WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2018/267 Esas 2018/1264 Karar sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna davalı vekili tarafından başvurulması üzerine dosya incelendi; DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Adana 7.İcra Dairesinin 2018/2962 esas sayılı dosyası ile taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile yaptıkları ilamsız icra takibine davalının itiraz etmesi nedeni ile takibin durduğunu, davalının rehin hakkına ve imzaya itiraz etmediği zaman kazanmak için borca ve takibe itiraz ettiğini, borcu ödediğine dair yazılı belge ibraz etmediğini belirterek itirazın kaldırılmasına, asıl alacağın %20 si oranında tazminat ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

Genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, İİK'nun 62. maddesine göre yapılan itiraz İİK'nun 66. maddesi gereğince takibi durdurur. İcra memuru işleminin yasaya veya olaya uygun bulunmaması nedeniyle icra mahkemesine başvurularak şikayet yolu ile kaldırılmasının istenmesi, kural olarak yedi günlük süreye tâbidir. Şikayet süresi, şikayet konusu işlemin öğrenildiği günden başlar (İİK'nun 16/1). Bu kuralın iki önemli istisnası vardır. 1-Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir (m.16/2). Bu hükmün amacı, ilgilileri icra memurunun bir hakkı yerine getirmekten kaçınmasına karşı korumaktır. 2-Kamu düzenine aykırı olan işlemlere karşı da süresiz şikayet yoluna gidilebilir. Anılan ilke doktrinde benimsenmiş ve Yargıtay uygulamalarında da kabul edilmiştir....

    İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Davacı borçlu vekili tarafından her ne kadar 10.06.2021 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile girişilen icra takibine yetkiye ve borca itirazda bulunmuş ise de; davacı borçluya icra dosyasından ödeme emri tebliğinin 17.06.2021 tarihinde yapıldığı, borçlunun 5 günlük yasal süreden sonra 25.06.2021 tarihinde mahkememize dava açtığı anlaşılmakla, borca ve yetkiye itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı borçlu vekili tarafından mükerrer takip şikayetinde bulunulmuş ise de; davacı borçluya icra dosyasında ödeme emri tebliğinin 17.06.2021 tarihinde yapıldığı, borçlunun 7 günlük yasal süreden sonra 25.06.2021 tarihinde mahkememize dava açtığı anlaşılmakla, mükerrer takip şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Borca, yetkiye itirazın ve mükerrer takip şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....

    İlâmlı icrada itiraz “İtfa”, “imhal”, “zamanaşımı” ile sınırlı olup, yasada bir başka nedenle ilâmlı takibe itiraz edilebileceğine ilişkin düzenleme bulunmamaktadır. Murisin ilâma bağlanmış bir borcu için takip yapıldığında daha önce mirasın reddi kararı almış kişi, kendisine karşı yapılan takip işlemlerinin iptalini ancak şikâyet yolu ile ileri sürebilir. Borçluların bu husustaki başvurusu şikayet niteliğinde olup İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz olarak ileri sürülebilir. Mirasın reddi ilâmı ile hakkındaki takip işlemlerinin iptalini isteyen şahsın başvurusu borca itiraz olarak nitelendirilmeyeceğinden ve İİK’nun 16/2 maddesi gereği süreyle sınırlandırılamayacağından, ilamlı icra takibinde mirasçıların mirasın reddi nedeniyle takibin iptali talebi süresiz şikayet olarak değerlendirilmelidir....

      Borçlunun takip talebinde istenen işleyecek faiz oranına itirazı da borca itiraz niteliğinde olduğundan bu maddede öngörülen zorunluluğa ve kurala tabi olup bu husustaki itirazını icra mahkemesine bildirmelidir. Ancak somut olayda boçluların ödeme emri tebliğ tarihlerine göre yasal süre içerisinde işlemiş faiz miktarına ya da işleyecek faiz oranına bir itirazı olmadığı görülmektedir. Bu nedenle mahkemece, şikayet dilekçesinde talep olmadığı halde takipte kesinleşen işlemiş faiz oranı ve miktarına yönelik bilirkişi raporu aldırılması yerinde değildir. Öte yandan, takip talebinde istenen faiz oranının cinsinin belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa bile faizin istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir....

        Takibin kesinleşmesinden önceki zaman aşımı itirazı İİK'nın 168/3. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük hak düşürücü süreye tabi olup, takip dosyasında davacı borçlu adına çıkarılan tebligatın iade edildiği, alacaklının takibi sürdürme iradesi bulunduğundan, davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Davacıya ödeme emri tebliğ edilmediğinden, davacının, takibin kesinleşmesinden önceki zaman aşımı itirazı, niteliği itibariyle İİK'nın 169/a-1 maddesi kapsamında "borca itiraz" mahiyetindedir. 6098 Sayılı TBK'nın 154. maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan ve 6102 Sayılı TTK'nın 778/1- h. maddesi gereğince bono hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 750. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler "dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi" şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 'Ödeme emrinin borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, ilk tebligatın borçlunun mernis adresine çıkartıldığnı ve iade döndüğünü, bunun üzerine TK m. 21/2 uyarınca tebliğ edilmesi gerektiği şerhi ile birlikte borçlunun ilk tebligattaki adresiyle aynı adres olan mernis adresine çıkartıldığını, ödeme emrinin tebliğinin usulüne uygun olduğunu, mükerrer takibin söz konusu olmadığını, zaten bu yöndeki itirazın süresi içerisinde yapılmadığını, zaman aşımı itirazının da borca itiraz niteliğinde olup yasal süresi içerisinde ileri sürülmediğini, bu itirazı incelemekle yetkili merciin icra mahkemesi olmadığını ifade ederek davanın reddine karar verilmesini ' talep etmiştir....

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/09/2021 NUMARASI : 2021/546 ESAS, 2021/970 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|Yetki İtirazı|Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; alacaklı olduğunu iddia eden tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, söz konusu dosyadaki senedin 01/01/2021 tarihinde tasfiye halinde Ada Metal Madencilikle A.Ş....

        Davacı şirket ile davalı/borçlu arasında imzalanan 201420503 müşteri, 1001144047 sözleşme no’lu "Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi"ne istinaden, davalının bu hesaba ait enerji tüketim bedelini ödememiş olduğundan ilgili borca ilişkin davalı/borçlu aleyhinde Merkezi Takip Sistemi 2021/191860 MTS sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Davalı zaman aşımı itirazında bulunmuş olup sözleşmeden kaynaklanan alacakta fatura tarihi ile takip tarihi esas alındığında 10 yıllık zaman aşımı dikkate alınmıştır....

          Davacı alacaklı, 26/05/2004 başlangıç tarihli, üç yıl süreli ve 05/02/2008 başlangıç tarihli, üç yıl süreli yazılı kira sözleşmelerine dayanarak 15/09/2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile 26.08.2004, 25.11.2004, 24.02.2005, 27.05.2005, 26.08.2005, 26.11.2005, 26.02.2006, 27.05.2006, 26.08.2006, 26.11.2006, 26.02.2007, 04.05.2008, 04.08.2008, 04.11.2008, 04.05.2009, 04.08.2009, 04.11.2009 vade tarihli kira bedelleri ve faizleri ile 28.02.2010 tarihinde doğan tazminat alacağı için 13.541,85 TL asıl alacak, 26.880,98 TL faiz alacağı olmak üzere toplam 40.422,75 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiş, davalı borçlu süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile; borcun zamanaşımına uğradığını ve geriye dönük tüm borçlarını ödediğini belirterek borca itiraz etmiştir. Davalı borçlu gerek itiraz gerekse cevap dilekçesinde zaman aşımı def’inde bulunmuştur....

            UYAP Entegrasyonu