Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) DAVA TARİHİ : 21/12/2020 KARAR TARİHİ : 13/10/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : ......

    Bu duruma göre dâva konusu genel kurul kararlarının alındığı toplantıda Bakanlık temsilcisinin hazır bulunması zorunluluğu yoktur. Bu durumda yerel mahkemece davacının dâva dilekçesinde bildirdiği diğer butlan ve iptal sebepleri üzerinde durulup sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, TTK’nun 422.maddesindeki toplantı tutanağında Bakanlık temsilcisinin imzasının bulunmaması hâlinde genel kurul tutanağının geçersiz olacağına ilişkin hükmünü, aynı kanunun yukarıda açıklanan 407/3 ve yönetmelik hükümlerini dikkate almadan, bütün anonim şirket genel kurul toplantılarında Bakanlık temsilcisinin bulanmasının zorunlu olduğu şeklinde, mutlak olarak anlayıp genel kurul kararlarının bu nedenle yok hükmünde olduğuna karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....

      Yukarıda yer verilen mevzuat ile diğer bilgi ve belgeler doğrultusunda Mahkememizce yapılan değerlendirmede, her ne kadar davacı tarafça davalı şirketin 18/08/2022 tarihli 2021 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların tescil ve ilan edilmemeleri nedeniyle bu genel kurul kararlarına dayanılarak alınan 06/09/2022 tarihli .... sayılı yönetim kurulu kararı ve 13/09/2022 tarihli ve .... sayılı yönetim kurulu kararlarının geçersiz olduğu ileri sürülmüş ise de; İlgili genel kurulun iptaline ilişkin bir mahkeme kararı ya da tespit mevcut olmadığı ,18/08/2022 tarihli genel kurul toplantısının ve bu toplantıda alınan kararların halen ayakta ve geçerli olduğu açıktır. Davacı tarafın Türk Ticaret Kanunu 30. Ve 422. Maddelerini dayanak göstererek tescil ve ilan yapılmamasının genel kurul toplantısını ve alınan kararları geçersiz kılacağı iddiası yerinde değildir. Zira kanun koyucu tarafından genel kurul kararlarının iptal ve butlan sebepleri Türk Ticaret Kanunu'nun 445. ve 447....

        CEVAP : Davalı vekili, davacıların genel kurul kararlarının yasaya uygun şekilde teklif edildiğini, oylandığını ve gündeme alındığını, genel kurul toplantısının ertelenmesinin görüşmeye açılmamış olmasının iptali gerektirmediğini, genel kurul kararının geçerli ve bağlayıcı olduğunu, toplantı ve karar nisabının bulunduğunu, hesap tetkik komisyonunun seçilmesi, bilanço incelemesinin ve ibranın geriye bırakılmasının gündeme alınabilleceğini, subjektif gerekçelerle genel kurul kararlarının iptali talep edilemeyeceğini, genel kurulun yöneticiyi azil yetkisinin mutlak olduğunu, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davanın 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53 ve Ana Sözleşmenin 38. maddeleri gereğince 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davacıların kooperatif ortağı olup tümünün genel kurula katıldıkları, davacı ...'...

          Somut olayda; mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, davalı kooperatifin 16.04.2012 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında alınan tüm kararlarının iptaline, davacıların yirmi bir üyeliğin iptaline ilişkin talebinin usulden reddine dair verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine, Özel Dairece; mahkemece üyelik iptali talebi konusunda verilen kararın gerekçesinin hatalı olmasına rağmen sonucu itibariyle doğru olduğu, ancak genel kurul kararlarının da iptaline karar verilmesinde, hâlen devam eden üyelikleri dolayısıyla bazı üyelerin genel kurulda hazır bulunması ve oy kullanmasında yasa ve ana sözleşmeye aykırı bir yön bulunmadığı hâlde bu şahısların üyelikleri daha önceden iptal edilmiş gibi üye olmayan şahısların genel kurula katıldığından bahisle genel kurul kararlarının tümünün iptaline karar verilmesinin çelişkili ve hatalı olduğu gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. 18....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Dernek (Genel Kurul Kararlarının İptali İstemli) Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Dava dilekçesinde, davalı derneğin 22.04.2012 tarihinde yapılan genel kurulunda alınan kararların bu genel kurula katılan üyelerin üyeliklerinin ... 14.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/488 E-2012/265 K sayılı kararı ile düşürüldüğünden iptali ile 09.04.2011 tarihli genel kurulda alınan yönetim kurulunun yılda 5 kişiden fazla üye yapamaz kararına rağmen beş kişiden fazla yapılan üyelerin üyeliklerinin iptali istenmiş; mahkemece, davanın kabulü ile davalı derneğin 22.04.2012 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararın iptaline karar verilmiştir....

              Kabul şekline göre ise; mahkemece, toplantı ertelendikten sonra usulüne uygun gündem belirlenmeden ve çağrı yapılmadan genel kurul toplantısı yapıldığı gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de; TTK’nın 381. maddesine göre çağrıda usulsüzlük halinin genel kurula bu nedenle katılamayan ortaklara bu toplantıda alınan kararların iptali davası açma hakkını verdiği açıkça düzenlenmiştir. Ayrıca genel kurul daha önce belirlenen gündem ile toplanmıştır. O halde mahkemece, genel kurul kararlarının yalnızca çağrı usulsüzlüğü nedeniyle iptaline yönelik kararı yerinde olmayıp, bu hususun ancak iptal edilebilirlik nedeni olarak nitelendirilerek çağrının usulsüzlüğünü iddia eden tarafın ayrıca, genel kurul toplantısında alınan kararların, yasa, anasözleşme veya iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu da iddia ve ispat etmesi zorunludur. Ayrıca davanın tüm davacılar bakımından 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53. maddesine uygun olarak açılıp açılmadığının da denetlenmesi gerekir....

                Dava, dernek genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde, yönetim kurulunun üyelikten ihraç kararının usulüne aykırı olduğunu belirtmiş ise de, dava konusu talep, 10.06.2017 tarihli genel kurulun iptal edilmesine yönelik olmasına rağmen, Bölge Adliye Mahkemesince dava yanlış nitelendirilerek, yönetim kurulu kararının iptali olarak ele alınmış ve davanın usulden reddine karar verilmiştir. Somut olayda, 15.05.2017 tarihli dernek yönetim kurulu kararı ile davacının üyelikten ihracına karar verilmiş, karar davacıya gönderilmiş ise de, genel kurul ve dava tarihinden sonraki bir tarih olan 26.08.2017 tarihli tebliğe ilişkin evraka göre, davacının imzadan imtina eden eşinin beyanı ile davacı adresten taşındığından tebligat iade edilmiştir. Dernek genel kurulunun yapıldığı 10.06.2017 tarihi itibariyle davacının üyeliği halen devam ettiğinden, genel kurula alınmaması usulüne uygun değildir ve dava açmakta hukuki yararı vardır....

                  Bu şirketlere ilişkin farklı tarihlerde yapılan genel kurul toplantılarında da davacımızın sahte imza nedeniyle ve diğer nedenlerle genel kurul kararlarının iptalini talep ettiği; mahkememizce o dosyalarda da Adli Tıp Kurumundan ve bilirkişi heyetlerinden imza sahteciliği yönünden rapor alındığı; o dosyalarda da bazı genel kurul kararlarındaki imzanın davacı imzası olmadığı, sahte imza olduğu nedeniyle o genel kurul kararlarının iptaline hükmedilmiştir. Ancak dosyamız ile o dosyalar arasında bir fark bulunmaktadır. MK'nun 2. Maddesi gereğince hiç kimse hakkını kullanırken kötü niyetli davranamaz. Bu davada, davacının imzasının sahte olduğu tespit edilen genel kurul toplantılarında en son tarihli olan toplantı 12/06/2009 tarihli olup bu 2008 yılına ait genel kurul toplantısıdır....

                    Davaya konu genel kurul toplantısında bu sayılan hususlardan biri yer almadığından, toplantıda bakanlık temsilcisinin hazır bulunmaması eldeki somut olayda yokluk sebebi değildir. Davacıların bu yöndeki butlan iddiası isabetli görülmemiştir. Özetle, çağrısız genel kurul şartları oluşmadığı halde çağrısız yapıldığı anlaşılan ----- bir toplantıdan söz edilemeyeceği için, butlan halini ilgisini ortaya koyan herkes (ortak olması gerekmeden) ileri sürebileceği de nazara alınarak her iki davacının da husumeti var kabul edilmiş, davanın kabulüne, anılan genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu