nin alt işveren olduğu, asıl işveren tarafından zaman aşımı def'inde bulunulmasına rağmen alt işveren tarafından zaman aşımı def'inde bulunulmadığı görülmekle - asıl işverenin ileri sürdüğü zamanaşımı def'inden sadece asıl işverenin yararlanacağı hususu dikkate alınmaksızın- her iki davalı yönünden de fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve UBGT ücreti alacaklarının zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi hatalı bulunmuştur. İzah edilen nedenlerle; davacı vekilinin istinaf talebinin -zaman aşımı yönünden- kısmen kabulü ile mahkeme kararı kaldırılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Mahkemece; davalı vekilinin 21/02/2013 tarihli süre uzatım isteminde zaman aşımı itirazında bulunmadığı, 07/03/2013 tarihli cevap dilekçesinde zaman aşımı itirazında bulunduğu, ancak duruşmada davacı tarafın davalının yaptığı zaman aşımı itirazına karşılık savunmanın genişletilmesi itirazında bulunmadığı bu nedenle zaman aşımı itirazı nazara alınarak yapılan hesaplamaya göre karar verildiği, buna göre de, davacının davalıdan talep edebileceği herhangi bir alacağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1- 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yürürlükte iken süresinden sonra yapılan zamanaşımı def'ine davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa (suskun kalınmışsa) zamanaşımı def'i geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süresinden sonra yapılan zamanaşımı def'inin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir....
Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazı ve zaman aşımı def'inde bulunarak davanın reddini savunmuştur. Davalı Kur İnşaat A.Ş. ve SMS İnş... Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazı ve zaman aşımı def'inde bulunarak, davacı ile davalı şirketler arasında herhangi bir sözleşmese ilişki bulunmadığını, davacının davalı şirketlerin işçisi olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk derece Mahkemesi tarafından kararda belirtilen gerekçelerle “ Davanın KABULÜNE " karar verilmiştir....
Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazı ve zaman aşımı def'inde bulunarak davanın reddini savunmuştur. Davalı Kur İnşaat A.Ş. ve SMS İnş... Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazı ve zaman aşımı def'inde bulunarak, davacı ile davalı şirketler arasında herhangi bir sözleşmese ilişki bulunmadığını, davacının davalı şirketlerin işçisi olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk derece Mahkemesi tarafından kararda belirtilen gerekçelerle “ Davanın KISMEN KABULÜNE " karar verilmiştir....
in borca itiraz, zaman aşımı itirazı, takibe konu senedin sonradan doldurulduğuna ilişkin şikayet ile mükerrer takibin iptali talebi yönünden HMK'nin 114/1-ı maddesi gereği derdestlik nedeniyle birleşen davanın usulden reddine karar verildiği görülmekle birlikte, alacaklının davada kendini bir vekille temsil ettirdiği de gözetilerek, ilk derece yargılaması açısından birleşen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 11/3. maddesi uyarınca maktu tarife üzerinden alacaklı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının birleşen dava yönünden temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19....
hükmü gereğince bir ve on yıl olduğu, haksız rekabet açısından eylem suç teşkil etse bile sekiz yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle bu davalılar yönünden davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince istinaf edilmiştir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alacağın müvekkili şirket tarafından temlik alındığını, zaman aşımı süresinin işlemesi için ödeme emrinin tebliğ edilmesi gerektiğini, borçluya ödeme emri tebliğ edilmediği ve takibin kesinleştirilmediğini, ödeme emri tebliği ile zaman aşımı süresinin kesileceğini, mahkemenin bu yöndeki savunmalarını değerlendirmediğini, borçlu yönünden takip kesinleşmediğinden zaman aşımının gerçekleşmediğini, mahkemenin ihtiyati hacizlerin kaldırılması talebinin reddine karar vermiş olmasına karşın zaman aşımını itirazının kabulüne karar vermesinin çelişkili olduğunu öne sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Kambiyo senetlerine dayalı haciz yoluyla takipte ödeme emrinin tebliğinden yani takibin kesinleşmesinden önce gerçekleşen zaman aşımı itirazının incelemesi İİK'nın 168/5 ve 169/a. maddelerine göre; takibin kesinleşmesinden sonra gerçekleşen zaman aşımı itirazı ise İİK'nın 71 ile 33.maddesi kapsamında yapılır....
Bendinde hüküm altına alınmış olsa da, yasanın emredici hükümlerine uygun olmayan ve şekli şartlarında eksiklik bulunan belgenin ilam hükmünde kabul edilmesi mümkün olmadığından genel zaman aşımı süresi olan 10 yıllık zaman aşımı süresinin de uygulanmayacağı açıktır. Açıklanan nedenlerle alacak zaman aşımına uğramış olduğundan ve davalı taraf zaman aşımı def'ini yargılama sırasında ileri sürdüğünden bu nedenle itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesinin kararı da bu cihettedir. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, ilk derece mahkemesi kararında kamu düzenine aykırılık yanında esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve isabetli olduğunun kabulüyle davacıların istinaf başvurusunun HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine oy birliği ile karar verilmiştir....
Davalı cevap dilekçesinde zaman aşımı itirazı olduğunu, istenilen faiz miktarının fahiş olduğunu, davanın reddini, %20 kötü niyet tazminatı alınmasını talep etmiştir. Davalı Tasfiye Olunan ... Bankası arasında Bireysel Kredi Borçlanma ve Rehin Sözleşmesi yapıldığı, davalının asıl borçlu olduğu, faizin aylık %3,60 oranında belirlendiği, kredinin ferdi limitli tüketici kredisi olduğu sözleşmeden anlaşılmıştır. Yargıtay İçtihatları gereği genel kredi sözleşmelerinde Ticaret Mahkemeleri görevli ise de tüketici kredilerinde görevli mahkeme Tüketici Mahkemesidir. Ancak dava tarihi 12/03/2014 olduğu ve o tarihte mahkememizin görevli olduğu 6502 Sayılı Kanunun 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe girdiği anlaşılmıştır. Dava fona devredilen banka alacağına ilişkin olduğundan 10 yıllık genel zaman aşımı değil 20 yıllık zaman aşımına tabi olduğu Değişik Yargıtay İçtihatları ile belirlendiğinden zaman aşımı itirazı kabul edilmemiştir....
Bu nedenle davada zaman aşımı süresi dolmamıştır. Mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19.03.2015 (Per.)...