Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nın 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edilebileceği, somut olayda; 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının bozucu yenilik doğuran, mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (izharî), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihten itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğunun kabulüyle, bu tür kayıtlarda T.M.Y.'nın 1023....

    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın dosyadaki müfettiş raporuna göre eylemli orman olması nedeniyle, 2/B madde uygulamasına konu edilebilecek yerlerden olmadığı ve eylemli orman alanları ile de çevrili olduğu, kadastro mahkemesine açılan davanın taşınmazın orman sayılan yerlerden olması nedeniyle reddedilip kesinleştiği, taşınmazın niteliğini bilen davalıların Medeni Yasanın 1023 (931) . maddesinden yararlanamayacağı, orman olan yerler hakkında oluşturulan tapu kayıtlarının yolsuz tescil niteliğinde olduğu ve taşınmazın niteliğini değiştirmeyeceği, her nasılsa özel mülkiyet olacak şekilde sicil oluşturulmasının yasal dayanağının bulunmadığından yapılan tescilin yolsuz olduğu [Medeni Yasanın 1025 (933)], 2/B madde uygulamasının da mahkemece iptal edildiği, koşulları varsa, davalılar tarafından sebepsiz zenginleşme kurallarına dayanılarak satış bedelinin sorumlu kişi yada kuruluşlar tarafından kendilerine ödenmesini isteyebileceği gözönünde...

      Ayrıca; 02.02.1991 gün ve 1990/1 E.- 1991/1 K.sayılı Yargıtay ....Kararında vurgulandığı gibi, iade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Somut olayda olduğu gibi; sebepsiz zenginleşme,...61-66.maddeleri(TBK'nun 77-82.mad.) gereğince bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhinde çoğalması(zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zennginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun malvarlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ile zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmalıdır. Dava tarihinden önce yapılan ve davacı tarafından yararlanılan giderler nedeniyle, sebepsiz zenginleşme borçlusunun bu giderlerin yapıldığı tarihte ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği kabul edilemez....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Her ne kadar yerel mahkemenin gerekçeli kararında, dava; “Tapu İptali ve Tescil veya Borçlar Kanunun Genel Hükümlerine göre açılmış sebepsiz zenginleşme nedeniyle yapılan ödemenin tahsili “ olarak nitelendirilmiş ise de, dava dilekçesi içeriği ve ön inceleme duruşma tutanağında anlaşmazlık noktası “Tarafların anlaşamadıkları hususların Alacak davası olduğu..” şeklinde belirtilmiş olup, dava Borçlar Kanunun Genel Hükümlerine göre açılmış sebepsiz zenginleşme nedeniyle yapılan ödemenin tahsili istemine ilişkindir....

          Sebepsiz zenginleşme davasının konusu, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen kimsenin, bu zenginleşmeyi hak sahibine geri vermesidir. Müspet zenginleşme, kendi içinde aktifin artması ve pasifin azalması şeklinde gerçekleşir. Borcu ortadan kaldıran her işlemde zenginleşenin malvarlığının pasif kısmı azaltılmış ve bu oranda da davalı zenginleşmiş olur. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....

          Davada; tapu siciline yolsuz olarak tescil edilen vakıf şerhi nedeniyle davacının ödemek zorunda kaldığı 13.800,00 YTL taviz bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince tahsili istenilmiştir. Mahkemece; 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra idari yoldan konulan vakıf şerhinin yolsuz tescil niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ancak; 27.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun geçici 5. maddesi hükmüne göre, vakıf şerhi ile ilgili devam etmekte olan davalarda ve diğer kanunlarda yer alan zamanaşımı ve hak düşürücü sürelere ilişkin hükümlerin bu kanun açısından uygulanmayacağı esası getirilmiştir. Bu durumda 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin ve dolayısıyla 02.04.2004 tarih ve 1/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararının uygulama imkanı bulunmamaktadır....

            Somut olayda davacı, idareden ve özel şahıslardan kiraladığı taşınmazların davalılar tarafından kullanılmaları nedeniyle davacı tarafından yapılan ödemelere ve giderlere katılmamalarından kaynaklı davalıların sebepsiz zenginleştiği iddiasına dayanmaktadır. 6098 sayılı TBK. m.77/1'e göre; zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; TBK. m. 79 ve 80'de "aynen geri verme ilkesi"ne göre düzenlenmiştir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır....

              Somut olayda davacı, idareden ve özel şahıslardan kiraladığı taşınmazların davalılar tarafından kullanılmaları nedeniyle davacı tarafından yapılan ödemelere ve giderlere katılmamalarından kaynaklı davalıların sebepsiz zenginleştiği iddiasına dayanmaktadır. 6098 sayılı TBK. m.77/1'e göre; zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; TBK. m. 79 ve 80'de "aynen geri verme ilkesi"ne göre düzenlenmiştir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) _K A R A R_ Dava, haricen yapılan 02.05.2005 tarihli satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde bedelin tahsiline ilişkin olup, mahkemece tapu iptali ve tescil isteği reddedilmiş, alacak istemi kabul edilmiştir. Davalı hükmü alacak yönünden sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak temyiz etmiştir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 13 Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 20.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Dava; sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2) 02/02/1991 tarihli ve 1990/1 E. 1991/1 K.sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere, iade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Uyuşmazlık konusu olayda olduğu gibi, dava tarihinden çok önce yapılan ve davacı tarafından kullanılarak yararlanılan giderler nedeniyle, sebepsiz zenginleşme borçlusu olan davalıların bu giderlerin yapıldığı tarihte ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği kabul edilemez. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için bir tarafın mal varlığının diğer tarafın mal varlığı aleyhine çoğalması gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu