Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hükmü 6 numaralı bağımsız bölümün maliki ... temyiz etmiştir. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden 6 numaralı bağımsız bölümün yüklenici davalı ... tarafından tapuda 07.05.2009 tarihinde arsa maliki ... vekili olarak davalı ...’a satıldığı anlaşılmaktadır. Hukukumuzda kişilerin satın aldığı şeylerin ileride kendilerinden geri alınabileceği endişesi taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle satın alan kişinin iyiniyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bir tanımlama yapmak gerekirse iyiniyetten maksat “hakkın doğumuna engel olacak bir hususun hak iktisap edilirken kusursuz olarak bilinmemesidir."...

    -K A R A R- Davacı arsa sahibi vekili, müvekkili ile davalılardan şirket arasında 16.03.2006 tarihli kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşme gereğince arsanın tesliminden itibaren 3 ay içerisinde ruhsatın alınmasının zorunlu, inşaatın bitirilmesi süresinin ise 24 ay olduğunu, 17.03.2006 tarihinde arsanın teslim edildiğini, 09.10.2006 ve 31.10.2006 tarihli ihtarlar sonrasında inşaat ruhsatının alındığını, 18.06.2009 tarihinde yapılan keşifte inşaatın gerçekleşme seviyesinin % 8,8 olduğunun ve davalı şirketin inşaatı terk ettiğinin belirlendiğini, 03.08.2009 tarihli ihtarname ile sözleşmenin tek yanlı olarak feshedildiğini, inşaatın gerçekleşme seviyesine göre davalı şirket adına tescil edilen A Blok 10 nolu bağımsız bölümün davalılardan ... adına, A Blok 11 nolu bağımsız bölümün davalılardan ... adına, A Blok 14 nolu bağımsız bölümün davalılardan ... adına, B Blok 25 nolu bağımsız bölüm ile C Blok 23 nolu bağımsız bölümün davalılardan ... adına satılarak tescil edildiğini...

      Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Davacı vekili 28.8.2012 tarihli dilekçesi ile davalılar arasındaki 21.7.2009 tarihli inşaat sözleşmesine göre yükleniciye düşen 392 ada, 28 parselde 10 no'lu mesken cinsli bağımsız bölümü yükleniciden 16.3.2010 tarih 06182 yevmiye nolu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile 115.000,00 TL bedelle satın ve 01.4.2011 tarihinde teslim aldığını ileri sürerek 21.10.2010 tarihinde kat irtifakı tesis edilerek davalı arsa sahibi adına kayıtlı tapusunun iptali ile davacı adına tesciline, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalı yükleniciden tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı yüklenici, davaya cevap vermemiştir....

        Yükleniciden bağımsız bölüm satın alanlar ise inşaatın tamamlanması durumunda kendilerine yapılan devrin geçerlilik kazanacağını bilmeleri gerektiğinden, hayatın olağan akışı karşısında iyiniyet iddialarında bulunmaları mümkün değildir. Bunun yanında müteahhitten bağımsız bölüm devralıp başkasına devreden davalıların rücu hakları gözetildiğinde, davada taraf olarak yer almaları yerinde olup bu kişiler hakkında açılan davanın da kabul edilerek tüm davalılar bakımından kabule karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 14.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, dava dışı arsa sahibinden satın alınan dairelerin geç ve eksik teslim edilmesine dayalı alacağın davalı yükleniciden tahsiline ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava konusu olayda davacılar ile davalı yüklenici şirket arasında akdî ilişki yoktur. Davacılar, dava dışı arsa sahibi ile davalı yüklenici arasında imzalanan inşaat yapım sözleşmesi uyarınca yapılan binadan bağımsız bölüm satın almışlardır....

            a yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, ... sahibi ... ile 3. kişiler ... ve ... tarafından açılmıştır. ..., kendi adına asaleten ... adına yönetici sıfatıyla davayı açmış olup, getirtilen tapu kayıtlarına göre 35 nolu bağımsız bölümü ... sahiplerinden satın aldığından ve ... sahibi ile birlikte dava açtığından kendi bağımsız bölümü yönünden halefiyet esasına göre eksik ve ayıplı işler bedelini talep edebilir. ... vekili yargılama sırasında diğer tüm kat maliklerinin vekâletnamelerini dosyaya ibraz etmiş ise de bu durum, diğer tüm kat malikleri yönünden usulen dava açıldığı anlamına gelmez. Islah suretiyle dahi davada taraf değiştirilemeyeceğinden sonradan vekâletname ibraz eden kat malikleri yönünden de davanın kabul edilmesi doğru olmamıştır. Diğer yandan davacı ..., sahibi bulunduğu 7 nolu bağımsız bölümü doğrudan yükleniciden satın almadığından bu davacı hakkındaki davanın da reddi gerekir....

              Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan ... iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile "tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz olan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği; bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde, olayın özelliğine...

                Davacı arsa maliki, davalı yükleniciden bağımsız bölüm satın alan 3. kişidir. Davada taraf teşkili sağlanması kamu düzenine ilişkin olup, taraf teşkili yapılmadan işin esası incelenip yargılamanın sonuçlandırılması mümkün değildir. Bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, görevi gereği mahkemelerce ve temyiz halinde Yargıtay'ca kendiliğinden gözetilir. Tapu iptal tescil davalarında, temlik alan 3. kişinin bir hak talep edebilmesi için temlik eden yüklenicinin arsa sahibine karşı edimini ifa ederek temlik edilen bağımsız bölüme hak kazanmış olması gerekmektedir. Bu nedenle, temliken tescile dayalı tapu iptal tescil davalarında yüklenicinin ediminin sözleşmede kararlaştırılan şekilde ifa edilip edilmediğinin belirlenmesi gerekmektedir. Bunun değerlendirilmesi için de yüklenicinin de davada taraf olarak bulunması zorunludur. Somut olayda yüklenici ... İnş. Emlak. Tesisat Mob. Tic. Ltd. Şti’nin davada taraf olarak yer almadığı görülmüştür....

                  Sözleşmede arsa sahibine 200 m² bir daire verileceği belirtilmiş ancak hangi daire olduğu belirtilmemiştir. 2014 tarihinde arsa sahibi ile yüklenici arasında çekilen kura da dava konusu 4 nolu bağımsız bölüm arsa sahibine bırakılmışsa da, taraflar arasında imzalanan 07.10.2017 tarihli adi sözleşme ile, arsa sahibi kendisine bırakılan 4 no.lu bağımsız bölüm yerine yüklenicinin başka yerdeki bağımsız bölümlerinin kendisine verilmesine rıza göstermiştir. Yüklenici, arsa sahibiyle yaptığı bu anlaşmadan sonra 4 no.lu bağımsız bölümü diğer davalı ...’a satmıştır....

                    Bu şahıslarda satın aldıkları arsa paylarını kat irtifakı kurulduktan sonra; sırasıyla, 4 no'lu bağımsız bölümü ...; 16 ve 17 no'lu bağımsız bölüm ile zemin kat 1 no'lu dükkanı ... ve ..., 15 no'lu bağımsız bölümü ...’a, 14 no'lu bağımsız bölümü ...’ya satmışlardır. Öte yandan ..., 10 ve 13 no'lu bağımsız bölümü, ..., 9 no'lu bağımsız bölümü yüklenici ...'dan satın almışlardır. Görüldüğü gibi kararı temyiz eden davalıların bir kısmı sözleşmenin taraflarına göre 3. kişi durumunda, bir kısmı ise üçüncü kişilerden tapuya güvenerek bağımsız bölüm satın alan 4. kişi durumundadırlar. Hal böyle olunca iyiniyetli üçüncü kişiler ile iyiniyetli dördüncü kişilerin TMK'nın 1023. maddesine istinaden "tapuya güven ilkesi" gereğince iktisaplarının korunması gerekir. Bunun içinde mahkemenin sadece arsa payı sözleşmesinin varlığından söz ederek bu şahısları hiçbir araştırma yapmadan kötüniyetli sayması ve “tapuya güvenerek” iktisap ettikleri tapuların iptaline karar verilmesi kabul edilemez....

                      UYAP Entegrasyonu