, davalı vekili, davacının ıslah dilekçesine karşı zaman aşımı def'inde bulunmuştur. Islah tarihine göre zaman aşımına uğrayan dava konusu alacakların belirlenmesi yönünden bilirkişi ek raporunda zamanaşımı değerlendirilmiş ancak davacı tarafından dava dilekçesindeki talep dikkate alınmadan bilirkişi tarafından fazla mesai alacağı belirlenmiştir. Dava dilekçesindeki fazla mesai alacağı talebinin zamanaşımı uğramadığı dikkate alınarak alacak belirlenip karar verilmesi gerekirken mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma sebebi olarak kabul edilmiştir....
İstinafa konu kararın kambiyo senetlerine özgü takipte zaman aşımı şikayeti olduğu, takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan davaya konu olayda takip dayanağı senedin tanzim (01/03/2010) tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 661, 662. ve 663. maddelerinin uygulanması gerektiği, TTK'nun 661. maddesi uyarınca bonolar için 3 yıllık zamanaşımı öngörüldüğü, takibin 19/07/2016 tarihinde başlatıldığı, takip talebinin düzenlenmesi ve 28/07/2016 tarihinde ödeme emrinin tebliği sonrası İİK'da düzenlenen zaman aşımını kesen haller ile TTK'nin 661 ve 662. Maddesinde öngörülen zaman aşımını kesen sebep ve işlemlerin bulunmadığı 16/07/2020 tarihine kadar dosyada herhangi bir işlem yapılmadığı nedenle icranın geri bırakılmasına ve davanın kabulüne dair kararın doğru olduğu anlaşılmıştır....
Davalı vekili, zaman aşımı def'inde bulunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taşıyıcı olan davalının sorumluluğuna dayalı işbu davada alacağın CMR'nun 32. maddesine göre bir yıllık zaman aşımına tabi olduğu, davalı tarafından yapılan taşımanın 27/07/2012 tarihinde boşaltma ile sona erdiği, dolayısıyla zaman aşımı süresinin 28/07/2012 tarihi itibariyle başladığı, davacının ise takibi 11/12/2013 tarihinde başlattığı dolayısıyla takip tarihi itibariyle alacağın zaman aşımına uğradığı, davacı sigortalısına halef olarak alacak talebinde bulunduğundan zaman aşımının sigortalı için başladığı tarihten itibaren hesaplanması gerektiği, olayda 3 yıllık zaman aşımının uygulanmasını gerektirici nitelikte taşıyıcının kasıt ya da ağır kusurunun söz konusu olmadığı gerekçesiyle; davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....