Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davanın konusu, usulsüz tebliğ şikayeti ile takipten önceki zamanaşımı itirazıdır. Mahkeme süresiz şikayete tabi olduğu, takip tarihi itibariyle 10 yıllık zaman aşımı süresi geçtiği için davanın kabulü ile icra takibinin geri bırakılmasına karar verilmiştir. İİK 33.maddeye göre icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zaman aşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği, itirazında bulunabilir. Mahkeme her ne kadar süresiz şikayete tabi olduğunu belirtmiş ise de, davanın İİK 33.maddeye göre icra emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük süre içinde açılması gerekmektedir. Davacı tarafından icra emri tebliğinin usulsüzlüğü ileri sürülmüş ise de, bu husus mahkemece değerlendirilmediğinden öncelikle usulsüz tebliğ şikayeti değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken anılan gerekçe ile karar verilmesi hukuken yerinde değildir....

Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; takip konusu senetlerde şikayetçi borçlunun lehtar-ciranta, alacaklının ise hamil-ciranta konumunda olduğu, takibin kesinleştiği, borçlu yönünden 17.12.2009 tarihinde başlayan takiple zaman aşımının kesilmiş olduğu, yeniden başlayan zaman aşımı süresinin alacaklının 07.12.2010 tarihli haciz talebi ile tekrar kesildiği ancak bu tarihten 04.04.2013 tarihli haciz ve yenileme talebine kadar zaman aşımını kesen hiç bir işlem bulunmadığı, adı geçen borçlu yönünden 1 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken somut bir gerekçeye dayanılmaksızın yazılı şekilde sonuca gidilmesinin usul ve yasaya uygun bulunmadığı gerekçesi ile şikayetçi borçlunun istinaf başvurusunun esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne, şikayetçi borçlu hakkındaki icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/05/2022 NUMARASI : 2021/602 ESAS, 2022/355 KARAR DAVA KONUSU : Zaman aşımı Şikayeti KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zaman aşımı iddiasında bulunarak, icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın reddini talep etmiştir. İzmir 2. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, itirazın kabulü ile davacı borçlu hakkındaki icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, İzmir 25.İcra Müdürlüğünün 2014/10809 ve 2014/10810 esas sayılı dosyalarından İİK.nun 94....

    Taraflar arasındaki kambiyo vasfı şikayeti, takibin kesinleşmesinden öncesine ilişkin zaman aşımı itirazı ve borca itiraz nedeni ile yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın itiraz eden borçlu vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince itiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı itiraz eden borçlu vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

      İİK'nun 149/a atfı ile uygulanacak aynı yasanın 33. maddesi gereğince ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte diğer şikayetler 7 günlük hak düşürücü süreye tabi ise de limit aşımı şikayeti ilama aykırılık iddiasını içermesi nedeniyle süreye tabi değildir. Mahkemece, limit aşımı şikayeti şikayetçi borçlulardan her biri için sorumlu oldukları miktar belirlenip değerlendirilmesi sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin süreden reddi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK.nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 16.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Anılan madde uyarınca; borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer’ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini “her zaman” icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilebilmesi için, itfa şikayetinin İİK'nun 71/1. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge ile veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur. Borçlunun İİK.nun 71/1. maddesine dayanan itfa şikayeti, belli bir süre koşuluna bağlı olmayıp her zaman ileri sürülebilir. Somut olayda borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede ödemeye ilişkin birtakım belgeler sunduğu görülmüştür....

          niteliğinde, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle ..., 113 ada 458 parsel sayılı 912.86 m2 yüzölçümündeki taşınmaz arsa niteliğinde, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle ..., 113 ada 505 parsel sayılı 2560.10 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliğinde, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle ..., 113 ada 506 parsel sayılı 2559.91 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliğinde, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle ..., 113 ada 507 parsel sayılı 723.20m2 yüzölçümündeki taşınmaz bahçe niteliğinde, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle ..., 113 ada 508 parsel sayılı 420.66m2 yüzölçümündeki taşınmaz bahçe niteliğinde, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle ..., 113 ada 509 parsel sayılı 985.01 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliğinde, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle ..., 113 ada 510 parsel sayılı 466.00 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliğinde, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle ..., 113 ada 511 parsel sayılı 314.20 m2...

            Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zaman aşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zaman aşımı defi dikkate alınmaz. Zaman aşımı definin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesi de mümkündür (Yargıtay HGK. 04.06.2011 gün 2010/ 9-629 E. 2011/ 70. K.). Somut olayda davalı tarafından cevap dilekçesiyle zaman aşımı defi ileri sürülmesine rağmen hükme dayanak bilirkişi raporunda bu husus gözetilmeksizin hesaplama yapıldığı gibi, mahkemece davacının vaki zaman aşımı defi nedeniyle zaman aşımına uğrayan alacaklarının dışlanarak zaman aşımına uğramayan alacak miktarında kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde zaman aşımı defi dikkate alınmaksızın karar verilmesi hatalı olup hükmün açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

              Taraflar arasında, işçilik alacaklarının zaman aşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Zaman aşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zaman aşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır. Bu itibarla zaman aşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir. Zaman aşımı, bir maddi hukuk kurumu değildir. Diğer bir anlatımla zaman aşımı, bir borcu doğuran, değiştiren ortadan kaldıran bir olgu olmayıp, salt doğmuş ve var olan bir hakkın istenmesini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Bu bakımdan zaman aşımı alacağın varlığını değil, istenebilirliğini ortadan kaldırır....

                azil tarihinden itibaren dava tarihine kadar yasal sürenin gerçekleştiği anlaşılmakla mahkemesince davalı tarafça usulüne uygun şekilde ileri sürülen zaman aşımı itirazının kabulü ile davanın zaman aşımı nedeni ile reddine dair verilen kararda yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır....

                UYAP Entegrasyonu