Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" bu itibarla asgari ücret düzeyinde gelir sahibi olmanın yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir. Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Dosya kapsamına göre, davalıya yoksulluk nafakasının bağlanmasından sonra SGK dan 800 TL aylık bağlandığı anlaşılmaktadır. O halde;davalının aldığı maaş nazara alındığında; yoksulluğu ortadan kalkmasa bile mali durumunun olumlu yönde değiştiği dikkate alınarak nafakada hakkaniyete uygun bir oranda indirim yapılması gerekirken davanın tamamen kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
İlk derece mahkemesinin davacı-davalı erkeğin yoksulluk nafakasının kaldırılması aksi takdirde indirilmesi davasının reddi yönündeki karar ve gerekçesinin dosya kapsamı ile uyumlu olduğu kanaatine varılmakla davacı-davalı erkeğin yoksulluk nafakasının kaldırılması aksi halde indirilmesinin reddine dair verilmiş karara yönelik istinaf talebinin reddine, kadının yoksulluk nafakasının artırılması davasına yönelik istinaf talebinin ise mahkemece hükmedilen artış miktarı nazara alınarak artış miktarının karar tarihi itibariyle kesin karar olması nedeniyle yoksulluk nafakasının artırılması davası yönünden istinaf dilekçesinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Mahkemece davacı-karşı davalının davasının kısmen kabulü ile müşterek çocuk için hükmedilen aylık 150,00 TL iştirak nafakasının 150,00 TL artırılarak aylık 300,00 TL'ye çıkartılmasına, yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddine; davalı-karşı davacının davasının kabulü ile davacı için hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı vekili tarafından yoksulluk nafakasının kaldırılması nedeniyle temyiz edilmiştir. Dava, iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılmasına, karşı dava yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 176/4 maddesi hükmüne göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılmasına karar verilebilir. Bu hüküm gereğince mahkemece iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı gerektirmesi gerekmektedir. ......
GEREKÇE: Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması/indirilmesi, karşı dava yoksulluk nafakasının artırılması istemine ilişkindir. HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; İlk derece mahkemesince;" davacının ekonomik durumunda ilk davanın açıldığı tarihten sonra ikinci kez nafakanın indirilmesi veya kaldırılmasını gerektirecek başkaca bir değişiklik meydana gelmediği ileri sürülen sebeplerin tamamının İzmir 13....
Dava, iştirak nafakasının indirilmesi ile yoksulluk nafakasının kaldırılması olmadığı takdirde indirilmesi talebine ilişkindir. 1-Davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesine yönelik temyiz itirazları yönünden, ./.. -2- TMK. 175.maddesi hükmü gereğince; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Müteakip 176/4.maddesine göre ise; “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir”. Aynı şekilde 331.madde uyarınca; “Durumun değişmesi halinde hakim istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır”. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir....
Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması/indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacının işlerinin bozulduğunu, yardım alarak geçindiğini, davalının terzide çalıştığını, anne ve kardeş desteği alan davalının nafakaya ihtiyacı olmadığını ileri sürerek; aylık 1.000.00.- TL olan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, mümkün olmaz ise indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
O halde; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ispat edilemediğinden; boşanma davasında belirlenen yoksulluk nafakasının indirilmesi hakkaniyete uygun olmayıp; mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının yazılı şekilde indirilmesine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Kabule göre de; hüküm fıkrasında hükmün kesinleşme tarihine kadar tedbir nafakasına hükmedildiği belirlenmekle; davanın yoksulluk nafakasının azaltılmasına ilişkin olduğu ve devam eden yoksulluk nafakası mevcut bulunduğu gözetilmeden; yazılı şekilde tedbir nafakasına hükmedilmesi de doğru görülmemiştir....
Aile Mahkemesi'nin 2012/833 E 2012/961 K sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, kadın lehine aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, yoksulluk nafakasının boşanma ilamından bu yana arttırılmadığı, geçen zaman içerisinde tarafların sosyal ekonomik durumlarında değişiklik olmadığı, aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakasının kadının ihtiyaçlarını karşılamaya yetmeyeceği" gerekçesiyle, davanın kabulü ile, İzmir 5. Aile Mahkemesi'nin 2012/833 E 2012/961 K sayılı kararı ile davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 10.000,00 TL'ye yükseltilmesine, yoksulluk nafakasının kararın kesinleşmesinden bir yıl sonra başlamak üzere ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiştir....
Davacı vekili dava dilekçesinde, iştirak ve yoksulluk nafakasının daha önce mahkemece 225’er TL’ye karar verildiğini, aradan zaman geçtiğini belirterek 500’er TL’ye artırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevabında, nafaka miktarlarının fazla olduğunu, indirilmesi gerektiğini beyan etmiştir. Mahkemece; yoksulluk ve iştirak nafakasının ayrı ayrı 225’er TL’den 325’er TL’ye artırılmasına karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Taraflar arasında daha önce görülen nafaka artırma davasında davacı kadına ve müşterek çocukları Ayşe’ye ayrı ayrı 01.03.2006 dava tarihi itibariyle 225’er TL iştirak ve yoksulluk nafakasına karar verildiği, dosya kapsamına göre kararın 3.Hukuk Dairesinin düzeltilerek onama ilamı ile kadın için hükmedilen 225 TL yoksulluk nafakasının 150 TL’ye indirilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Davada, yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması talep edilmiştir....
Somut olayda ;davalının anlaşmalı boşanmayla kabul edilen yoksulluk nafakasının üzerinden geçen zamanda yaşanan değişim, tarafların dosyaya yansıyan sosyal yaşam standartları, dava tarihindeki şartlara göre; davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı dikkate alınarak TMK'nun 4.maddesi gereğince hakkaniyet kuralları gereğince davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş ise de yoksulluk nafakasının indirilmesi talebinin kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Buna göre davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek ilk derece mahkemesinin yoksulluk nafakasının indirilmesi talebinin reddine, davacının istinaf itirazlarının ise reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....