İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...davalının ev hanımı olduğu, babasından dolayı ölüm aylığı aldığı, tarafların kendilerine ait evde ikamet ettikleri, kira ödemedikleri, davacının emekli olduğu ve emekli aylığı geliri olduğu, bunun yanı sıra halen asgari ücretli olarak bir fabrikada çalıştığı, yoksulluk nafakasının bağlandığı döneme göre tarafların gelir ve gider seviyelerinde önemli ölçüde bir değişiklik bulunmadığı, davalı kadının lehine bağlanan yoksulluk nafakasına ihtiyacı olduğu..."gerekçesi ile; "1- Davacının davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin REDDİNE, 2- Davacının davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının değişen koşullara uyarlanarak düşürülmesi talebinin REDDİNE,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı erkek vekili, davanın kabulü gerektiğini ileri sürmek suretiyle hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı kadın istinaf yasa yoluna başvurmamıştır....
-TL yoksulluk nafakasının kaldırılması talep edilmiş ve mahkemece bu dava yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça istinaf istemine konu olan ve kaldırılması talep edilen yoksulluk nafakası miktarı yıllık (200,00.-TL x 12) 2.400,00.-TL olup hükmün verildiği tarih itibarı ile öngörülen kesinlik sınırının altındadır. Bu durumda, hüküm tarihi itibarı ile kesin olduğu yasada açıkça belirtilen kabul edilen yoksulluk nafakasının kaldırılması davası yönünden istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulamaz. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir. (6100 sayılı HMK m.352) Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK'nun 341, 346/1 ve 352. maddeleri gereğince, hüküm tarihi itibarı ile kesin olan,yoksulluk nafakasının kaldırılması davası yönünden davacı tarafın istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....
-TL yoksulluk nafakasının kaldırılması talep edilmiş ve mahkemece bu dava yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça istinaf istemine konu olan ve kaldırılması talep edilen yoksulluk nafakası miktarı yıllık (200,00.-TL x 12) 2.400,00.-TL olup hükmün verildiği tarih itibarı ile öngörülen kesinlik sınırının altındadır. Bu durumda, hüküm tarihi itibarı ile kesin olduğu yasada açıkça belirtilen kabul edilen yoksulluk nafakasının kaldırılması davası yönünden istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulamaz. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir. (6100 sayılı HMK m.352) Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK'nun 341, 346/1 ve 352. maddeleri gereğince, hüküm tarihi itibarı ile kesin olan,yoksulluk nafakasının kaldırılması davası yönünden davacı tarafın istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Davacı- davalı kadın vekili, davalı-davacı erkeğin kabul edilen yoksulluk nafakasının kaldırılması davası hakkında verilen hükmü temyiz etmediğine göre, davalı-davacının temyiz itirazları üzerine temyize cevabında artık, yoksulluk nafakasının kaldırılması davası hakkında kurulan hükme karşı itirazlarını ileri sürme hakkını kaybetmiştir. Bu sebeple davacı- davalı kadının katılma yoluyla temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Fer'i müdahil, ancak yanında katıldığı tarafla birlikte kanun yoluna başvurabilir. Yanında katıldığı taraftan bağımsız olarak hükme karşı kanun yoluna başvurma yetkisi yoktur. Mahkemece davaya fer'i müdahil olarak katılma talebi reddedilen M.. D..'nin temyiz itirazları bu nedenle incelenemez....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 14/09/2021 NUMARASI : 2021/338 ESAS - 2021/621 KARAR DAVA KONUSU : Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması, KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı asil dava dilekçesinde özetle; davalı eski eşinin yoksulluğun ortadan kalktığını belirterek yoksulluk nafakasının kaldırılmasını ve oğlu için ödediği nafakanın %10 oranında artırılarak devam etmesini istemiştir....
Dava; velayetin değiştirilmesi, iştirak nafakasının kaldırılması ve geriye dönük ödenen iştirak nafakasının iadesi ve yoksulluk nafakasının kaldırılması, karşı dava ise; yoksulluk nafakasının artırılması talebine ilişkindir. Davacı taraf; dava dilekçesi ile velayetin değiştirilmesi talebinin yanısıra, geriye dönük iştirak nafakası ödemelerinin iadesi ve yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinde bulunmuştur. Yargılama aşamasından geriye dönük ödenen iştirak nafakası talebinin 8.400,00.-TL'lik kısmı ile ilgili olarak harç ikmali yapılmış ancak yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi yönüyle harç ikmali yaptırılmamıştır. Davalı ise; cevap dilekçesi ile; lehine boşanma davası ile hükmedilen yoksulluk nafakasının ÜFE'ye göre arttırılması talebinde bulunmuş, mahkeme tarafından yargılama aşamasında davalı tarafa harç ikmali yapması hususunda karar vermiştir....
Reddedilen yoksulluk nafakası miktarının yıllık toplamının (300 TLx12=3.600 TL) karar tarihi itibariyle HMK'nun 341/2. maddesinde belirtilen parasal sınırın altında ve kesin nitelikte olduğu, bu durumda, davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi yönünden verilen kesin nitelikteki bir karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşıldığından, HMK'nun 341/2.maddesi gereğince davacının yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin miktar itibariyle reddine karar verilmesi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE )MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün,süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine;temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra,dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı ile 2011 yılında boşandıklarını, boşanma neticesinde davalı için aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini,ancak davalının SGK'dan emekli olduğunu ve halihazırda kendisinden fazla geliri bulunduğunu, yine bu gelirinin de düzenli bir gelir olduğunu ileri sürerek; davalının emekli olma tarihinden itibaren lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, cevap dilekçesi sunmamıştır....
Dairemizin 29/03/2017 tarihli ve 15266 Esas ve 2017/4244 Kararıyla; “davacının talebinin yoksulluk nafakasının kaldırılması olarak nitelendirilerek, gerekçeli kararda da davalı kadın aleyhine yoksulluk nafakasının kaldırılması şartlarının oluşup oluşmadığı tartışılarak sonucuna göre karar verildiği, o halde mahkemece; davanın müşterek çocuk lehine daha evvel hükmedilen iştirak nafakasının kaldırılması talebine ilişkin olduğu göz önünde bulundurularak, TMK'nın 182. ve 330. maddeleri çerçevesinde iştirak nafakasının kaldırılması için gerekli şartların oluşup oluşmadığı hususunda taraf delilleri de değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden” kararın bozulmasına karar verilmiştir. Bozma sonrası Mahkemece; Davanın kısmen kabulü ile, müşterek çocuk için ... 1....
edilen yoksulluk nafakasının kaldırımasına, aksi takdirde aylık 100 TL'ye indirilmesine karar verilmesini talep ederek dava açmıştır....