Toplanan delillerin değerlendirilmesi neticesinde; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü de dikkate alındığında davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası ve ortak çocuk lehine hükmedileniştirak nafakasının miktarı uygundur. Bu sebeple Dairemizin 11.04.2018 tarih, 2016/15216 esas, 2018/4880 karar sayılı bozma ilamının 4. (yoksulluk nafakasına yönelik bozma)ve 5. (iştirak nafakasına yönelik bozma) bentlerinin kaldırılmasına, hükmün yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası yönlerinden de onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklandığı üzere kadının karar düzeltme isteğinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 440-442. maddeleri gereğince kısmen KABULÜNE, yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple Dairemizin 11.04.2018 tarih, 2016/15216 esas, 2018/4880 karar sayılı bozma ilamının 4. (yoksulluk nafakasına yönelik bozma) ve 5....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı kadının iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; İlk derece mahkemesince verilen kararlar, istinaf edilmeyen yönlerden kesinleşmiş olup istinaf edilmeyen konular temyize getirilemez. Davalı-davacı kadın tarafından iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebi bulunmadığından, istinaf edilmemiş bu yöne ilişkin temyiz hakkı bulunmamaktadır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/2250 KARAR NO : 2020/915 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ERZİNCAN AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 30/04/2019 NUMARASI : 2018/958 ESAS- 2019/334 KARAR DAVA KONUSU : Yoksulluk ve İştirak Nafakası KARAR : Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakası davasının yapılan açık yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince verilen hüküm süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmekle dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Nazilli 1....
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-Davacı davalı kadın vekilinin kusur, iştirak ve yoksulluk nafakası dışındaki tüm istinaf taleplerinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, B-Davacı davalı kadın vekilinin kusura yönelik istinaf talebinin HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KISMEN KABULÜNE, C-Davacı davalı kadın vekilinin iştirak nafakasına ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 4.bendindeki iştirak nafakasına, 5.bentteki yoksulluk nafakasına yönelik kısımların KALDIRILARAK yerlerine 4b ve 5b bentleri olarak yeniden hüküm tesisine, (4. ve 5.bentlerdeki tedbir nafakalarına yönelik kısımların 4a ve 5a bentleri olarak aynen muhafazasına,) BUNA GÖRE: 4.bentteki iştirak nafakası yerine geçmek üzere 4b bendi olarak: Boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 500,00TL iştirak nafakasının davalı davacı erkekten alınarak davacı davalı kadına ödenmesine, 5.bentteki yoksulluk...
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve küçüklerin ihtiyaçlarına göre; kadın lehine hükmedilen tedbir/yoksulluk ve müşterek iki çocuk lehine takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece gerekçeli kararın hüküm fıkrasında davacı karşı davalı lehine aylık 500 TL yoksulluk nafakası taktir edilmiş, yine gerekçeli kararın hüküm fıkrasında kararın kesinleşmesine müteakip davacı-karşı davalı ve ortak çocuk ....için ayrı ayrı 200’er TL davacı-karşı davalı için yoksulluk nafakası, ortak çocuk için ise iştirak nafakası taktir edildiği belirtilerek gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında yoksulluk nafakası yönünden çelişki yaratıldığı gibi tefhim edilen kısa kararda da iştirak nafakası ile ilgili bir hüküm kurulmayarak gerekçeli kararın hüküm fıkrası ile kısa karar arasında da çelişki yaratılmıştır....
İstinaf Sebepleri 1.Davacı erkek istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararını aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, kusur tespiti, reddedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden istinaf ettiği görülmüştür. 2.Davalı kadın istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararını kusur tespiti, maddî ve manevî tazminatlar, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, boşanma yönünden istinaf ettiği görülmüştür. C....
Ancak, davanın evlilik birliği devam ederken ayrı yaşamaya dayalı tedbir nafakası niteliğinde olduğu, taraflar arasında gerçekleşmiş kesinleşmiş boşanma davası bulunmadığı, yoksulluk ve iştirak nafakalarının boşanmanın kesinleşmesinden sonra hüküm ifade etmesi nedeniyle sadece tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken “karar kesinleştikten sonra tedbir nafakasının yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına” karar verilmesi doğru değilse de; bu konunun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün 1-a maddesindeki "karar kesinleştikten sonra tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına" ve 1-b maddesindeki “ karar kesinleştikten sonra tedbir nafakasının iştirak nafakası olarak devamına” ifadelerinin hükümden çıkartılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Verilen istinaf kararında davacı kadının sürekli gelir getiren bir işte çalıştığı, elde ettiği gelire göre boşanma yüzünden yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle yoksulluk nafakası (TMK m. 175) talebinin reddine karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı kadının asgari ücretle çalıştığı, davalı erkeğin ise çiftçilik ve hayvancılık yaptığı (15 adet büyükbaş hayvan), iki aracının olduğu, durumunun çok iyi olduğu anlaşılmaktadır. Asgari ücret seviyesindeki gelir kişiyi yoksulluktan kurtarmaz (HGK 24.12.2014 tarih, 2013/2-1364 Esas-2014/1082 Karar sayılı kararı). Yoksulluk nafakası koşulları davacı kadın yararına gerçekleşmiş olup, erkeğin sosyal ve ekonomik durumu da göz önüne alınarak kadın lehine uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, yazılı gerekçe ile bu talebin reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Dairemizce uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yapılan incelemede; Davalı-karşı davacı Hatice Sarılar'ın maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası taleplerinin kısmen kabulü ile davalı- karşı davacı kadın yararına 20.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminat (TMK md. 174/2) ile aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına ve müşterek çocuklar Şükran Sarıcalar ve Gülşen Naz Sarıcalar için aylık 400,00'er TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, kararın sair hususlara ilişkin bölümleri kesinleştiğinden bu konuda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....