"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılmas/indirilmesi ve karşı dava olarak açılan iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı-k.davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 3.70.TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.12.2017 günü oybirliğiyle karar verildi...
Davacı taraf yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir. Dosya kapsamından, reddedilen yoksulluk nafakası miktarının, bir yıllık toplam tutarının 200x12= 2.400 TL olduğu, kararı davacı istinaf ettiğinden kararın red edilen kısım itibariyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2. maddesi gereğince miktar itibariyle kesin nitelikte olduğu, bu durumda davacı tarafın kesin nitelikteki bir karara karşı istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşıldığından, davacının istinaf başvuru dilekçesinin miktar itibariyle reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış, bu doğrultuda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
GEREKÇE; İstinaf incelemesine ilişkin dava yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkindir. Dava taraflarının ekonomik durumlarının olağanın dışında değişmesi halinde nafaka miktarının yeniden değerlendirilmesi mümkün olduğu gibi davalının yoksulluk durumunun ortadan kalkması halinde de nafakanın tamamen kaldırılması olasıdır. Somut olayda davalının geliri bulunmadığı, oturduğu evin kendisine ait olmasının yoksulluk durumunu ortadan kaldırmayacağı gibi boşanma sırasında davacı tarafından bırakıldığı dikkate alındığında yeni bir ekonomik gelişme olarak değerlendirilemeyeceği, tarafların dosyaya yansımış ekonomik durumları dikkate alındığında nafakanın kaldırılması yada azaltılması şartlarının oluşmadığı, bu hali ile mahkeme kararının hak ve nesafet kurallarına uygun olduğu değerlendirilmiş ve davacı tarafın ilk derece mahkemesi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 13/07/2021 NUMARASI : 2020/48 Esas - 2021/188 Karar DAVA KONUSU : Nafakasının Kaldırılmas KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin iflas ettiğini, gelirinin bulunmadığını belirterek davalı lehine takdir edilen 400,00 TL yoksulluk nafakası ile müşerek çocuk lehine takdir edilen 400,00 TL iştirak nafakasının kaldırılması aksi takdirde her iki nafakanın aylık 100,00 er TL ye indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle, lehine takdir edilen 400,00 TL yoksulluk nafakası ile müşerek çocuk lehine takdir edilen 400,00 TL iştirak nafakasının artırılarak aylık 750,00 şer TL ye çıkarılmasına ve nafakalara gelecek yıllarda ÜFE-TÜFE oranında artırım yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
takdir yetkisi kapsamında...” kalmayan ve hükmün 1.fıkrasında yer alan; “...500 TL yoksulluk nafakasının aylık 200 TL azaltılarak aylık 300 TL yoksulluk nafakasının...” ifadelerinin çıkarılarak yerine “...500 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 200 TL azaltılarak aylık 300 TL yoksulluk nafakasının...” ifadelerinin yazılması sureti ile hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 05.11.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davalı- birleşen davacı vekili; davacı- birleşen davalının çalıştığını, düzenli geliri bulunduğunu, yoksul olmadığını belirterek, asıl davanın reddi ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; davacının boşanma kararından sonra aradan geçen süre zarfında güvenlik görevlisi olarak halen çalışıyor olması ve düzenli gelirinin bulunduğu gerekçesiyle asıl yoksulluk nafakasının arttırılması davasının reddine, birleşen yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının kabulüne, yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı- birleşen davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Dava dilekçesinde dava değerinin 500 TL olduğunu beyan ederek yoksulluk nafakasının kaldırılması ile intifa hakkının kaldırılması olarak iki ayrı talebi yönünden maktu miktarda peşin tek harç yatırmıştır. Davacının talebi yoksulluk nafakasının kaldırılması yönünden nispi peşin harca tabidir. Kaldırılması istenen yoksulluk nafakasının bir yıllık miktarı üzerinden nispi peşin harç eksikliği tamamlanmadan davanın esası hakkında karar verilemez. Mahkemece Harçlar Kanunu 30-32. maddelerinde gösterilen usul uygulanarak, eksik olan nispi peşin harç tamamlattırılmadan, yargılamaya devam edilerek yoksulluk nafakası hakkında yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Somut olayda yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, nafakanın kaldırıldığı tarihin açıkca yazılmaması doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün B bölümünün 1 fıkrasının 2. bendinde yer alan "aylık 100 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına" cümlesinin "aylık 100 TL yoksulluk nafakasının karşı dava tarihinden itibaren kaldırılmasına" sözleri yazılmak sureti ile hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 2.75'er TL bakiye temyiz harcının temyiz taraflara yükletilmesine, 29.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemece davanın kabulüne, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Mahkemece oluşturulan hükümde yoksulluk nafakasının hangi tarihten itibaren kaldırılacağı belirtilmemiştir. 28/11/1956 tarih ve 15 E.-15 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder. Buna göre, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına dava tarihinden itibaren hükmetmek gerekirken; yoksulluk nafakasının kaldırıldığı tarihin belirtilmemiş olması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır....
Aile Mahkemesi'nin 2008/1027 Esas sayılı dosyası ile belirlenen aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL'ye çıkartılmasına” ifadesinin ve “ ÜFE+TEFE oranında” ifadesinin hükümden çıkartılarak yerlerine sırasıyla “ aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren” ve “ ÜFE” ifadelerinin yazılması suretiyle hükmün 2 maddesinin “davacı için aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, belirlenen yoksulluk nafakasının her yıl kararın kesinleşme tarihi itibariyle ÜFE oranında artırılmasına, fazlaya ilişkin reddine” şeklinde düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.10.2015 günü oybirliğiyle karar verildi...