WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı zaman aşımı itirazında bulunmuş ise de, zaman aşımı alacağın muaccel olduğu tarihte başlar. (TBK 149 Maddesi) Davacının işçiye yaptığı ödeme tarihi olan 03/05/2017'de borç muaccel hale gelmiş olur. Davacı 01/11/2017 tarihinde dava açtığına göre dava zaman aşımına uğramamıştır. Davacı ödeme tarihinden itibaren avans faizi istemiş ise de davalıyı temerrüte düşürmediğinden faize dava tarihinden itibaren karar vermek gerekir. Taraflar tacir olduğundan avans faizi istenilmesi hukuka uygundur. Yine bu tür rücuen alacak davasında zaman aşımı süresi 10 yıldır ( 23 H.D. 2017/2002 Esas ve 2019/4059 Karar) . Konusunun işçi alacakları olması nedeniyle iş mahkemesinde görevli olup olmadığı değerlendirilmesi gerekiyor ise de iş mahkemesi bir tarafı işçi olan davalara bakar yani dosyamızdaki dava hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan iş verenler arası rücuen tazminat davası olup iş mahkemesi görevli değildir. Yargıtay İçtihatları da bu yöndedir....

    Ancak; A- 4733 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan kurulan hükme yönelik incelemede, Sanık hakkında 4733 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının katılan Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’na tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmediği ve bu nedenle zaman aşımı süresinin durmadığı, sanığa isnat edilen suçun kanunda öngörülen cezasının üst haddine göre davanın 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresine tabi bulunduğu, zaman aşımı süresini son kesen işlemin sanığın 28/05/2009 tarihli savunması olduğu, inceleme tarihi itibarıyla olağan zaman aşımı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden...

      Borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak İİK'nın 71/2 ve 33/a maddelerine dayanan zaman aşımı şikayetinin incelenmesi, bu şikayetin belli bir süre içinde ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir (HGK'nın 04/11/1998 tarihli 1998/12- 763 esas, 1998/799 karar sayılı kararı). Takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan, senedin tanzim tarihi ve takip tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 661., 662. ve 663. maddelerinin uygulanması gerekir. TTK'nın 661. maddesi uyarınca bonolar için 3 yıllık zaman aşımı öngörülmüştür. Diğer yandan TTK'nın 662. maddesinde "müruruzaman; dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi sebepleriyle kesilir" hükmüne yer verilmiştir. TTK'nın 730/18. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 663/2. maddesi gereğince zaman aşımı kesilince son işlem tarihinden itibaren, müddeti aynı olan yeni bir zaman aşımı işlemeye başlar....

      -TL olarak arttıran 11/11/2021 tarihli dilekçesini sunmuş, davalı yapılan ıslah beyanını zaman aşımı yönünden reddetmiştir. Mahkememizce yapılan değerlendirmede: Davalının zaman aşımı itirazı sebepsiz zenginleşmeye dayalı 2 yıllık süre ile ilgili ise de, uyuşmazlıkta uygulanması gereken zaman aşımı süresi sözleşmeye aykırılığa bağlı 10 yıllık zaman aşımı süresi olduğundan davalının zaman aşımı def-i yerinde bulunmamıştır. Her ne kadar bilirkişi hesaplamasını Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının 2020/4 sayılı tebliğine göre hesaplama yapmış olup, en son kesintiği tarihi 09/04/2018 ise de, dosyada mevcut banka uygulamalarında da tahsis ücretinin %0,25, kullandırım ücretinin %1 olarak genelde uygulandığı anlaşıldığından, davalı bankanın da bundan sonra uyguladığı oranın tahsis ücreti için %0,25, kredi kullandırım ücretinin %1,1 olması karşısında bilirkişi bu oranlar üzerinden yaptığı hesaplamanın somut olaya uygun olduğu kanaatine varılmıştır....

        Hukuk Dairesi kaldırma kararında hafta tatili alacağının hesaplanması gerektiği ve belirsiz alacak kabul edilen fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil alacağı yönünden faizlerin dava tarihinden itibaren işletilmesi gerekirken ıslah ile arttırılan kısım yönünden ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi olduğunu ancak usul ve yasaya aykırı raporda istinaf kaldırma kararı dışına çıkılarak davalının ıslaha karşı zaman aşımı defi ileri sürdüğünden bahisle ıslah tarihinden geriye doğru zaman aşımı uygulanmasının hafta tatili alacağının düşük hesaplanmasına sebep olduğunu, Bam kaldırma kararında bilirkişinin beyan ettiği gibi ıslaha karşı zaman aşımı defi'inin göz önünde bulundurulmasına ilişkin her hangi bir karar bulunmadığını, kaldı ki davalının ıslaha karşı zaman aşımı defi' ileri sürmediğini, fazla mesai ve hafta tatili alacakları belirsiz alacak davası olarak davaya konu edildiğinden zaman aşımının dava tarihi itibariyle kesileceğini, alacaklarının zaman aşımı itirazı gözetilmeden...

        Davalı vekili, davanın zaman aşımına uğradığını, çeklerin hatır çeki olarak verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; 6762 sayılı TTK'nın 644. maddesinde sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak açılan davalarda 1 yıllık zaman aşımı süresinin öngörüldüğü, çekin zaman aşımı süresinin sona erdiği ve zaman aşımını kesen nedenler de dikkate alındığında davacının sebepsiz zenginleşme davasını zaman aşımı süresi içerisinde açmadığı gerekçesiyle, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Sanıklar hakkında açılan kamu davasının CMK'nun 223/8. maddesi uyarınca zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine Dolandırıcılık suçundan sanıklar hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü; 5237 sayılı TCK'nın 7. ve 5252 sayılı Kanun'un 9. madde hükümleri karşısında; sanıklara yüklenen "dolandırıcılık" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehe olan 5237 sayılı TCK'nun 157/1. maddesindeki cezasının üst sınırına göre tabi olduğu aynı kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık dava zaman aşımının suç tarihinden hüküm tarihine kadar geçmiş olduğu anlaşılmakla, mahkemenin zaman aşımı nedeni ile düşme hükümlerinde bir isabetsizlik bulunmamıştır....

            - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin davalılardan olan alacağına karşılık her biri 380,00 TL bedelli 6 adet zaman aşımına uğramış senetler ödenmediğinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, zaman aşımı itirazında da bulunduklarını ve davacıya karşı borçlarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir....

              Mezkur ihbarnamede; Dosya kapsamına göre, sanığın eylemine uyan basit yaralama suçunun 5237 sayılı Kanun'un 66/1-e maddesi gereğince 8 yıllık olağan zaman aşımı süresine, anılan Kanun'un 66/1-e ve 67/4. maddeleri gereğince ise 12 yıllık olağanüstü dava zaman aşımı süresine tabi olduğu, somut olayda suç tarihinin 25.04.2008, savunmasının alındığı tarihin 09.10.2008 olduğu ve sanık hakkında verilen 30/10/2008 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 18.03.2011 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetim süresi içerisinde 15.09.2015 tarihinde yeniden suç işlediği, 5271 sayılı Kanun'un 231/8-son cümlesi gereğince 18.03.2011 ile 15.09.2015 tarihleri arasında dava zaman aşımı süresinin duracağı, denetim süresinde işlenen suçun tarihi olan 15.09.2015 tarihinden itibaren zaman aşımının yeniden işlemeye başlayacağı, sanığın savunmasının alındığı tarih olan 09.10.2008 ile hükmün açıklandığı 19.01.2022 tarihine kadar olağan dava zaman aşımı süresinin dolduğu nazara alınarak davanın düşürülmesine...

                Mahkemece, davaya konu edilen bonoların 20/11/2006 ve 20/01/2007 vade tarihli olduğu, 6762 Sayılı TTK' nun 661/2. maddesi gereğince vade tarihinden itibaren 1 yıl geçmekle hamilin cirantaya karşı açacağı davanın zaman aşımına uğrayacağı, aynı Yasanın 663/2. maddesinde zaman aşımı kesildiğinde yeni bir zaman aşımı süresinin işlemeye başlayacağı düzenlenmiş olup, ilk icra takibinin 26/02/2007 tarihinde yapıldığı, icra hukuk mahkemesi kararı ile zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasının ardından 05/03/2012 tarihinde ikinci takibin yapıldığı, bu davanın ise 1 yıllık zaman aşımı süresi geçtikten sonra 23/08/2013 tarihinde açılması nedeniyle zaman aşımı def'i haklı görülerek davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiş, mahkemece temyiz dilekçesinin süresinde verilmediği gerekçesiyle temyiz isteminin reddine dair ek karar verilmiş, ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Her ne kadar mahkemenin 30.09.2015 tarihli ek kararı ile temyiz başvurusunun...

                  UYAP Entegrasyonu