Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin birinci fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas - 1991/344 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, seçilen takip şekline göre, borçlunun, icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak yedi günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması zorunludur. Somut olayda, borçlu, icra dosyasına sunduğu 05.08.2014 tarihli borca itiraz dilekçesinde ve şikayet dilekçesinde, ödeme emrinden 05.08.2014 tarihinde haberdar olduğunu beyan etmiş olup, bildirilen bu öğrenme tarihine göre icra mahkemesine 27.08.2014 tarihinde yaptığı başvurusu yukarıda açıklanan yasa hükmünde öngörülen yedi günlük şikayet süresinin geçmesinden sonradır....
Davacı, zaman aşımı itirazında da bulunmuş olmakla birlikte; Edremit İcra Müd. 2021/2876 esas sayılı dosyasında başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinin daha önce İzmir 12. İcra Müd. 2018/12761 esas sayılı dosyasında başlatıldığı, yetki itirazı sonrasında dosyanın davacı borçlu yönünden yetkisizlik nedeniyle Edremit İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, Edremit İcra Müdürlüğü'ndeki icra takibi, İzmir İcra Müdürlüğü'ndeki takibin devamı niteliğinde olduğundan İzmir 12. İcra Dairesi'nde takibin başlatıldığı tarih olan 18/10/2018 tarihinde zaman aşımının kesildiği, Edremit İcra Müdürlüğü'nde yetkisizlik sonrası düzenlenen ödeme emri tarihinin ise 06/08/2021 tarihi olduğu, belirtilen süreler arasında yasal 3 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı açık olduğundan davacının zaman aşımı itirazı yerinde değildir. Yine, Edremit İcra Müdürlüğü'ndeki takip, İzmir 12....
İcra Mahkemesinin 2020/714 Esas sırasında kayıtlı dava dosyası ile borca itiraze borca itiraz edildiği, 03.11.2020 tarih 2020/1063 nolu karar ile teminat senedi iddiasının ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine kararı verildiği, Uyap ekranından kararın 16/11/2020 tarihinde kesinleştiğinin görüldüğü, bu aşamadan sonra işbu davanın açıldığı, borçlunun dava dilekçesinde, gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, 6100 sayılı HMK'nın 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmadığı, borca itirazın, İİK.’nın 168/5. maddesine göre 5 günlük sürede yapılması gerektiği, borçlunun mahkemeye yapmış olduğu iş bu itirazın yasal 5 günlük süreden sonra olduğu, bu durumda borca itirazın süre aşımı nedeniyle reddine yönelik mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak ödeme emrin tebliğinden sonra açılan borca itiraz davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesi ile artık takip kesinleştiğinden artık ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü, Ankara...
İİK'nun 16/2. maddesinde; bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabileceği hükmü yer almaktadır. Somut olayda, borçluların icra mahkemesine başvurusu; genel mahkemece verilen itirazın iptaline ilişkin kararın, icra müdürlüğünce yanlış uygulandığına ilişkin şikayete yöneliktir. Bir başka anlatımla borçluların başvurusu; borca itiraz niteliğinde olmayıp ilamın yanlış uygulandığına ilişkin İİK'nun 16/2. maddesi kapsamında süresiz şikayet niteliğindedir. O halde mahkemece, şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, başvurunun borca itiraz olarak nitelendirilip yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporu kapsamından, MÖHUK 24 kapsamında ağırlıklı edimin ifa yerinin hukuku uygulanacağı Alman hukuku kapsamında, 1 yıllık zaman aşımı süresinin öngörüldüğü, TBK'nın 125 kapsamında 10 yıllık zaman aşımı süresinin davada uygulanamayacağı, taşıma sözleşmesi uyarınca Alman hukuku dahi uygulansa 1 yıllık zaman aşımı süresinin dava tarihi itibariyle geçtiği, borca katılma sözleşmesi çerçevesinde, Alman hukukundaki kabul edilen sonuçlar bakımından iflas mahkemesi nezdindeki kayda dayalı olarak, davacının alacak talebini dayandıramayacağı, T. şirketinin temerrüde düşmüş olması halinde dahi davalının temerrüdünden söz edilemeyeceği, BK'nın 154 kapsamında zaman aşımının kesilmesi ile igili Alman hukukuyla paralel hükümler değerlendirildiğinde zaman aşımı bakımından 1 yıllık sürenin kesilmesine ilişkin unsurlar da dikkate alındığında her halükarda bilirkişi raporlarıyla da belirlendiği üzere 1 yıllık yasal sürenin dolduğu, davalının zaman aşımı definin...
İlk derece mahkemesi tarafından; ''...Takibin ilamsız takip olduğu, borçlu vekilince hem icra dosyası hem dava dilekçesinde 21/08/2020 de öğrendiklerinin beyan edildiği, bu tarihten itibaren de 24/08/2020 de icra dosyasına itiraz dilekçesinin sunulduğu anlaşılmış olup, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük süre içerisinde şikayet yoluna gelinmediğinden ...'' şeklindeki gerekçe ile süre aşımı nedeniyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ankara 5....
Şikayet olunan ... vekili, zaman aşımı itirazının süresinde ve borçlu tarafından ileri sürülmesi gereken bir itiraz olduğunu savunarak şikayetin reddini istemiştir. Şikayet olunan Vergi Dairesi temsilcisi, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 102. maddesi uyarınca amme alacağının, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zaman aşımına uğrayacağını, para cezalarına ait hususi kanunlardaki zaman aşımı hükümlerinin mahfuz olduğunu savunarak şikayetin reddini istemiştir. Asıl ve birleşen dosyada şikayet olunan ... vekili, alacak miktarlarının yapılan kapak hesabı neticesinde cetvele doğru yazıldığını, şikayetçinin ilk haczinin düştüğünü savunarak şikayetin reddini istemiştir. Diğer şikayet olunanlar cevap vermemişlerdir. Birleşen dosyada şikayetçi vekili, ......
iş bu davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafından dosyamıza sunulan Yargıtay Kararı incelendiğinde takip tarihinden sonra dosyanın 4 yıl işlem yapılmadığı bu nedenle bono niteliğinde olan takip ekinin zaman aşımı dolduğundan bahisle davanın kabulüne karar verildiğini, taraflarınca açılan icra takibinin derdest olup davacılar tarafından borca itiraz süresi içerisinde zaman aşımı itirazında bulunulmadığını, Mahkemece de bilindiği üzere zaman aşımına uğramış olan borçlar eksik borçlar olup süresinde itiraz hakkının kullanılmaması durumunda geçerli bir borç ilişkisi olduğunu, alacak takip talebinden önce zamanaşımına uğramışsa borçlunun bu hususu ödeme emrine itiraz yolunda ileri sürmesi gerektiğini, açıklanan sebeplerle hukuka aykırı şekilde açılan iş bu davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/12/2019 NUMARASI : 2019/850 ESAS 2019/940 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Mersin 2....
Borçlunun bu başvurusu üzerine, icra mahkemesi, İİK'nun 169/a-1. maddesi gereğince itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. Somut olayda, borçlunun ödemeye ilişkin bu minvalde her hangi bir delil ibraz edemediği anlaşıldığından borca yönelik itirazınında reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Davanın kısmen kabulü ile usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 28/03/2019 olarak düzeltilmesine, Davacının diğer şikayet ve itirazlarının reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kambiyo senetlerinde takip öncesi ve takip sonrası zaman aşımı itirazının hükümlerinin farklı olduğunu, İstanbul 6....