Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, tarafların boşanmalarına ilişkin hükmün tarafların temyizden feragat etmesiyle 19.07.2007 tarihinde kesinleştiği, şikayet konusu icra takibinin ise boşanma davasının kesinleşmesinden sonra boşanma protokolünün uyarlanması sonucu yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da TL karşısında azaltılması talebi ile açılan davada ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11....
için hükmedilen aylık 100 TL olan iştirak nafakasının aylık 250 TL arttırımı ile aylık 350 TL'ye çıkartılmasına, müşterek çocuk ... için hükmedilen aylık 100 TL olan iştirak nafakasının aylık 200 TL arttırımı ile aylık 300 TL'ye çıkartılmasına ve nafakaların yıllık TEFE, TÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir....
Davalı; davacı ile boşandıklarını, kararın kesinleştiğini, davacı ve müşterek çocuklar için toplam aylık 1.000 TL nafaka bağlandığını, kendisinin yeniden evlendiğini ve borçlandığını, ayrıca kendisine ait malvarlığı olmadığını, istenilen nafakaların çok yüksek olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacı ... yararına yoksulluk nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 700 TL'ye yükseltilmesine, tarafların müşterek çocuğu 2001 doğumlu Birkan yararına iştirak nafakasının yine dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 500 TL'ye yükseltilmesine, tarafların müşterek çocuğu 2011 doğumlu Samet yararına iştirak nafakasının yine dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 350 TL'ye yükseltilmesine, fazlaya yönelik talebin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Dosyadaki bilgilerden; davacının mimar olduğu, Etiyopya ' da çalıştığı; davalının ise, ev hanımı olduğu, asgari ücret ile çalıştığı işinden ayrıldığı; yoksulluk nafakasının kaldırılmasını veya indirilmesini gerektirecek nitelikte tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında değişiklik olduğunu, davacının ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. ./.. -2- Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının ekonomik durumunda herhangi bir olumsuzluk bulunmadığı, davalının da ekonomik durumunda herhangi bir artış ve iyileşme olmadığı anlaşıldığından; mahkemece, yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesine ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken; delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
yoksulluk nafakasının aylık 350 TL'ye, müşterek çocuklar Emre ve Ramazan için aylık 75'er TL olan iştirak nafakasının aylık 300,00'er TL'ye çıkartılarak toplam 950,00 TL nafakaya hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 11/06/2014 NUMARASI : 2013/1565-2014/751 Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dilekçesinde; davalı ile boşanmaları neticesinde, kendisi lehine 140 TL, müşterek çocuk lehine 120 TL olarak hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakalarının, sırasıyla 300 TL ve 400 TL' ye yükseltilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; aylık gelirinin 900 TL olduğunu, nafaka dışında müşterek çocuğa katkıda bulunduğunu; ayrıca, kredi ve birikmiş nafaka borçlarının bulunduğunu, maddi durumunun nafaka artırmaya elverişli olmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir....
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların boşanma davasındaki ekonomik ve sosyal durumları ile yoksulluk nafakasının kaldırılması davasındaki durumlarının aynı olduğu, davalının yurt dışından yardım aldığına dair bilgi ve belge olmadığı, davalının meslek sahibi olmasına rağmen gelirinin olmadığı, davalının babasından yardım almasının davacının nafaka yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, bu nedenlerle davalının yoksulluk nafakasının kaldırılmasını veya indirilmesini gerektirecek nitelikte sosyal ve ekonomik durumunda değişiklik olmadığı anlaşılmaktadır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının ekonomik durumunda herhangi bir kötüleşme bulunmadığı, davalının da ekonomik durumunda herhangi bir artış ve iyileşme bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucunda davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....
verdiğini, bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yargıtay kararlarında da açıklandığı üzere anlaşmalı boşanmanın yoksulluk durumunun ortadan kalkması halinde yoksulluk nafakasına ilişkin ödemelerin de kaldırılması gerektiğini, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde hükmedilen yoksulluk nafakasının indirilmesi gerektiğini, buna ilişkin de Yargıtay kararlarının mevcut olduğunu, yerel mahkemece; bu hususlar hiç göz önünde bulundurulmadan, iddialarının neden kabul edilmediği yeterince gerekçelendirilmeden, iddialarına dayanak olan delillerden hiç bahsedilmeden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi gerekçeli karar hakkının da ihlali niteliğinde olduğunu, yoksulluk nafakasının ve yerel mahkeme kararının anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının talepleri doğrultusunda kaldırılması istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur....
Bu nedenle davacı kadın ve müşterek çocuğa takdir edilen yoksulluk ve iştirak nafakalarının TÜİK tarafından belirlenen yıllık ÜFE oranı üzerinden artışı gerekir. İlk Derece Mahkemesince yapılan iştirak ve yoksulluk nafakası artışlarının ÜFE artış oranının altında kaldığı, bu nedenle davacının istinaf talebinin kısmen kabulü ile ÜFE artış oranına göre tespit edilen 990,00 TL yoksulluk nafakası ve 600 TL iştirak nafakasının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-)Davacı vekilinin, istinaf talebinin HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KISMEN KABULÜ ile; İlk Derece Mahkemesi kararının KALDIRILARAK, YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, BUNA GÖRE; 1- Davanın KABULÜ ile; Konya 5....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda; asıl davada yoksulluk nafakasının kaldırılması/indirilmesi davasının reddine, karşı davada davalı-karşı davacı için bağlanan aylık 1000,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 350,00 TL artırılarak aylık 1.350,00 TL'ye, müşterek çocuklardan Halil İbrahim ve Murat için bağlanan aylık 500,00' er TL iştirak nafakasının aylık 170,00'er TL artırılarak aylık 670,00'er TL ye çıkartılmasına, birleşen dava dosyasında davalı-karşı davacı için bağlanan aylık 1000,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 350,00 TL artırılarak aylık 1.350,00 TL'ye, müşterek çocuklardan Halil İbrahim ve Murat için bağlanan aylık 500,00' er TL iştirak nafakasının aylık 170,00'er TL artırılarak aylık 670,007er TL ye çıkartılmasına karar verilmiştir....