Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı-k.davalı, dava dilekçesi ile 2007 yılında davalı lehine hükmedilen 500,00 TL yoksulluk nafakasını ekonomik şartların değişmesi nedeniyle ödeyemeyeceğini beyanla yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı-k.davacı ise birleşen dava dilekçesi ile, kendisi için 2007 yılında hükmedilen 500 TL yoksulluk nafakasının 1.000TL 'ye çıkartılmasını ve müşterek çocuk için de aylık 500 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, davacı-k.davalının anlaşmalı boşanmadan sonra durumunda aleyhinde olağanüstü bir değişikliğin meydana gelmediğinden yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine, davalı-k.davacının ise yoksulluk nafakası ödenmeye başladıktan sonra babadan dolayı yetim aylığı almaya başladığından yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddine...

    Boşanma davası sırasında annenin, velayeti altında bulunan küçüğün menfaatine aykırı olarak ve henüz tahakkuk etmemiş (doğmamış bir alacaktan) iştirak nafakasından feragati geçersizdir. Feragate ilişkin beyanı, küçüğün ergin olacağı tarihe kadar sürecek olan nafakayı kapsamaz. İştirak nafakası her an doğup işleyen haklardandır. O halde mahkemece, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile küçüklerin ihtiyaçları nazara alınarak uygun miktarda iştirak nafakasına karar verilmesi gerekirken, yazılı ve yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Sonuç olarak; davacının iştirak ve yoksulluk nafakası miktarlarına, davalının ise nafakalara uygulanan ÜFE oranında artış ve faize yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek sonuç ve kanaatine varılmıştır. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1- Davacının, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarlarına, davalının ÜFE oranında artış ve faize yönelik istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanun'unun 353/1- b-2 maddesi gereğince KISMEN KABULÜNE, tarafların sair istinaf taleplerinin ESASTAN REDDİNE, ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 1,2,3 ve 4 ve 5.bentlerinin HÜKÜMDEN KALDIRILMASINA, 2- Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, Ankara Batı 3....

      Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflarca Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca açılan boşanma davalarının birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda, ilk derece mahkemesince davacı-davalı erkeğin davasının reddine, davalı-davacı kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin anneye verilmesine, çocuklar için tedbir, iştirak nafakası ile davalı-davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmiş, davalı-davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası isteminin ise reddine karar verilmiş; hüküm, davacı-davalı erkek tarafından kusur tespiti, aleyhine hükmedilen tazminatlar, iştirak nafakası ve vekalet ücreti yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakaları ile tazminatların miktarı, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talebi yönünden istinaf edilmiştir....

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 02/12/2021 NUMARASI : 2021/293 2021/1314 DAVA KONUSU : İştirak ve Yoksulluk Nafakalarının Artırılması-Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması KARAR : Taraflar arasındaki  yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması/yoksulluk nafakasının kaldırılması konulu karşılıklı davaların yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesinin yukarıda tarihi ve numarası gösterilen  kararına  karşı, davacı/karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353- 355 ve 356.maddeleri gereğince  dosya incelendi ,gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özet ile; davacı lehine hükmedilmiş olan 450,00 TL yoksulluk nafakasının 750,00 TL ye, müşterek çocuk lehine hükmedilmiş olan 350,00 TL iştirak nafakasının 500,00 TL ye çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

        Mahkemece; asıl ve karşı davanın kabulü ile TMK'nun 166/1.maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetleri anneye verilerek baba ile aralarında kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 er TL tedbir, aylık 600,00 er TL iştirak nafakasına, tarafların tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir....

        TL yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep etmiştir....

        Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece Akşehir Asliye (Aile) Mahkemesinin 2010/588 Esas ve 2011/1032 Karar sayılı ilamında kadın ve müşterek çocuk için yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedildiğinden iştirak ve yoksulluk nafakası yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği belirtilmiş ise de, ilgili dosyanın incelenmesinde ana dosya davacısı kadın lehine aylık 200,00 TL ile anne yanındaki müşterek çocuk lehine aylık 100,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği ve bir boşanma hükmü bulunmadığından verilmiş bir yoksulluk ve iştirak nafakası kararının da bulunmadığı, bu sebeple Mahkemenin davalı yanın yoksulluk nafakasına ilişkin talebi hakkında yoksulluk nafakası talebi süresinde istenmediğinden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilerek gerekçenin düzeltilmesi gerektiği gerekçesi ile davalı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, bu hususa ilişkin olarak İlk Derece Mahkemesinin hüküm fıkrasının kaldırılmasına...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından, kusur belirlemesi, reddedilen maddi ve manevi tazminat talebi, velayet, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve velayete yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-karşı davalı kadın ve davalı-karşı davacı erkek tarafından imzalanan 13.07.2016 tarihli dilekçe ile nafaka, ve çocukla kişisel ilişki tesisine yönelik aralarında anlaştıklarına dair protokol sunulmuş olup taraflar arasındaki anlaşma koşulları ve tüm deliller...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece verilen önceki hüküm, Dairemizin 16.01.2017 tarih E.2016/15106 - K.2017/467 sayılı ilamı ile; kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) ile kadın ve çocuk yararına tedbir nafakaları (TMK m. 169) yönlerinden bozulmuş, kadının reddedilen yoksulluk nafakası talebi ve ortak çocuk yararına hükmolunan 150,00 TL iştirak nafakası yönünden bir bozma yapılmamış, hükmün bu bölümleri...

              UYAP Entegrasyonu