Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, boşanma ilamıyla müşterek çocuk için hükmolunan aylık 75 TL iştirak nafakasının 150 TL'ye; 150 TL yoksulluk nafakasının aylık 250 TL'ye çıkarılması talep ve dava edilmiştir.Davalı vekili cevabında; boşanma ilamıyla davacı lehine yoksulluk nafakası hükmolunmadığını ancak müvekkilinin kendisini borçlu zannederek yoksulluk nafakası ödediğini, müvekkilinin maddi durumunun kötü olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, müşterek çocuk için hükmolunan 75 TL iştirak nafakasının 150 TL'ye artırılmasına karar verilmiş; davacıya kesinleşen boşanma ilamında yoksulluk nafakası hükmedilmediği gerekçesiyle davacının yoksulluk nafakasının artırılmasına ilişkin davasının reddi yönünde hüküm tesis edilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar ......

    Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakası ile davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının artırılması talebinde bulunmuş ve nafakalar için yasal faiz istediğini belirtmiş, mahkemece iştirak ve yoksulluk nafakaları hakkında hüküm kurulduğu halde faize ilişkin talep hakkında, Hukuk Muhakemeleri Kanunun emredici kuralına aykırı şekilde olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu durumda; artırılmasına hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakaları için istenen faiz talebi hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmemesi hatalı olmuştur. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacı kadın vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin kabulü ile iştirak ve yoksulluk nafakalarına, nafakaların muaccel olduğu tarihten itibaren geçerli olmak üzere yasal faiz uygulanmasına hükmedilmek suretiyle kararın HMK 353/1- b-2 maddesi uyarınca düzeltilmesi cihetine gidilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırımı ve iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili olan davacı ile müşterek çocuğa ödenen yoksulluk ve iştirak nafakalarının günün koşullarına ve artan ihtiyaçlara göre yetersiz olduğunu belirterek, 175 TL olan yoksulluk nafakasının aylık 475 TL'ye; 100 TL olan iştirak nafakasının ise aylık 400 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir....

      Sayılı dosyası ile bu nafakaların artırılmasını talep ettiğini, yoksulluk nafakasının 50 TL iştirak nafakasının 100 TL artırılmasına karar verildiğini kararın istinaf edilmesi sonucu 300,00 TL iştirak nafakası ödenmesine hükmedildiğini ve kararın kesinleştiğini, davalının ekonomik durumunda iyileşme olduğunu, bu nedenle yoksulluk nafakasının yasal şartlarının ortadan kalktığını, davalının anne ve babasının vefatından sonra miras kalması sebebiyle ve halen annesinden intikal eden evde kalarak kira ödemediği halde düzenli maaş aldığı göz önünde bulundurulduğuna ekonomik durumunun müvekkilden iyi olduğunu, müvekkilin ise yeniden evlendiğini, kirada oturduğu için aylık sadece 1.300,00 TL barınma masrafı olduğunu, barınma ve nafaka masraflarını karşıladığından kalan maaşla müvekkilin evinin geçimini temin etmesinin mümkün olmadığını, tüm bu sebeplerle davanın kabulüne, nafakanın kaldırılması taleplerinin kabul edilmediği takdirde nafakanın azaltılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakası arttırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; boşanma davasında hüküm altına alınmış olan yoksulluk ve iştirak nafakalarının yetersiz kaldığını ileri sürerek; yoksulluk nafakasının 200 TL’ den 500 TL’ ye, iştirak nafakasının ise çocuklardan her biri için 150 TL den 250’şer TL ye artırılmasını talep etmiştir....

        , nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılacağının tespitine karar verildiği, davalı kadın yararına aylık 1.500,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedildiği, kararın 29/01/2020 tarihinde kesinleştiği, davacı tarafça davalı kadın için bağlanan aylık 1.500,00TL yoksulluk nafakasının 1.250,00TL'ye, iştirak nafakasının ise aylık 1.250,00TL'ye indirilmesinin talep edildiği, davalı tarafça davanın reddinin istendiği, ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, Ceyhan Aile Mahkemesi'nin 2020/31 Esas 2020/42 Karar sayılı ilamı ile davalı kadın için verilen aylık 1.500,00TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 1.250,00TL'ye indirilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının Ceyhan Aile Mahkemesi'nin 2020/31 Esas 2020/42 Karar sayılı ilamı ile reşit olmayan müşterek çocuk Elifsu Büyüktaş için hükmedilen aylık 2.000,00TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 1.500,00TL'ye indirilmesine...

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması veya Azaltılması-İstirdat/Yoksulluk Nafakasının Artırımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından yoksulluk nafakasının kaldırılması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Kaldırılmasına karar verilen yoksulluk nafakasının yıllık toplam miktarı 4.800 TL olup karar tarihindeki kesinlik sınırı 78.630 TL'yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir. Açıklanan nedenle davalı-karşı davacı kadının yoksulluk nafakasının kaldırılması davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....

          HD'nin 02.07.2009 tarih ve 2008/10835 E, 2009/13052 K sayılı ilamıyla sadece davacı kadın yararına takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakasının fazla bulunması nedeniyle bozulmuş, bozmadan sonra 07.10.2010 tarihli duruşmada davacı kadının yoksulluk nafakası ve tedbir nafakasından vazgeçtiğini beyan etmesi üzerine Mahkemece vazgeçme nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ve anılan bu karar temyiz edilmediğinden 19.02.2013 tarihinde kesinleşmiştir. İcra takibi 16.07.2012 tarihinde başlatılmış ise de bozma ilamından sonra duruşmada yoksulluk nafakası ve tedbir nafakasından vazgeçildiğinden artık kadın yönünden nafaka alacağı talep edilemez. Öte yandan müşterek çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ise bozma kapsamı dışında kaldığından kesinleşmiştir....

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Yerel mahkemece verilen kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davalının gerçek maddi geliri bakımından detaylıca araştırma yapılarak hakkaniyete uygun olacak şekilde nafaka artırımı yapılması gerekirken bu hususlar göz ardı edilerek yoksulluk ve iştirak nafakalarında cüzi miktarda artış yapılmış olmasının hakka ve hukuka aykırı olup kararın bozulmasını, yukarıda arz ve izah edilen nedenler ile yerel mahkemece verilen kısmen kabul kararının kaldırılarak davanın tam kabulüne karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ederek kararı istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava iştirak ve yoksulluk nafakasının artırımı (TMK.nun 175, 182/3. ve 176/4. mad.) davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı taraf süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

            Somut uyuşmazlıkta; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiş olup, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, yoksulluk nafakasının niteliği, ekonomik göstergelerdeki olumsuz değişiklikler ve ÜFE artış oranları dikkate alındığında davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının fazla olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, iki dava tarihi arasındaki endeks artış oranları ve TMK'nun 4. maddesinde vurgulanan "hakkaniyet" ilkesi de dikkate alınarak; yoksulluk nafakasının ÜFE artış oranında artırılmasına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yoksulluk nafakasının fazladan artışına karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....

              UYAP Entegrasyonu