Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tescili talep edilen taşınmazın tapuda kayıtlı olup olmadığı ve neden tespit dışı bırakıldığı hususu sorulmamış, dava konusu taşınmaz paftasında yol ve dere olarak görünmesine rağmen uzman jeolog bilirkişisinden rapor alınmamış, kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında gerekli yerel ve gazete ilanları yapılmamıştır....

    Dava, tespit harici yol olarak bırakılan taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği sebebiyle tescili istemine ilişkindir. Kadastro sırasında tescil harici bırakılan dava konusu yerler hakkında 4721 sayılı TMK'nın 713/4-5 maddeleri gereğince gerekli yerel ve gazete ilanlarının yapılması gerekmekte olup, somut olayda mahkemece bu ilanların yapılmadığı anlaşılmaktadır. O halde TMK 713/4-5 maddeleri gereğince yasal ilanlar yapılarak itiraz süresi beklenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Belirtilen hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 08.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava konusu edilen taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakıldığı, 2010 yılında idari yoldan ... adına tapuya tescil edildiği, bilahare 2011 yılında imar uygulamasına konu edilerek imar parselleri, park ve imar yollarının oluşturulduğu, imar parsellerinin bir kısmında imara giren ve şahıslar adına kayıtlı taşınmazlarından dolayı pay verildiği, eldeki davanında imar uygulamasından sonra imar parselleri ile imar sonucunda park ve yol olarak bırakılan kısımlar hakkında imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davacılar adına tescili istemiyle açıldığı, kısmen kabulüne dair verilen hükmün taraflarca temyiz edilmesi üzerine, Dairemizce; 08.05.2015 tarih 2014/15516 Esas, 2015/5809 Karar ilamıyla "Davanın 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesine göre yapılan imar uygulama bölgesinin tescili ile oluşmuş taşınmazın iptal ve tescili istemine ilişkin olduğu, temyiz inceleme görevinin 14....

        Dava, kadastro tespiti sırasında davalı ... adına tespit ve tescil edilen 103 ada 18 parsel sayılı taşınmazın bir bölümüne yönelik tapu iptal ve tescil; ayrıca yol olarak tescil harici bırakılan taşınmaz bölümü yönünden de tescil istemine ilişkindir....

          Tescil harici yönlerin komşu parselleri hakkında ... tespit tutanaklarının düzenlenmesi usulüne uygun olarak sürdürülen zilyetliği kesintiye uğratmaz. Dolayısıyla davacı ... tespiti öncesinden beri sürdürdüğü zilyetlik veya başka hukuki nedenlere dayanarak adına tescil talebinde bulunabilir. 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde yalnızca hakkında tutanak düzenlenen taşınmazlarla ilgili olarak on yıllık hak düşürücü süre belirlenmiş olup, gerek 3402 sayılı Yasa'da, gerekse de 4721 sayılı Yasa'nın tescil hükümlerini düzenleyen maddelerinde, hakkında tutanak düzenlenmeyen ya da tescil harici bırakılan yerler hakkında ... öncesi veya sonrası nedenlere dayanılarak dava açılmasını engelleyen ya da hak düşürücü süre belirleyen herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre, tescil harici bırakılan bu tip yerler hakkında süreye bağlı olmaksızın her zaman tescil davası açılabilmesi mümkündür....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TESCİL Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı, ... Köyü çalışma alanında bulunan ve 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tespit harici yol olarak bırakılan taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği sebebiyle tescili istemine ilişkindir....

              Davacı, 2000 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 106 ada 22 parsel sayılı taşınmazın adına tespit ve tescil edildiğini belirterek; bu taşınmazın güneyinde yol olarak tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün kadastrodan önceki zilyetliği de gözetilerek adına kayıt ve tesciline karar verilmesi istemiyle 2009 yılında dava açmıştır. Mahkemece, davacının kadastro tespitinden önceki zilyetliğe dayandığı, çekişmeli taşınmazın tespit harici bırakıldığı tarih ile davanın açıldığı tarih arasında dava açmak için gerekli makul sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Gerek 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nda, gerekse yürürlükte bulunan diğer mevzuatta, kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmazların kadastrodan önceki nedenlere dayalı olarak tescili istemiyle açılacak davaların, belirli bir süre içinde açılmasını öngören bir hüküm bulunmamaktadır....

                Mahkemece, paftasında yol olarak gösterilmek suretiyle tespit harici bırakılan ve fen bilirkişi raporunda kırmızı renkle gösterilen 74,51 metrekare yüzölçümündeki dava konusu taşınmazın tescili istemi ile kadastrodan önceki sebeplere dayalı iddia yönünden davanın makul sürenin geçtikten sonra açılması, tespit sonrasında ise davacının zilyetliğinin 20 yıla ulaşmadığı gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiştir. Ne var ki, dava dilekçesindeki “dava konusu ettiğimiz köy yolu olarak bırakılan yerde aslında bir köy yolu yoktur.” şeklindeki ifadeden de anlaşılacağı üzere davacı tespit harici bırakılmadan önce taşınmazın yol olmadığını ileri sürerek dava açmıştır. Gayrimenkul mevzuatımızda, kadastro sırasında haklarında kadastro tutanağı düzenlenmeyen ve tescil harici bırakılan taşınmazlara ilişkin olarak, kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açma hakkını süre ile sınırlayan herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır....

                  Yargılama sırasında, eski 561 parsel kapsamında kalan taşınmazın 1983 yılında yapılan kadastro sırasında kısmen 283, 284, 286 ve 289 parsel numarası ile ... adına tescil edildiği, kısmen de 288 parsel ve yol olarak tespit harici bırakıldığı anlaşılmıştır. Davalı ... Yönetimi, 15/09/2005 tarihli cevap dilekçesinde ve 24/05/2012 tarihli asli müdahale dilekçesinde, taşınmazın 288 parsel ve 1674 m² yol olarak tescil harici bırakılan kısmının orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek, taşınmazın orman niteliği ile ... adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından esasa; davalı ... vekili tarafından vekâlet ücretine yönelik temyiz edilmiştir. Dava, tapulama harici bırakılan taşınmazın tescili ve parsel numarası alan taşınmazlarda ise tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

                    HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TESCİL Taraflar arasında görülen kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istekli davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince, davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı ... vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi tarafından istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş olup, karar yasal süre içerisinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği görüşüldü. Dava, kadastro sırasında yol vasfıyla tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tescili isteğine ilişkindir. Davacı ... kadastro sırasında yol vasfıyla tescil harici bırakılan çekişmeli taşınmazın tapuda adına kayıtlı ... ada ... parsel sayılı taşınmazın devamı olduğu iddiasıyla, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayanarak bu yerin adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu