WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dairemizce; tarafların eşit kusurlu olduğundan bahisle kadın lehine maddi tazminat verilemeyeceği gerekçesiyle karar bozulmuş, mahalli mahkemece bozma ilamına uyulmakla; her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine ve davacı kadının maddi ve manevi tazminat talebi ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkemece bozma sonrası verilen kararda kesinleşen tarafların boşanma davalarının kabulü, velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi, tedbir ve iştirak nafakası, yoksulluk nafakası, kadının manevi tazminat talebinin reddi hakkında yeniden hüküm kurulması doğru değildir. Ne var ki bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümlerinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....

    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların.....Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/181 Esas 2008/60 Karar sayılı ilamı ile taraf1arın boşanmalarına karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, müşterek çocuk... velayetinin davacıya verildiğini, bu karar ile müvekkiline 200,00 TL tedbir nafakası, müşterek çocuk için 100,00 TL iştirak nafakası verildiğini, kararın aradan geçen süre ve sosyal ekonomik şartlar karşısında müvekkili için yoksulluk nafakasının aylık 300,00 TL arttırılarak 500,00 TL’ye, müşterek çocuk için iştirak nafakasının aylık 300,00 TL artırılarak 400,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Boşanma davası kabul edilince davacı kadın için hükmedilen tebdir nafakası (talep halinde) kararın kesinleşmesi ile birlikte yoksulluk nafakası olarak, çocuk için hükmedilen tedbir nafakası ise iştirak nafakası olarak devam eder. Somut olayda, boşanma davası reddedildiği için tedbir nafakaları yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devam edemez. Zira, iştirak ve yoksulluk nafakaları boşanmadan sonra hüküm doğuran, talep edilebilen nafaka türleridir. Eldeki davada hükmedilen nafakalar ise evlilik birliği devam ederken ayrı yaşamaya hak kazanan davacının ve onun yanında kalan ortak çocuğun yararına takdir edilen tedbir nafakalarıdır....

        Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden davacı kadının bu yöne ilişkin istinaf isteminin kabulü ile, ilk derece mahkemesinin yoksulluk ve iştirak nafakasına ilişkin hükümlerinin kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında verilen karar uyarınca; davacı kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren TMK'nın 175.maddesi uyarınca aylık 600 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk Burak için yine boşanma kararının kesinleştiği tarihten geçerli olmak üzere aylık 500 TL iştirak nafakası takdirine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Taraflar arasındaki boşanma davası şiddetli geçimsizlik nedeniyle açılmış ve evlilik birliğinin temelden sarsıldığını ve yeniden kurulması mümkün olmadığı anlaşıldığından tarafların boşanmalarına karar verildiği ve temyiz edilmeksizin 08.02.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.... 3.Aile Mahkemesinin 2009/95 Esas sayılı boşanma dava dosyası içerisinde 08.09.2009 tarihli duruşmada, davacının zapta geçen beyanından, açıkça yoksulluk nafakası isteminden vazgeçtiğini kabul etmek hukuken mümkün değildir.Mahkemece; gerekli inceleme yapılıp, TMK'nun 175.maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığı araştırılarak sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile yoksulluk nafakası yönünden davanın reddi doğru görülmemiştir.Bundan ayrı olarak; müşterek çocuk İlker için de iştirak nafakası talep edilmiş olmasına rağmen, bu hususda hüküm kurulmamış olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının indirilmesine davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın yoksulluk nafakası yönünden kabulüne, iştirak nafakası yönünden reddine yönelik olarak verilen hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dava; daha evvel boşanma davası ile hükmedilen 250 TL yoksulluk nafakasının aylık 200TL'ye, müşterek çocuk lehine hükmedilen 150 TL iştirak nafakasının 100 TL'ye indirilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece; yoksulluk nafakasının 200 TL'ye indirilmesine, iştirak nafakasının indirilmesi talebinin ise reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK. nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080TL'ye çıkarılmıştır. Kabul edilen ve reddedilen miktarlar dikkate alındığında hüküm, temyiz eden taraflar yönünden kesin niteliktedir....

            Bozma Kararı 1.Bölge Adliye Mahkemesinin 16.07.2019 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen mânevî tazminat, kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi ve iştirak nafakasının miktarı yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise erkeğin açtığı asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakaları ile mânevî tazminatın miktarı, lehine yoksulluk nafakası ve maddî tazminata hükmedilmemesi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur. 2.Dairenin 11.04.2022 tarih 2022/1679 Esas 2022/3458 Karar sayılı kararı ile; davacı-davalı erkeğin taleplerinin istinaf edilmeyerek kesinleşmiş olduğu, davalı- davacı kadının ise, tarafların gerçekleşen sosyal ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk 26.10.2009 doğumlu Ecrin yararına takdir edilen iştirak nafakası miktarının az olduğu ve kadının yoksulluk nafakası talebi yönünden yoksulluk nafakası araştırması yapılarak kadının istemi hakkında bir...

              Mahkemece; taraflar anlaşmalı olarak boşanmış olup, davacı taraf yoksulluk nafakası istemediğini bildirdiğinden davacı tarafın yoksulluk nafası isteminin reddine, müşterek çocuk ... ... Yılmaz için 1.000-TL olan iştirak nafakasının aylık 1.500-TL'ye çıkarılarak dava tarihinden baba ile kalmaya başladığı 01/06/2013 tarihine kadar davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak nafakasının artırılması ve yoksulluk nafakası talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Somut uyuşmazlıkta dosya içeriğinden; ... 17. Aile Mahkemesinin 28.08.2014 tarih, 2013/895 Esas, 2014/545 Karar sayılı ilamıyla müşterek çocuk ... ...'...

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakaları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı vekili Av. ... tarafından 08.06.2012 tarihinde verilen dilekçe ile yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasına ilişkin temyiz taleplerinden feragat edildiği bildirildiğinden; bu nafakalara yönelik temyiz taleplerin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacı kocanın kusur belirlemesi ve tazminatlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....

                  Artırılan iştirak nafakası miktarı olan 100 TL ve en son kalan yoksulluk nafakası miktarı 100 TL'nin yıllık toplamları ayrı ayrı miktarları 1.540 TL'yi geçmediğinden 01.06.1990 gün ve 1989/3-E, 1990/4-K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca temyiz isteminin REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.01.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu