Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının kabulü yönünden kararının kaldırılarak, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile müvekkilinin talebi doğrultusunda yoksulluk nafakasının arttırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Asıl dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine, karşı dava ise; iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırılması talebine ilişkindir....

Dairemizce; tarafların eşit kusurlu olduğundan bahisle kadın lehine maddi tazminat verilemeyeceği gerekçesiyle karar bozulmuş, mahalli mahkemece bozma ilamına uyulmakla; her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine ve davacı kadının maddi ve manevi tazminat talebi ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkemece bozma sonrası verilen kararda kesinleşen tarafların boşanma davalarının kabulü, velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi, tedbir ve iştirak nafakası, yoksulluk nafakası, kadının manevi tazminat talebinin reddi hakkında yeniden hüküm kurulması doğru değildir. Ne var ki bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümlerinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....

    İlk derece mahkemesince tarafların boşanmalarına dair verilen kararın kesinleşme tarihi 20/04/2015 olup, kararda müşterek çocuk için hükmedilen aylık 250,00 TL iştirak ve davalı için hükmedilen aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasının her yıl kararın kesinleşme tarihi itibari ile Üfe oranında artırılmasına karar verildiği, 20/04/2016 tarihi ile mevcut dosyanın dava tarihi olan 18/01/2019 tarihi arasında nafakaların üfe oranı ile artışla hesaplanan miktarlarının dava tarihi olan 2019 yılının kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşılmıştır. Davacı dava dilekçesinde, davalı lehine hükmedilen, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ve iştirak nafakasının ise şahsi ilişki sağlanması halinde devamına karar verilmesini talep etmiştir. HMK'nın 341/2 "Miktar veya değeri 5,390,00 Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir....

    Hükmün taraflarca temyizi üzerine, Dairemizin 18.06.2019 tarihli, 2019/2816 esas ve 2019/7304 karar sayılı ilamı ile tarafların sair temyiz itirazları reddedilmiş, ortak çocuklar yararına hükmolunan tedbir nafakaları ile ortak çocuk Doğa Elif yararına hükmolunan iştirak nafakasının çok olduğu, ayrıca kadının yeniden usulünce ekonomik ve sosyal durumu araştırılarak sonucu uyarınca yoksulluk nafakası talebi hakkında hüküm kurulması gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Bozmadan önce verilen ilk hükmün yalnızca davacı kadın tarafından temyiz edildiği gözönüne alındığında, davacı kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesi hususunda kadın yönünden usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Ne var ki, bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırılmış olup davacı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında yeniden araştırma yapılmasına yönelik bozma kararı verilmesi doğru olmamıştır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası miktarı da uygundur....

      Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir. Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Bundan ayrı olarak; TMK.327.maddesinde "çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır" denilmektedir. Somut olayda; müşterek çocuk için belirlenen iştirak nafakasının üzerinden dava tarihine kadar 5 yıla yakın zaman geçmiştir. Bu zaman içerisinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları gibi müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır. Paranın alım gücü en azından enflasyon oranında da azalmıştır....

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/04/2022 NUMARASI : 2021/776 ESAS, 2022/374 KARAR DAVA KONUSU : İŞTİRAK NAFAKASI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Sakarya 3.Aile Mahkemesinin 2021/385 E.-402 K. sayılı ilamı ile boşandığını, çocuklar için iştirak nafakası hükmedilmediğini, aradan geçen süre içinde babanın çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığını, para göndermediğini bu nedenlerle çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 1.500'er TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, takdir edilen nafakanın her yıl üfe-tüfe oranında arttırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırımı ve iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili olan davacı ile müşterek çocuğa ödenen yoksulluk ve iştirak nafakalarının günün koşullarına ve artan ihtiyaçlara göre yetersiz olduğunu belirterek, 175 TL olan yoksulluk nafakasının aylık 475 TL'ye; 100 TL olan iştirak nafakasının ise aylık 400 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakası talebi ve iştirak nafakasının artırımı talebi davasında yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....

            Mahkemece; iştirak nafakasının artırılması talebinin kısmen kabulü ile yoksulluk nafakası bağlanması talebinin ise boşanma dosyasında davacının yoksulluk nafakası talebinden vazgeçtiği gerekçe gösterilerek, reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili ve davalı temyiz etmektedir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. Ancak; taraflar, ...... ....Aile Mahkemesinin 2009/275 E.-2012/357 K.sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşanmışlardır. Yargılama esnasında davacı kadın “kendisiyle ilgili nafaka ve tazminat talebi olmadığını” beyan etmiş, mahkemece de; “Taraflar birbirinden nafaka ve tazminat talep etmediğinden bu hususta karar verilmesine mahal olmadığına” hükmedilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından 07.06.2016 tarihli tavzih kararı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulüne karar verildiği, kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmının 5 nolu bendinde "Dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı için 150 TL tarafların ortak çocuğu için 100 TL tedbir nafakasının her ay davalıdan alınarak davacıya verilmesine" şeklinde yazıldığı yoksulluk ve iştirak nafakası hakkında ise bir karar verilmediği ve bu kararın Yargıtay aşamasından geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır....

                UYAP Entegrasyonu