KARAR Asıl davada davacı vekili; davalı şirket ile arsa sahipleri arasında 16.02.2000 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, davacının bu sözleşme uyarınca yükleniciye düşen 9 No'lu daireyi noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, ancak tapu devrinin yapılmadığını beyan ederek davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya tescilini talep etmiştir. Birleşen 2007/768 Esas sayılı ve 2007/323 Esas sayılı dosyalarında davalı yüklenici aleyhine açtığı asıl davadaki tapu iptal ve tescil talebine ek olarak, birleştirilen davalılar arsa sahipleri ve davaya konu 9 numaralı bağımsız bölümün tapu kayıt malikleri aleyhine, tapu iptal ve tescil, bunun mümkün olmaması halinde şimdilik 45.000,00 TL'nin davalılardan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....
ye devrettiğini ve müvekkilinin mağduriyet yaşadığını belirterek taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasını ve davalı adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar cevap dilekçelerinde özetle; davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili ve davalı T5 A.ş vekili istinaf etmiş, istinaf dilekçelerinde özetle; Gaziantep 2. Tüketici Mahkemesinin 2017/1301 Esas 2019/792 Karar sayılı karar ilamının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemişlerdir. Dava yükleniciden bağımsız bölüm satın alımına ilişkin tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır....
Şti. arasında imzalanan 22/08/2001 tarih ve 15254 yevmiye nolu kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiği, bu feshin geriye etkili olması nedeni ile buna dayalı yapılan kat irtifakı ile yine bu kat irtifakına istinaden gerçekleştirilmiş olan davaya konu taşınmazda dahil olmak üzere tüm bağımsız bölüm satışlarının ve tapu kayıtlarının iptaline, davacı kooperatif adına kayıt ve tesciline karar verildiği, davacının oluştuğunu iddia ettiği zararının tapu sicilinin tutulmasıyla irtibatı ve nedensellik bağının bulunmadığı, TMK'nın 1007. maddesinde düzenlenen Devletin kusursuz sorumluluğunun söz konusu olamayacağı, davacının zararını ancak ilgili şahıs yada şirketten sebepsiz zenginleşmeye dayanarak açacağı dava sonucu tazmin edebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki yüklenicinin temlikine dayanan tapu iptali tescil, 2. kademede tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 02.04.2018 gün ve 2016/11773 Esas, 2018/2524 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde asıl dava davacısı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl ve birleştirilen dava, yükleniciden temlik alınan bağımsız bölüme ilişkin tapu iptal ve tescil, mümkün olmaması durumunda tazminat istemine ilişkindir. Asıl davada davacı vekili; davacının,......
Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 27.01.2009 gün ve 2004/589-2009/3 sayılı hükmü onayan Dairemizin 22.12.2010 gün ve 2009/5852-2010/7158 sayılı ilâmı aleyhinde davacı-k.davalı ... vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl dava şahsi hakka dayalı tapu iptâli ve tescil, karşı dava ise arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca tapu iptâli ve tescil istemlerine ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.05.2009 gününde verilen dilekçe ile yükleniciden temlik alınan hakka dayalı tapu iptali ve tescil, tescil mümkün olmadığında alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08.07.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm satın alan davacının tapu iptali ve tescil, ikinci kademede ise tazminat talebine ilişkindir. Davalı arsa sahipleri vekili, yüklenicinin sözleşme gereğince edimlerini yerine getirmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur....
Dava yükleniciden haricen satın alımına dayalı tapu iptal tescil istemidir. Taraf beyanlarından sözleşme edimlerinin karşılıklı yerine getirilmediği, bu halde sözleşme geçerliliği ve zarar iddialarının yargılamaya muhtaç olduğu, tapuda mahkemenin tesis ettiği biçimiyle tedbirin uygulanacağı bağımsız bölüm bulunmadığı, davalının adresi meçhul olmayıp taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını kaçırmaya ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunduğuna dair bir kanaat verici bir delil de bulunmadığı anlaşıldığından davacının tedbir isteminin reddine dair mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı husus bulunmadığı sonucuna varılmakla davacının istinaf isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacının istinaf talebinin Bursa 2....
un bulunduğu, arsa sahiplerinin ise davacı oldukları dava konusu 2 numaralı bağımsız bölüm Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin denetiminden de geçen ... 2.Asliye Hukuk mahkemesinin 03.12.2002 tarihli 2002/1679 E 2002/1897 K sayılı kararı ile arsa sahipleri adına tescil edildiğinden ve davacı artık yüklenicinin halefi olarak bu taşınmaz ile ilgili tapu iptali ve tescil talebinde bulunamayacağından tapu iptali ve tescil isteminin bu gerekçe ile reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi yerinde değil ise de davanın reddi sonucu itibariyle doğrudur. Bu nedenle davacının tapu iptali ve tescil isteğine yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacının parasal isteğine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacı ile yüklenici davalılar ... ve ... arasında düzenlenen 13.06.1998 tarihli sözleşme yazılı olduğundan geçerlidir....
Arsa payı veya bağımsız bölümlerin satılmasından sonra yüklenici edimlerini yerine getirmediği için sözleşmenin geriye etkili feshedildiği bir realitedir.Yukarıda izah edildiği gibi, yükleniciden arsa hissesi veya bağımsız bölüm satın alan iyi niyetli üçüncü kişinin TMK'nın 1023. maddesine istinaden "tapuya güven ilkesi" gereğince iktisabının korunması gerekir. Bu ilkeden ancak üçüncü kişinin kötü niyetli olduğunun ispatlanması halinde vazgeçilebilir.Yüklenici adına yapılan tescil işlemini her halde "yolsuz tescil" kabul etmek, toplumda onarılmaz zararlara sebep olmakta ve adalet duygusuna zarar vermektedir. Yaptığı araştırmada tapu kaydının yüklenici adına olduğunu tespit eden birinin -aksi ispat edilmedikçe- iyi niyetli olmadığını söylemek mümkün olmadığı için "tapuya güven ilkesine" istinaden mülkiyet kazanımının korunması TMK'nın 1023. maddesi ve hakkaniyet gereğidir....
Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile “tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde; olayın özelliğine...