Davacı istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu ipoteğin, 28.02.2020 tarihinde yolsuz olarak terkin edildiğini, bu husus, Düzce 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile sabit olduğunu, işbu dava, ipotek alacaklısı Emine CIVGA’nın Düzce 3....
İmar uygulamasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK’nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; açılacak kadastral parselin ihyası davası sonucunda, dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın iptali ile kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. İmar uygulamasıyla tesis edilen kanuni ipoteğin dayanağı da idari işlem olup, bu idari işlemin iptaliyle ipotek tesisinin de illetten mücerret, yani "yolsuz" hale geleceği ve iptal edilmesi gerektiği açıktır. Nevarki; lehine ipotek tesis edilen davalının hakkı, kadastral parseldeki mülkiyet hakkına dayalıdır ve imar uygulamasıyla oluşturulan imar parselinin, dayanak idari işlemin iptaliyle sicil kaydının yolsuz hale gelmesi nedeniyle, davalının, kadastral parselin ihyası suretiyle mülkiyet hakkına kavuşacağı tartışmasızdır....
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; müvekkil bankanın kullandırmış olduğu krediye istinaden tesis edilen ipoteğin, Tapu Müdürlüğü tarafından yolsuz terkin edildiği, Sakarya 6....
tan satın aldığını ve bedelini de ödediğini, satın aldığı tarih itibariyle tapu kaydında davacı banka lehine herhangi bir ipotek şerhinin bulunmadığını, yolsuz terkin işlemiyle ilgisinin bulunmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... yanında feri müdahiller ... ve ..., davacı banka tarafından gönderilen ipotek terkini yazısını yanlış anlamaları sonucu her üç daire üzerindeki ipotek şerhini sehven terkin ettiklerini ancak söz konusu terkin işleminden sonra ipotek şerhinin korunması gereken 2 ve 5 nolu dairelerin davalı ... tarafından akrabası ve yakın ilişki içinde oldukları ... ve ...'e satıldığını, bu satış işlemlerinin tarafların birbirlerini tanıyor ve akraba olmaları nedeniyle danışıklı(muvazaalı) ve hileli olarak yapıldığını, dilekçeleri ekinde sundukları nüfus kayıtları ve diğer delillere göre taraflar arasında yapılan işlemin danışıklı olduğundan dolayı kendilerinin sorumlu tutulamayacaklarını beyan etmişlerdir....
İmar uygulamasıyla tesis edilen kanuni ipoteğin dayanağı da idari işlem olup, bu idari işlemin iptaliyle ipotek tesisinin de illetten mücerret, yani "yolsuz" hale geleceği ve iptal edilmesi gerektiği açıktır. Ne var ki; lehine ipotek tesis edilen davalının hakkı, kadastral parseldeki mülkiyet hakkına dayalıdır ve imar uygulamasıyla oluşturulan imar parselinin, dayanak idari işlemin iptaliyle sicil kaydının yolsuz hale gelmesi nedeniyle, davalının, kadastral parselin ihyası suretiyle mülkiyet hakkına kavuşacağı tartışmasızdır. Böylesi bir durumda da, kadastral parseldeki mülkiyet hakkına dayalı olarak imar parselinde tesis edilen kanuni ipotek, ancak kaydın eski hale getirilmesi (kadastral parselin ihyası) durumunda terkin edilebilir....
Dava, ipoteğin yolsuz terkininden kaynaklanan ipoteğin yeniden tescili olmazsa ikinci kademede tazminat isteğine ilişkindir. 4. Dava konusu 4693 ada 39 parsel sayılı taşınmazda kain 2 ve 5 numaralı bağımsız bölümler ile dava dışı 3 numaralı bağımsız bölümde davacı banka lehine 13.03.2012 tarihinde ipotek tesis edildiği, davacı bankanın 18.06.2012 tarihli fek yazısıyla açıkça 3 numaralı bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin kaldırılması yönünde talepte bulunduğu, ne var ki Tapu Müdürlüğü tarafından 19.06.2012 tarihinde 2, 3 ve 5 numaralı bağımsız bölümlerdeki ipoteklerin terkin edildiği bu haliyle 2 ve 5 No.lu bağımsız bölümlerde ipotek terkininin hukuki dayanağı bulunmadığından yolsuz terkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu aşamadan sonra, 2 numaralı bağımsız bölüm üzerinde 01.10.2012 tarihinde davalı ... lehine ipotek tesis edildiği ve taşınmazın da 16.10.2012 tarihinde davalı ...'...
ve Hayrettin Kaplan lehine 27/04/1994 tarih ve 1876 yevmiye ile tesis edildiğini, 300.000- ETL bedelli ipotek terkin edilmesini talep ettiğini, bu talebin müvekkili tarafından belirtilen Tapu Dairesi Başkanlığının talimatına istinaden 23/07/2020 tarih 6791 yevmiye ile ipotek terkin harcı tahsil edilerek sicilden terkin edildiğini, süreli ipoteğin terkinine yönelik iş ve işlemler mevzuata uygun olarak yapıldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
ve Hayrettin Kaplan lehine 27/04/1994 tarih ve 1876 yevmiye ile tesis edildiğini, 300.000- ETL bedelli ipotek terkin edilmesini talep ettiğini, bu talebin müvekkili tarafından belirtilen Tapu Dairesi Başkanlığının talimatına istinaden 23/07/2020 tarih 6791 yevmiye ile ipotek terkin harcı tahsil edilerek sicilden terkin edildiğini, süreli ipoteğin terkinine yönelik iş ve işlemler mevzuata uygun olarak yapıldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İmar uygulamasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK’nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; açılacak kadastral parselin ihyası davası sonucunda, dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın iptali ile kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. İmar uygulamasıyla tesis edilen kanuni ipoteğin dayanağı da idari işlem olup, bu idari işlemin iptaliyle ipotek tesisinin de illetten mücerret, yani "yolsuz" hale geleceği ve iptal edilmesi gerektiği açıktır. Ne var ki; lehine ipotek tesis edilen davalının hakkı, kadastral parseldeki mülkiyet hakkına dayalıdır ve imar uygulamasıyla oluşturulan imar parselinin, dayanak idari işlemin iptaliyle sicil kaydının yolsuz hale gelmesi nedeniyle, davalının, kadastral parselin ihyası suretiyle mülkiyet hakkına kavuşacağı tartışmasızdır....
İmar uygulamasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK’nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; açılacak kadastral parselin ihyası davası sonucunda, dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın iptali ile kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. İmar uygulamasıyla tesis edilen kanuni ipoteğin dayanağı da idari işlem olup, bu idari işlemin iptaliyle ipotek tesisinin de illetten mücerret, yani "yolsuz" hale geleceği ve iptal edilmesi gerektiği açıktır. Nevarki; lehine ipotek tesis edilen davalının hakkı, kadastral parseldeki mülkiyet hakkına dayalıdır ve imar uygulamasıyla oluşturulan imar parselinin, dayanak idari işlemin iptaliyle sicil kaydının yolsuz hale gelmesi nedeniyle, davalının, kadastral parselin ihyası suretiyle mülkiyet hakkına kavuşacağı tartışmasızdır....