WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, kat irtifaklı binada bağımsız bölüm sahibi davacı ile davalı şirket arasında yapılan 05.03.2007 günlü inşaat tamamlama sözleşmesine istinaden verilen senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesince,taraflar arasında resmi olmayan şekilde düzenlenen 05.03.2007 tarihli gayrimenkul ... sözleşmesi ile davacının davalı yükleniciden mesken niteliğinde olan ve mesken olarak kullanma amacıyla bağımsız bölüm satın aldığı, bağımsız bölümün arsa sahibi ile kat karşılığı İnşaat Sözleşmesi yapan yüklenici davalı tarafından satılması sebebiyle uyuşmazlığın 4077 sayılı kanun kapsamına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ......

    ESASTAN İNCELEME RAPOR SONUCU: Dava, davacının tüketici vasfıyla harici satış sözleşmesiyle yükleniciden satın aldığı bağımsız bölüm yönünden tapu iptali tescil ve davacının arsa sahibi vasfıyla yükleniciyle yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı, bağımsız bölümlerin tesliminde yüklenicinin gecikmesinden kaynaklı kira geliri kaybının tahsili amacıyla açılmış tazminat davasıdır. Davacının her iki talebinin birbirinden farklı sözleşmelere dayandığı, yükleniciden bağımsız bölüm satın alınması işleminin tüketici işlemi olduğu gözetilerek, öncelikle mahkemenin, talepleri ayrı ayrı değerlendirerek tefrik ve görev yönünden inceleme yaparak bu hususta karar vermesi gerekir. HMK'nın 389/1....

    Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile “Tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde; olayın özelliğine...

      Şti'nin arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesine dayanarak isteyebileceği hakkı olmadığından şahsi hakkını harici sözleşme ile ondan bağımsız bölüm satın alan üçüncü kişi konumundaki davacılara temlik etmesi de ona bir hak sağlamaz(Yargıtay 14. HD'nin 14/02/2008 tarih ve 192/1692 sayılı kararı). Ayrıca, harici sözleşme ile yükleniciden bağımsız bölüm satın alan üçüncü kişi davacılar ile arsa sahibi davalılar arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır. Yükleniciden bağımsız bölüm satın alan davacılar, arsa sahibi olan davalılardan sözleşme hukuki ilişkisine dayalı olarak bir istekle bulunamazlar. Davalı arsa sahiplerinin davacılara karşı bir sebepsiz zenginleşmesi de bulunmamaktadır. Arsa sahibinin bir sebepsiz zenginleşmesi varsa ancak yüklenici akidine karşıdır. Bu durumda davada arsa sahiplerine husumet yöneltilemez. Davacılar ödedikleri satış bedelini ancak akitleri olan yükleniciden isteyebilirler(Yargıtay 13. HD'nin 25/02/2003 tarih ve 12900/1885 s.kararı)....

      Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Mahkemece toplanan delillere, özellikle tarafların iddia ve savunmalarına, yapıda bulunan bağımsız bölüm sayısı ile tapudaki paydaş sayısına göre dava konusu taşınmaz maldaki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; toplam 20 bölümden oluşan yapıdan daire (bağımsız bölüm) satın alan bir kısım davalıların yargılama sırasındaki sav ve savunmalarından, dairelerini yükleniciden kaba inşaat halinde ve henüz tamamlanmamış durumunda satın alıp eksikliklerini kendileri gidermek suretiyle içine yerleştikleri anlaşılmaktadır. Satış yoluyla ortaklığın giderilmesi istenilen taşınmaz üzerinde yapı ve eklentileri mülkiyet hakkı kapsamında olup, Türk Medeni Kanununun 684 ve 686....

        Davacı, davalı yükleniciden taşınmaz satın alan 3. kişi olup, yüklenicinin halefi konumundadır. Yüklenici ve arsa sahibi arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi neticesinde yükleniciye bırakılan taşınmaz, 29.08.2012 tarihinde arsa sahibi tarafından yükleniciye tapuda intikal ettirilmiş akabinde davalı taraflarca dava konusu taşınmaz üzerine yüklenicinin borçları nedeniyle dava konusu hacizler konulmuştur. Bu nedenle davacı, yükleniciden aldığı bağımsız bölümü hacizlerle yükümlü olarak iktisap etmiştir. Haciz alacaklıları tatmin edilmeden hacizlerin kaldırılması mümkün değildir. Davacının haciz bedellerini yükleniciden talep etme hakkı saklı kalmak üzere mahkemece, davanın reddi yerine davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....

          Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile “tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde; olayın özelliğine...

            Davacılar bu sözleşme gereğince yapılacak inşaatta 10 numaralı bağımsız bölümü satın almışlardır. Davacılar yükleniciye isabet eden bağımsız bölümü alacağın temliki yoluyla yükleniciden devralarak, dava konusu bağımsız bölüm yönünden yüklenicinin haklarına halef olmuşlardır. Davacıların öncelikli talebi dava konusu bağımsız bölümün adlarına tescilinden ibarettir. Dosyada mevcut inşaat mühendisi bilirkişi raporuna göre inşaatın % 100 oranında bitirildiği anlaşılmaktadır. ... Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 07.08.2012 tarihli cevabi yazısında, kök 655 parsel üzerindeki yapıların ruhsatsız ve kaçak statüde olduğu, mevcut hali ile yapı ruhsatı alınmadan yapı kullanma izin belgesi (iskan ruhsatı) tazmin edilmesinin mümkün olmadığı, yapı ruhsatı alınabilmesi için 3194 sayılı İmar Kanunun ve Planlı Alanlar Tıp İmar Yönetmeliği doğrultusunda dosya hazırlanarak belediyeye müracaat edilmesi gerektiğinin bildirildiği görülmüştür....

              İlk derece mahkemesince, arsa malikleri ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshine dair verilen kararın kesinleştiği, yükleniciye sözleşme uyarınca verilen bağımsız bölümün avans niteliğinde olup yükleniciden bağımsız bölüm satın alan 3.kişilerin mülkiyet iktisap edebilmeleri için yüklenicinin arsa malikine karşı yükümlülüğünü tam olarak yerine getirmesi gerektiği, somut olayda davalının tamamlanmamış bağımsız bölüm satın aldığından yüklenicinin edimini yerine getirdiğinde hak kazanacağını bildiği, TMK’nın 1023 maddesinden yararlanamayacağı gerekçesiyle tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı, davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15....

                Dava yükleniciden bağımsız bölüm satın alımına ilişkin tapu iptal ve tescil veya tazminat isteğine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır....

                UYAP Entegrasyonu