İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesinin 10.07.2020 tarih ve 2020/89 Esas, 2020/185 Karar sayılı kararı ile özetle; "...Tüm delillerden; davacı taraf taşınmazın tapu kaydına belediye lehine tesis edilen ipoteğin güncellenmesini talep etmiş ise de; mevcut hali ile ipoteğin kesin borç (karz) ipoteği niteliğinde olup TMK 875.maddesi kapsamında kaldığı, alacaklının ipotek sözleşmesinde belirtilen ana para ve fer'ileri olan miktarla sınırlı olarak talepte bulunabileceği, bunun dışında ipotek bedelinin bir uyarlama imkanının bulunmadığı, davada davacının ipotek bedelinin tahsili veya ipoteğin terkinine yönelik bir talepte bulunmadığı, eda davası açma imkanı varken veya ipoteğin paraya dönüştürülmesi yolu ile icra takibine geçme imkanı bulunduğu halde sadece tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı, ipotekli taşınmaz üzerinde İİK 150/c maddesinde açıklanan şerhin konulmamış olduğu, yasada belirtilen sürenin de dolduğu halde tapu maliki tarafından bir başvuruda bulunulmadığı...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının kredi borcunu ödediğini ve bu nedenle ipoteğin kaldırılmasını talep ettiğini, banka tarafından ipotek terkin harcının yatırılarak talepte bulunulması halinde ipoteğin kaldırılacağının bildirildiği ve davacı tarafça ipoteğin kaldırılması talebi ile açılan eldeki davada mahkemesince ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği tespit edildiği ve kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, ancak ipoteğin fekkine ilişkin davalarda dava değerinin ipotek akit tablosunda yazılı bulunan ipotek bedeli olduğu, harçtan muaf olan davacı tüketici tarafından bu bedelin dava değeri olarak gösterildiği, bu durumda, davada ipotek bedeli olan ve dava değeri olarak gösterilen 171.000 TL üzerinden nispi harç ve nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu harç ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,...
Ancak; dosyaya ibraz edilen tapu kaydında ipotek süresinin işli olmaması nedeniyle, ipotek, Yerel Mahkemece süresiz ipotek olarak kabul görmüş ve ipoteğin 7181 sayılı yasa kapsamında süreli ipotek olmadığına karar verilmiştir. Davaya konu yapılan ipoteğin süresiz olduğu kabul edilmesi haline: Yerel Mahkemece davanın reddine karar verilmesi yerine, ipoteğin terkininin tedbiren durdurulması talebimizin reddine karar vererek, davayı esastan görmeye devam edip güncel değerinin tespitinin yapılması gerekirdi. Zira; ipoteğin süresiz olması durumunda Belediyemizin ipoteğin güncellenmesi talebiyle dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı değerlendirmesi yerinde değildir. Nitekim bu kapsamda Belediyemizce açılan benzer nitelikteki 450'yi aşkın sayıdaki dosyada, İzmir Asliye Hukuk Mahkemelerinde tedbir talebimiz kabul edilmiş olup yargılamaya devam edilmektedir....
Dereceden ve 10 yıl süreli ipotek tescili yapıldığını, Taşınmaz üzerindeki ipoteğin 10 yıl süreli olduğunu ve 28/06/1973 tarihinde ipotek süresinin sona erdiğini, lehine ipotek tesis edilen Şukufe Şaştım hakkında ulaşabilecekleri hiç bir bilginin olmadığın, kendisinin hayatta olma ihtimalinin çok düşük olduğunu, vefat etti ise mirasçılarına ulaşmasının mümkün olmadığını, aradan geçen 55 yıldan sonra ipotek ilgilisine hiç bir menfaat sağlamadığını, süresinin sona ermiş olması nediniyle de ipoteğin maddi hükmü kalmadığını yalnızca şeklen tapu sicilinde varlığını sürdürdüğünü, rehin alacaklısının sadece adı ve soyadının bilgileri dahilinde olduğunu, bu davada ipotek alacaklısına husumet yöneltmesinin mümkün omadığından T6 zorunlu olarak taraf olarak gösterildiğini, bu nedenlerle taşınmaz üzerinde şeklen mevcut ipoteğin tapu sicilinden terkin edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
Derecede, yıllık %5 faiz ve 10/06/2020 süre ile ipotek tesis edildiği ve ipoteğin kesin borç ipoteği (karz ipoteği) niteliğinde süreli ipotek olduğu anlaşılmaktadır....
İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; incelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden 27.04.2007 günlü resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin bazı koşullarla kurulduğu, taraf1arca bu koşullar yerine getirildiği takdirde ipotek aktinin geçerli olacağının kararlaştırıldığı görülmektedir. Gerçekten, ipotek akit tablosunda ipoteğin davalı şirketten alınacak 5000 ton kömür bedeli ve ... Kömür Firmasına ait çeklerin davacıya iadesi koşulu ile kurulduğu yazılıdır. Borçlar Kanununun 149. maddesi uyarınca bir aktin varlığı ileride tahakkuk edecek bir hadiseye bağlı olarak kurulabilir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince; Taşınmazların 2981 sayılı Kanunu'nun 10/b maddesi uyarınca oluşan kadastro parseli olduğu, dava konusu taşınmazlardaki uygulamanın 10/01/1995 tarihinde kesinleştiği, yine bu kanun kapsamında taşınmazlar üzerinde davacı lehine bedele dönüştürmek suretiyle kanuni ipotek tesis edildiği, 2879 ada, 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davacı lehine tesis edilen kanuni ipotek bedeline esas arsa m2'sinin 60,00 m2 olduğu ancak bu kanuni ipoteğin davacının 27/05/2019 tarih ve 20056 yevmiye numaralı tescil istem belgesi ile Melikgazi Tapu Müdürlüğü'ne başvurarak ipoteğin bedelini alması sebebiyle terkin talebi doğrultusunda ipoteğin kaldırılmış olduğu, ipoteğin terkin edilmiş olması nedeniyle davalılardan T3 yönünden karar verilmesine yer olmadığına, aynı yer 2880 ada, 17 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davacı lehine tesis edilen kanuni ipotek bedeline esas arsa m2 'sinin 49,00 m2 olduğu, taşınmaz üzerindeki kanuni ipoteğin 250/382 hissesinin...
Davada kanuni ipoteğin terkini talep edildiğinden, terkin halinde ödenecek bedel davacının taşınmazına davalıya ait taşınmazdan imar parseli oluşturabilmek için kaç metrekare yer eklenmiş ise o miktardaki yerin dava tarihindeki rayiç değeridir. Belirlenecek bu bedelin depo ettirilmesinden sonra ipoteğin kaldırılmasına karar verilmelidir. Somut olayda, mahkemece bilirkişiye tespit ettirilen ipotek bedelinin verilen kesin süre içerisinde mahkeme veznesine depo edilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de bilirkişi raporunun usulünce yapılan bir keşfe dayanmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, mahallinde uzman bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak taşınmazın bulunduğu mevkideki emsal değerler gözetilmek suretiyle tapu kaydında 1.400,00 TL olarak belirtilen ipotek bedelinin dava tarihindeki rayiç değerini yeniden belirlemek ve bu bedeli depo ettirmek olmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı bankadan kullandığı konut kredisinin teminatı olarak banka lehine ipotek tesis edildiğini, krediye ilişkin borç tutarını tamamen ödemesine rağmen ipoteğin terkin edilmediğini ileri sürerek, taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
İpotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) Türk Medeni Kanununun 856.maddesi uyarınca tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde, alacaklı terkin taahhüdüne rağmen, terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Ancak bunun için, ana para ipoteğinde sözleşmedeki miktar ödenmiş olmalı veya ödenmemişse mahkemece alacaklıya ödenmek üzere depo ettirilmelidir. Kuşkusuz, ipoteğin çerçevesini resmi senet çizer. İpotek alacaklısı aksine sözleşme hükmü yoksa sözleşme hilafına bu bedelin arttırılmasını isteyemez. Somut uyuşmazlıkta, 03.03.1955 tarihinde tesis edilen ipotek 193.409,19 TL için kurulmuştur....